Bu herşeyi açıklıyor tradutor Inglês
86 parallel translation
Bu herşeyi açıklıyor.
That settles it.
Sanırım bu herşeyi açıklıyor baylar.
I think that takes care of everything, gentlemen.
Bu herşeyi açıklıyor
That explains it.
Bu herşeyi açıklıyor sanırım.
I believe that should cover everything.
Evet, bu herşeyi açıklıyor.
Yeah, that figures, all right.
Bu herşeyi açıklıyor.
Oh, well, that explains everything.
Bu herşeyi açıklıyor.
So that's what caused it.
- Bu herşeyi açıklıyor.
- That makes it all clear.
Sanırım bu herşeyi açıklıyor.
Well, I guess that says it all.
Doğru bu herşeyi açıklıyor.
Well, that explains everything.
Evet, öyle anlaşılıyor ki, bu herşeyi açıklıyor, ve her şey raporda yer alıyor.
Yes, that seems to be everything, and it's all here right in the report.
Bu herşeyi açıklıyor.
Well, that explains it.
Tahtın asıl varisi o. Ah, işte bu herşeyi açıklıyor.
"irrecolulably"?
Bu herşeyi açıklıyor.
That explains everything.
- Bu herşeyi açıklıyor.
- Oh, that clears everything up.
Bu herşeyi açıklıyor.
That's what sets it off.
- Şey, bu herşeyi açıklıyor.
Well, that explains it.
Bu herşeyi açıklıyor.
That would explain it.
Korsanlar mı? Bu herşeyi açıklıyor.
Well, that settles it.
Doğru. Bu herşeyi açıklıyor.
That explains everything.
Bu herşeyi açıklıyor.
That explains it all.
Bence bu herşeyi açıklıyor.
I think that covers it.
Haritası vardı. Bu herşeyi açıklıyor.
Yeah, that clears up everything.
- İşte bu herşeyi açıklıyor
Well, that figures.
Haklısın, bu herşeyi açıklıyor.
Well, that certainly would explain it.
Bu herşeyi açıklıyor o zaman, öyle değil mi?
Well, that just says it all, doesn't it?
Oh, evet, bu herşeyi açıklıyor.
Oh, well, that explains it.
Ve bu herşeyi açıklıyor.
And that says everything.
Bu herşeyi açıklıyor.
So that would explain it.
Bu herşeyi açıklıyor.
It's quite revealing.
Bu herşeyi açıklıyor..
That's more like it.
- Bu herşeyi açıklıyor.
- That explains it.
Evet, bu herşeyi açıklıyor.
- Yeah, that explains it.
Anne, bu herşeyi açıklıyor.Niçin ailesinin olmadığını niçin hiç arkadaşının olmadığını
Mom, this explains everything. Why she has no family, why she has no friends.
Ama sonunda Birleşik Devletlere gitti. Bu herşeyi açıklıyor.
- Well that makes perfect sense.
Sanırım bu herşeyi açıklıyor...
I think that covers it all...
Bu herşeyi açıklıyor
Well, it sure would explain a lot.
- Bu herşeyi açıklıyor.
This explains everything.
ve bu herşeyi açıklıyor mu?
And that justifies everything?
Oh tamam, bu herşeyi açıklıyor.
Oh, well, that explains that.
- Bu herşeyi açıklıyor
That explains it.
Bu herşeyi açıklıyor.
Explain this.
Bu herşeyi açıklıyor.
That sounds promising.
Bu herşeyi açıklıyor. Evet.
Yeah, that would explain everything. / Yes.
Al, Jenny, Bu mektup herşeyi açıklıyor.
Aw, Jenny, I've got a letter here that'll explain everything.
Bu Johnson'un söylediği herşeyi açıklıyor?
- Johnson said that's what this was for?
Bu herşeyi açıklıyor.
- Really?
Bu teorim herşeyi açıklıyor.
It explains absolutely everything.
Bu herşeyi açıklıyor.
That explains it.
Evet. Bu herşeyi açıklıyor.
Yeah, that explains it.
Bakın, bu kovboy şapkası herşeyi açıklıyor.
Look, this cowboy hat comes right off.