Bulabilirim tradutor Inglês
4,515 parallel translation
Sana bir tane bulabilirim.
I can get you one.
Tori'yi kendi başıma bulabilirim.
I can find Tori on my own.
Tori'yi kendim bulabilirim.
I can find Tori myself.
Kaçırdıkları bir şeyi bulabilirim diye kapalı devre dosyalarını incelemek için çıkardım.
I pulled the closed circuit files to see if I could find anything they missed.
Size bilet bulabilirim. Nasıl?
I can get your tickets.
Siz onu kaybettiniz, ben bulabilirim.
You lost her, I can find her.
Geri kalanını netten kendim bulabilirim.
I can just find out the rest online myself.
- Gidip ne bulabilirim bir bakayım.
- Let me go and see what I can find.
Size daha uygun kalacak yer bulabilirim.
Perhaps I could steer you to more suitable accommodations.
Bize John Mayer bileti bulabilirim.
Mm-hmm? I can get us some John Mayer tickets.
Aaron Pittman nerede bilmiyorum ama onu bulabilirim.
I don't know where Aaron Pittman is, but I'll find him.
Yeni bir kapaklı telefonu nerede bulabilirim?
Where can I get a new flip phone?
Senin konuşabileceğim bir astronomu Jeffersonian'da bulabilirim.
I could probably even find an astronomer at the Jeffersonian you could talk to.
Onu bulabilirim.
I can find it.
Güzeller güzeli Borquita yanımda olursa kendimde yeterli cesareti bulabilirim.
I might find the courage if the lovely Borquita was by my side.
Eski davaları inceleyeceğim. Neler bulabilirim bakacağım.
I'll pull some case files, see what I can find.
Benim yeteneklerimi bu kadar küçük görüyorsan seve seve vaktimi harcayacak başka şeyler de bulabilirim.
If you don't think my talents are up to snuff, then I will gladly find other things to do with my time.
Onu nerede bulabilirim?
Where can she can be found?
Tavandaki çatlağa sebep olan her neyse hala dışarıda.. bir yerde olabilir ve ben hakkında birşeyler bulabilirim diye düşündüm...
Thought if whatever it was that cracked the ceiling could still be out there and I could find out more...
- Diyorum ki, çizgiroman olayı delice olabilir ama bu herifi sığınağa götürmenin, kötü bir fikir olduğuna dair milyonlarca neden bulabilirim.
- I mean, the comic book thing is totally crazy, But I can think of a million other reasons it's a bad idea To take this guy back to the lair,
Bak ve gör, küçük dolandırıcı söyledi, onu nerede bulabilirim şimdi?
And, lo and behold, the little fraud told me where I could find him right away.
Kendi yolumu kendim bulabilirim.
I can find my own way home.
Belki ben bulabilirim.
Maybe I can find them.
Şapkaaa-aaaa-aaaam... Yenisini kolaylıkla bulabilirim.
My haaa-aaaa-aaaat..... can easily be replaced.
# Aşk bulabilirim # # Arkadaş bulabilirim #
♪ I can find a lover ♪
Arkadaşıma yardım ettiğim konu hakkında bazı izler bulabilirim diye umut ettim.
I was able to get a little traction on the thing I was helping my friend with.
Daha iyi bir şey bulabilirim. "İlişkimizin durumunu konuşmak için geldim." diyebilirim.
I would obviously come up with something better, like, "I'm here to talk about our relationship."
İstersen bulabilirim. - Çıkmamız gerek ama.
I could go look for it.
Karısının babasının isteğini ondan sakladığını aktarmanın yolunu bulabilirim.
I can find an opportunity to present him with the knowledge that his wife has concealed from him her father's intentions.
Lizzy'yi bulabilirim.
I can find Lizzy.
Sanırım bundan biraz daha iyi birşey bulabilirim.
I think I can get something a little bit better than that.
Bunu yapıyorum böylece taksici olarak iş bulabilirim.
I'm just doing this so I can get a job driving a taxi.
Bağlantılarına bakacağım, belki kimliğini belirlemede kullanabileceğimiz bir resim bulabilirim.
I'm going through his contacts, see if I can find a picture we can use to I.D. him.
İyice araştırırsam Lee Bo Na ile fotoğrafınızı bile bulabilirim.
If you look, there might be some pictures of you and Lee Bo Na.
Onu bulabilirim, ama çok geç olabilir.
I can find him, but it might not matter.
Bay Tanaka'yı nerede bulabilirim, biliyor musunuz?
Do you know where I can find a Mr. Tanaka?
Sorun değil, seni bulabilirim.
It's okay. I can find you.
- Sanırım ben bulabilirim.
I think I can.
Sanırım size yeni bir kalp bulabilirim.
I'm Dr. Keating. I believe I can find you a heart.
Frank'ı nasıl bulabilirim?
How do I get a hold of Frank?
Kapıyı bir daha çalar mısın, böylece kapıyı bulabilirim?
Can you knock again so I can find the door?
Hemen size adres bulabilirim.
He lives in the Flatiron District. We'll have an address for you momentarily.
Seni nasıl bulabilirim?
How will I find you?
Sanırım onu bulabilirim.
I think I might be able to find her.
Sadece bulabilirim dedim.
I just think I might be able to find her.
Bundan nasıl bulabilirim?
How can i get some of this?
Oğlumun nasıl öldüğünü anlatırsan, belki bulabilirim.
If I was told how my son died, So I will be at peace.
Onu tanıyan birilerini bulabilirim.
I know people that know him.
Çok tuhaftır ki kâşifi bulabilirim ama burada kendimi evde hissetmeye başladım.
It's very strange. I may be about to find the explorer, but I'm actually beginning to feel at home here.
- Sana iki sandik dolusu bulabilirim.
I can get you two whole crates full, man.
Sana biraz para bulabilirim.
I'm coming into some money. I'm coming into some money.