Blue tradutor Inglês
25,751 parallel translation
The Heart Bled Blue.
The Heart Bled Blue.
The Heart Bled Blue e-kitap olarak çok ilgi görmemiş ki bu iyi, ikimiz için de, çünkü dün gece 4.000 dolar harcayarak internette bulabildiğim tüm basılı kopyaları bulmaya çalıştım.
The Heart Bled Blue didn't get the e-book treatment, which is good, for both of us, because I spent almost $ 4,000 last night trying to find all the hard copies I could find online.
Getirisi ve götürüsü ne olur bilemem, ama yalnız şu kadarını söyleyeyim "The Heart Bled Blue" bulunması zor bir kitap olacak.
I don't know the ins and the outs, but suffice it to say that The Heart Bled Blue is about to become very difficult to find.
Kraliçe, eşyalarının bu gece mavi odaya taşınmasını istiyor.
The Queen wants all her things moved into the blue state room tonight.
Teslimatı da Mavi Kobra'dan alıyor.
And he'll be taking deliveries from the Blue Cobras.
Çünkü ona tam göbeğinde bir yer vermiştin. Mavi Kobraların bölgesindeki o yeri elinde tutarsa onundur demiştin.
'Cause you gave him a corner right in the middle of the Blue Cobras'territory, told him it was his if he could hold it.
Ve onlara Mavi Kobra dövmesi yaptırdı.
And put blue cobra tattoos on'em.
Evet, sonrasında polisler Mavi Kobralar'ın kökünü kazıdılar.
Yeah. After that the cops cracked down on the Blue Cobras.
Ve düşünmeden duramıyorum, ya ya birden bire büyük bir şey ortaya çıkarsa.
And I keep thinking about, you know, what if, if I just, out of the blue, bit the big one.
Mavi ipek süslemeli.
Blue silk trim.
Mavi renkli bir heçbek.
He said a blue hatchback.
İsimleri sistemden sorgulatacağım. Ve aralarında mavi bir heçbek olup olmadığını göreceğiz.
I'll run the names at the DMV and see if anyone has a blue hatchback.
Olay mahalinde mavi bir heçbek gördüğünü söyleyen bir görgü tanığımız var.
We have an eyewitness who ID'd a blue hatchback at the scene of the crime.
Voulez Vous'nun daimi müşterilerinden birinde mavi bir 1972 Chevelle Fastback araba varmış.
One of the Voulez Vous patrons has a blue 19722Chevelle Fastback registered under his name.
Biz daha çok sizin mavi Chevelle'inizle ilgileniyoruz.
We're interested in your blue Chevelle.
Destiny, Nick ve senin Cassidy öldürülmeden hemen önce... Pablo'nun arabasına bindiğinizi söyledi.
Destiny said she saw you and Nick get inside Pablo's blue hatchback minutes before Cassidy was killed.
Pembe mi, mavi mi?
Yeah. Pink or blue?
- Mavi kazağım hala sende mi?
- Do you, um, still have my blue sweater?
Maviler endirekt serbest vuruş yapacak. Aralarında nasıl paslaşacaklarını düşünüyorlar.
The blue robots need to have an indirect free kick so they're figuring out how they should pass between themselves.
Lacivert sedan, muhtemelen Crown Vic.
Dark-blue sedan, probably Crown Vic.
Camp Russell'ın 1988 mezunlarının çoğu emekli olmuş ve masmavi sular ve mai tai'lerle dolu Facebook resimlerine bakarsak ben de katılmayı düşünüyorum.
The Camp Russell alum of 1988 is mostly retired, and judging from the Facebook photos of the crystal-blue waters and the mai-tais, I'm thinking of joining.
Mavi nokta o.
That blue dot is him.
Picasso'nun Mavi Dönemi veya Kristal Dönemindeki gibi.
You see him going through his Blue Period or his Crystal Period.
Bob Dylan, "Tangled Up in Blue" şarkısını neyle alakalı olduğunu bildiği halde evlenmeye başlamadan önce yazmaya başlamadı.
Bob Dylan didn't start writing "Tangled Up in Blue" on the day of his marriage even though that's what it's about.
Sanki mavi eyalete seyahet etmek istiyorum da.. diğer yerleri umursama.
Like I want to travel to a blue state, never mind other worlds.
Hadi be hakem, nereye bakıyorsun?
Come on, Blue! What are you watching?
Özür dilerim, böyle birdenbire aramam tuhaf oldu ama David D'Amato hakkında bir haber hazırlıyorum.
Hey, sorry, it's probably a bit of a strange call to receive out of the blue, but I'm doing a story about, uh, David d'amato.
Sanchez nefes alamıyor ve dudakları mavileşiyor.
Sanchez can't breathe and his lips are turning blue.
- Bu mavi tavşanlar, çok samimi ve umut dolular.
- What are you talking about? - Well, these blue bunnies. They're so sincere, and so hopeful.
Sally, bu mavi etiket mi?
Sally, is that a blue label?
Mavi etiket mi kullanıyorsun?
Are you using blue labels?
- Bu mavi bir etiket mi?
- Is this a blue fucking label? - Oh, yeah.
- Evet. - Eserlerime mavi etiket mi koyuyorsun?
- You're putting a blue label on my art?
Evet. Sence maviyi seviyor muyum?
What, do you think I like blue?
Nefret ediyorum.
- I hate blue.
Eserlerimde mavi kullanıyor muyum?
Do I use blue in my art?
İnsanlar kutumu açtığında, mavi görürse maviyi düşünürler.
Don't you think when people open up my box, they see blue, they think of blue.
Beyaz etiket kalmadıysa, kıçını kaldırıp mağazaya gidip beyaz etiket alırsın.
If there aren't any white labels, you go to the store you walk your fucking butt out to the store and you get more white labels. You don't use blue labels.
Mavi etiketleri kullanmazsın. Mavi sevimli.
Blue is fucking cute.
Mavi saçmalık, Sally.
Blue is fucking bullshit, Sally.
Mavinin sevimli olduğunu anlıyor musun?
Do you fucking understand that blue isn't fucking cute?
Bana mavinin sevimli olduğunu bildiğini söyle, Sally!
Tell me you know blue isn't fucking cute, Sally.
- Mavi saçmalık.
- Blue is bullshit. - I get it.
Anlıyorum. Üzgünüm. Lanet kutundan lanet mavi etiketleri çıkar ve gidip beyaz etiket al.
Take the fucking blue label off your fucking box and go get some white ones.
Bu arada, o lanet mavi tişörtünü de çıkar!
In the meantime, take off that blue fucking shirt.
Çizgi romanımdaki mutlu mavi tavşanlar hardalı seviyor.
In my comic book, the happy blue bunnies love mustard.
Blue Peak Müzik.
Blue Peak Music.
Hangi saçma öyküyü anlattıysan sana inandılar çünkü önüme polis barikatı örüldü resmen.
Well, whatever cock-and-bull story you told them, they bought it,'cause that blue wall went straight up.
Laboratuvar mavi kartta iz bulamadı.
The lab couldn't pull any prints off that blue index card.
Neler oluyor?
this is gonna be out of the blue, but, um... What's going on?
Mavi sahici değil.
Blue isn't truthful.