Canavar tradutor Inglês
16,200 parallel translation
Peki Canavarın Vittoria'yı alıkoyduğu yeri biliyor musun bilmiyor musun?
So do you know where The Beast is holding Victoria or not?
Neden zaten ortada olan bir usta büyücüyü kullanmıyoruz şu an canavarın yakınlarında olan... Zindanda ki kız.
Why don't we use a Magician who's actually been around The Beast... the girl from his dungeon.
Canavar mı?
The Beast?
Canavarın Fillory'i alt üst etmesine izin mi vericeksin?
You're just gonna let The Beast trample the shit out of Fillory?
Canavar'ı öldürmeye gönüllüyüm.
I volunteer. I'll kill The Beast.
Sadece en saf ve en iyi, canavar la yüzleşebilir, ve bu sensin.
Only the best and the purest can face The Beast, and that is you.
Canavarı öldürecek olan bıçağa dokunamıyorum.
I can't really touch the knife that can kill The Beast.
Martin Chatwin canavar kendisi.
Martin Chatwin is.
Ondan geriye canavar kaldı.
There's only The Beast now.
Canavar gibiyim.
Monster.
Sonunda adamın arkasındaki canavarı görüyorsun.
So, you finally see the beast behind the man.
Annem bir canavar.
My mother's a monster.
Pizza canavarıyım ben.
I'm the pizza monster!
Canavar.
Monster.
Canavarı beslemek için mi Whiskey Jim'i kaçırdın?
- You kidnapped Whiskey Jim - to keep feeding the beast?
Eğer birinin ona canavar gönderdiğini düşünüyorsanız ben olsam bunlarla başlardım.
If you really think someone sent a monster after him, I'd start with them.
Ancak o zaman dünya ailemin ne tür bir canavar yarattığını anlayacak.
Only then will the world truly understand the monster my parents created.
Bu eski canavar sadece o kadar hızlı gider.
This vintage beast only goes so fast.
Siz canavar mısınız?
Are you monsters?
Evet, canavarız.
Yeah, we're monsters.
- Biliyorum ama karısının memesi yok, kadın Gila canavarı gibi görünüyor.
- I know, but his wife has no tits and looks like a Gila monster.
Canavar sahibine saldırmaya başlamıştı ve şimdi herkes bu oyuna dahil olmuş durumdaydı.
The monster turned against its creators, and now everyone is in this game.
- Ben bir canavarım.
- I'm a monster.
Bir canavar kamyon yarışında lastikleri yığmışlar, o da kontak anahtarı kılığında tepeye tırmanmış.
They stacked up tires for the monster truck rally, and he climbed them dressed as an ignition switch.
Sonra da ellerindeki demirleri devasa canavarın boynuna defalarca saplar, dalmasını önler ve kan kaybından daha hızlı ölmesini sağlarlar.
Then with the killing irons, they stab the great beast repeatedly in the neck... to stop it diving and make it bleed to death all the faster.
Bu dünyaya bir canavar getirdim.
I brought a monster into this world.
Seni temin ederim çocuğun hâlâ yaşıyorsa o bir canavar değil.
I assure you, if your child is still alive, he is no monster.
- O bir canavar.
He's a monster.
- Şu an biz bir canavarız Shorty.
We're the monster now, Shorty.
Bak, ben bu hafta resmen canavar gibiydim.
[Joon] Look, I've... been such a monster this week.
Birini koruyacaksanız onu koruyun bu canavarı değil!
If you to have to save someone save her.. not this monster.
- Bu bir canavar.
That's a monster.
Ben bebekleri kudurtan bir kudurmuş canavarım.
I am a rabid beast who gives rabies to babies.
Canavar genellikle korku filmlerinde ve edebiyatta kullanılır Diğerini canlandırmak için, Queer.
The monster is often used in horror films and literature to portray the other, the queer.
Canavarın kurbanları gerçekten kurbanlar değildir, Ancak hiper abartılmış örnekler Erkeklik, yanlış yönlendirilmiş heteroseksüellik.
The monster's victims are not really victims, but are hyper exaggerated examples of virile, misguided heterosexuality.
Bu canavar karakterler, diğeri, Çoğunlukla toplumdan dışlanmaktadır.
These monster characters, the other, are often excluded from society.
Ve böylece, bu canavar hikayeleri Eşcinsel metaforlar olarak hizmet etmek Canavar karakteri diğerini tasvir ederek...
And so, these monster stories serve as homosexual metaphors, with the monster character portraying the other... the queer symbol.
Eğer burada ölürsen insanlar seni bir canavar olarak hatırlayacak.
If you die here, people will remember you as a monster.
Evet, "canavar" demek.
Yeah, um, it means, um... It means "beast."
- "Canavar" demekmiş.
- It means "beast."
Benim kadar korkutucu tek yer orası. - Bir canavar.
It's the only place for a freak like me.
Bir canavar yarattın, Ock.
You made a monster, Ock.
Ve canavarın sonunda karşında.
And now your monster's finally come home.
Yeni arkadaşların, senin nasıl bir canavar olduğunu gördüler mi?
( GASPS ) Have your new friends seen what a monster you really are?
Biliyorum, gitmek zorundasın, sadece teşekkür etmek istedim, ve sen canavar değilsin.
I know you're gonna leave, but I just wanted to say thank you, and you're not a monster.
Kanka mekanımızın adı Thirio. Canavar demek.
Dude, dude, our place is called Thirio, right, meaning "beast."
Annen baban bir canavar, Ahmed!
Your parents are monsters, Ahmed!
O bir canavar değil.
She is not a monster.
Bir canavar olduğumu düşünüyorsun, bir ucube!
You think I'm a monster, a freak!
Bir canavar gibi davranmamalıydılar. Aynı şey zombiler için de söylenebilir.
Same thing could be said for zombies.
- Canavar mı?
A monster.