Bu olayda tradutor Inglês
1,265 parallel translation
Babam Jesse'i bu olayda yanına aldı.
My dad's recruited Jesse into his crusade.
Bu olayda, etraflıca tartıştıktan sonra cezayı askıya almaya karar verdik.
In this case, after much deliberation... we decided upon a suspended sentence.
Bu olayda çay yapraklarını okuruz böylece davayı çözüveririz
So we'll just read the tea leaves on this one and there it is, right? Case closed?
Ama bu olayda yetkinin anlamı hoşuna gitmeyebilir. Çok meraklısı olduğun bilginin sorumluluğunu da üstlenmen gerekecek.
Only you might not like what it means - what you're gonna have to do with that information you're so anxious to have.
Hükümet, ilk kez bu olayda...
For the first time, the government is...
Buna bende tanıklık ederim. Çünkü ben bu olayda anahtar görgü tanığıyım.
So, this is whati'm gonna be testifying to'cause basically I'm like, the key eyewitness in the case.
İzin ver bu olayda sana yardım edeyim.
Let me help you with this.
Bu olayda, bir şeylerin doğru olmadığı fikri takıldı kafama.
I'm just wondering if the story didn't seem a little off.
Bu olayda bir de çocuk mu var?
- There's a child involved?
Bu olayda ya bizimlesin ya da değilsin
You're-You're either with us on this or you're not.
- Benim bu olayda yapabileceğim hiçbir şey olmadığını düşünmüyor musun?
- You don't think I had anything to do with it, do you?
Bu işler zaman alır, ancak bu olayda...
These things take time as it is, but in this case...
Aslında beni ispiyonladığı için Haladki'ye kızacağını sanıyordum ama bu olayda ödeşmiş olduk. Bir şey mi var?
I was hoping Haladki would get nailed for snitching, but I guess we broke even on this one.
Daha minimal düzeyde bu yaygın bir durumdur ama bu olayda iş kontrolden çıkmış.
Again, this is typical on more minimal levels, but in this case... ... it just got out of control.
Bu olayda kontrol bende. Kararları ben veririm.
I'm in charge of this situation.
Bu olayda kötü adam yok.
There's no bad guys in this one.
Nick, sen bu olayda yalnız çalışacaksın.
Nick, you're going to get to run this solo.
- Evet. Ama bu olayda değil.
Not in this case.
Griss bu olayda işleri bölüşmemizi istiyor.
All right, listen, Griss wants us to divide and conquer.
- Bu olayda, kan burada arkada öyleyse arkaya yaslanması lazım.
But in this case, the blood is back here. So she needs to be back. That's good.
Büyükelçi... Kaybınız için gerçekten üzgünüz. Ama tüm saygımla bu olayda Yüksek Komutanlığın da bazı sorumlulukları var.
Ambassador, we are very sorry for your loss.
Bu olayda kimseyi suçlamış veya tutuklamış değiliz.
We have not accused or charged anyone of this crime.
Bu olayda saat bir yıl önce durmuş.
Clock ran out on this case a year ago.
Bu olayda Carlos'la çalışıyorum.
I'm working this case with Carlos.
Kusursuz bir holografik değişim cihazı, bu olayda Albay O'Neill'ı kopyalayan bir cihaz.
A device which creates a flawless holographic disguise - in this case, a duplicate image of Colonel O'Neill.
Bu olayda Müttefikler her iki dünyanın da en kötülerini tasviye ettiler.
In the event, the Allies wound up with the worst of both worlds.
- Bu olayda olamaz.
- Not in this instance.
Bayan Caroline'ın bu olayda bir cinayet sebebi olduğu ve aleyhinde pek çok kanıt bulunduğu kesin.
There's no doubt whatever that she had ample motive and much of the evidence, it tells against her :
Bu olayda hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı sonucuna vardım.
I have concluded that nothing in this matter is what it seems.
Bu olayda çalışırsak, bölümün gözü üstümüzde olur. En önemli olaylar bende.
I got the most high-profile cases under my belt ;
- Bu olayda mı çalışıyor?
Is he on the case? Yeah.
Bunu yapan kişi kurnaz biriyse parmak izi bırakmamıştır. Ama bu olayda en ufak bir kurnazlık belirtisi yok.
Unless he was slick, the guy that did this definitely left behind a print, and, frankly, nothing about this looks slick.
Bu olayda çalışmıyorsun.
You're not on the case.
Ama bu olayda kocaya, evliliğinin mizacına daha uygun yolları tercih etmesini önerdim.
Though in this particular instance I advised the husband to pursue avenues more suited to the temperament of his marriage.
Bütün adamlarımız bu olayda çalışıyor Matt, tamam mı?
We got all our guys on this, Matt, all right?
Artık bu olayda çalışmıyorsun.
You know what? You're not working on this case anymore.
Bu olayda kullanabileceğimiz bir şey yok. Yani kusura bakma.
In this case, we don't, so I'm sorry.
Bu olayda Adli Tıp'ın önceliği var. İsterlerse destek oluruz.
The Medical Examiner will probably take the lead, so we'll roll out backup.
Ama bu olayda bizim bombacımız flaş düğmesinin karşısına bir çivi yerleştirdi.
But in this case, our bomber... placed a nail opposite the flash button right here.
"Umarım bu olayda elde ettiğin küçük bağımsızlık, seni sevmekten ve düşünmekten başka bir şey yapmamış büyük annenle dedene düşman olmaya değer."
"and I hope that small veneer of independence... " that you've extracted from this incident... " is worth the total alienation of the grandparents...
Bu olayda basit bir telefondan daha fazlası olduğunu düşünüyor.
And he's convinced there's more going on here than a crank call.
Bu olayda sahte paralar ve ölen uyuşturucu satıcılarından fazlası var.
We're into more than phony franklins and dead drug dealers. Much more.
Ben bu olayda kurban durumdayım.
My building getting smoked makes me a victim.
Bence sadece altı şüpheli var bu olayda.
As far as I'm concerned, there's only six suspects.
Fakat geçen 100 yılda binlerce yoldaş kavga etti ve çogu hayatını bu inanılmaz olayda kaybetti.
But for the past 1 00 years many comrades have fought and lost their lives for this unbelievable fact
Bu olayda 168 kişi ölmüştü.
Timothy McVeigh and Terry Nichols, blew up the federal building in Oklahoma City, killing 168 people.
Olayda kimse yaralanmadı, ama seçimlere 6 hafta kala.. .. bu olay iki parti için de can alıcı olabilir.
No one was injured in the incident, but with just six weeks till Election Day... this could be a hot-button issue for both parties.
Bu tür bir olayda yapılacak tek bir şey var.
( roars ) There's only one thing to do in a situation like this.
General Eisenhower, bu tarif edilemeyecek olayda sorumluluğu olan tüm Alman subaylarının ve askerlerinin Savaş Suçları Mahkemesi'nde yargılanıp sert biçimde cezalandırılacaklarını söyledi.
General Eisenhower has vowed that upon war's end, all German officers and soldiers responsible for this unspeakable act will be vigorously tried for war crimes and swiftly punished.
Bu akşamüstü olanlarla ilgili olarak bildirilen, meteoroloji uzmanlarının deyimiyle "yerel anormallik" Los Angeles merkezli olayda, sonraki haberlere göre güneşin ortadan kayboluşunun diğer bölgelere etki etmediği bildirildi.
All that's being reported at this mid-afternoon hour is what meteorologists are calling, quote, "a localized abnormality" confirming earlier reports that outlying areas remain unaffected while the sun over Los Angeles has, for all intents and purposes been blotted out from the sky.
- Bu olayda payım varsa...
If I somehow had any part in this...
bu olabilir 58
bu olmayacak 50
bu olsun 16
bu olmaz 67
bu olacak 24
bu olur 45
bu olay 48
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu oldu 16
bu olmayacak 50
bu olsun 16
bu olmaz 67
bu olacak 24
bu olur 45
bu olay 48
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu oldu 16