Birlikte olacağız tradutor Inglês
1,258 parallel translation
Birlikte olacağız.
We'llbe together.
Ama birlikte olacağız.
But we'll be together.
Hepimiz birlikte olacağız.
And we'll all be together. Forever.
Gelişmelerle yine birlikte olacağız.
We'll come back live later with an update of these proceedings.
Çocuk doğana kadar tekrar birlikte olacağız.
We'll have time together until the child is born.
Şu andan itibaren hep birlikte olacağız.
From now on, we'll always be together.
Diğer tarafa kadar... birlikte olacağız.
Till the other side, then...,... we'll be together.
Ee, bu mesajlardan sonra tekrar birlikte olacağız.
Uh, we'll be back right after these messages.
Bize ne bundan. Her ne olursa birlikte olacağız ve bence böyle bir şey olmayacak.
And if it doesn't, and I don't think it will, then we'll all have the best time anybody has ever had.
Programın sonundaki törende hepimiz seni görmeye geleceğiz. Böylece evde olabileceksin... Hep birlikte olacağız.
We can't wait to see you up there at graduation, to have you home, so we can all be together again.
- Daima birlikte olacağız.
- We will always be together.
Daha korkunç olaylarla tekrar birlikte olacağız ancak şimdi bir ara vermemiz gerekiyor.
We'll be back with more Terrifying But True in a moment.
Ölüm bizi ayırana kadar her birlikte olacağız, Nak.
We will be together till death do us part, Nak.
- Yakında birlikte olacağız.
- I'll be joining you soon.
Sonsuza kadar birlikte olacağız.
We can have eternity together.
Her zaman birlikte olacağız. "
We'll always be together.
Hepimiz birlikte olacağız.
We'll all be there together.
Kahrolası, bir nokta var ki ben ve Terry diğer tarafta yeniden birlikte olacağız ; öyleyse neden daha fazla bekliyorum?
What's the fucking point? Me and Terry'll be back together on the other side... so why wait any longer?
- Gelecek yıl birlikte olacağız. Sen ve ben... Yeni okulumuzda.
But next year, it'll be you and me reunited at Cal State Dominguez Hills.
Yarın birlikte olacağız, biraz eğlenin ve söyleyin.
We'll get together tomorrow, have a little show-and-tell.
Yakında bu hastalıklı gezegenden ayrılacağız ve Dış uzaya uçup bizim gibi havalı uzaylılarla birlikte olacağız.
Soon we will leave this lame planet and fly through outer space with cool aliens who like us.
Sonra da hepimiz birlikte olacağız.
And then we will all be together again.
Sevinç anımızda da birlikte olacağız.
We'll be together even in this joyous moment.
Biz hep birlikte olacağız...
We will always be together...
Az sonra Aşçıbaşı Frasier'la birlikte olacağız.
We'll be right back with Chef Frasier.
Ve en önemlisi birlikte olacağız.
And the most important thing is we'll be together. All right.
Çıktığım zaman birlikte olacağız, tamam mı?
When I get out, we'll be together.
Artık birlikte olacağız, Eve.
We're gonna be together now, Eve.
Papaz okulundan birkaç kişiyle birlikte olacağız.
We're davening with a group from the seminary.
Kalinga'da birlikte olacağız dememiş miydim ben?
Didn't I promise you that we will be together in Kalinga?
Sonsuza kadar birlikte olacağız!
Now we're gonna be together forever.
Bütün süreç boyunca sizlerle birlikte olacağız.
We'll stay with you through all of this.
Bizi düşündüğümde hep birlikte olacağımızı düşünüyorum.
When I think about us, I'm thinking about forever.
Seninle yeniden birlikte olacağınız hakkında düşler kuruyordum.
I still harbored the fantasy that you and he would get together again.
- Tekrar birlikte olacağımızı biliyordum.
- I knew we'd get back together.
Uzun süre birlikte olacağımız bir baş belası ) Bir senatör, ismi lazım değil, "hayır"'ı yanıt olarak kabul edemedi.
A certain congressman, who will go nameless, just does not know how to take no for an answer.
- Onun karşısına birlikte çıkacağız! - Ben de arabada olacağım.
- And I'll just be in the car
Bizi birlikte yanlız bıraktın, bunun olacağını bilerek.
You left us alone together, figuring that this would happen.
Sen benim için bir tür arkadaşsın... senin nefret ettiğin biri için birlikte hareket ederek dostun için ödeşmiş olacağız.
You're some kind of friend, teaming up with somebody that you hate just to set things square for your pal.
Uzun zaman önce... birlikte hayatımızın sonuçlarının olacağını kabul ettim... bir gün buna gelebileceğini.
A long time ago I accepted the consequences of our life together. I knew that it might one day come to this.
Birlikte ne kadar müthiş olacağımızı hayal et...
Imagine how awesome together we'd be.
Birlikte olacağınız gayet açık.
It's, like, so obvious that you two are gonna hook up.
En azından birlikte kanser olacağız.
At least we'll get cancer together.
Birlikte harika olacağız.
We'll be great together.
Sonsuza kadar birlikte olacağımızı söylemiştik.
We said we'd be together forever.
Birlikte gecenin şehrine uçacağız Ve bütün bunlardan özgür olacağız. Ve sonunda aşkımız huzura kavuştuğunda özgür olacağız.
We will fly together to the city of the night where we were meant to be free from all of this where you can rest, my love, finally, and be free
Bununla birlikte... bütün gece uyanık olacağız bebeğim.
we're gonna be up all night, baby!
Buraya Fay'e bir gün tekrar birlikte olacağımızı söylemeye geldim.
I came here to tell Fay that we would be together again one day.
Onları aldığımda, birlikte durdurulamaz olacağız.
And once I have them, together, we will be unstoppable.
Joey'le birlikte olacağımızı kim düşünürdü, değil mi?
Who would have ever thunk me and Joey would end up together, huh?
Kulağını kestiğim gün, altı ay birlikte olacağımız aklıma gelmezdi.
You know, the day I cut your ear off, I never dreamed we'd be spending six months together.