Card tradutor Inglês
24,312 parallel translation
Kredi kartım reddedildi ve biri arabadaki tüm nakit parayı harcamış.
My credit card was denied, and someone spent all the cash we had in the car.
Kredi kartı şirketine bağlanıyorum.
I'm on hold with the credit-card company.
Kredi kartı limitim ondan dolmuş.
That's why my credit card was over the limit.
Mark son altı gecedir akşam 9'da kartını kullanarak hırsızları içeri sokmuşa benziyor.
So it looks like Mark used his key card to let the crew in every night at 9 : 00 p.m. for the last six nights.
İşe başlarken çalışacağınız kat için size bir giriş kartı ve çalışan el kitabı temin edilir.
As a new associate, you will be given a card key for your assigned floor, and you will be provided an employee handbook.
Bir gezici kütüphanede kumarhane işletiyordu?
He ran a card game out of a bookmobile?
Tahminimce o böcek tuzağı ya Elmas Kont Gazinosu'nun yanında ya da Gümüş Kundura Oyun Salonu'nun yakınlarında bir yerlerde.
My guess is either that roach trap next to the Diamond Earl Casino or the one near the Silver Shoes Card Room.
Walter, Toby ve ben de Oyun Salonu'na doğru gidebiliriz.
Walter, Toby and I can head over to the Card Room.
Onlardan çoktan kurtulmuş olabilir ama kredi kartı ekstresinin faydası olabilir.
He might have got rid of them already, but, uh, his credit card statements might help.
Bu aralar programım dolu Rossi, bebek için hazırlanıyorum malum.
Oh, my dance card's kind of full these days, Rossi, you know, getting ready for a baby.
İşte benim kartım.
Here's my card.
Herkese gerçeği söyler.
But you're forgetting, my friend... you are holding one very powerful card. She'll tell everyone the truth.
Unutma : İyi bir özür doğanın kodesten ücretsiz çıkış kartı gibidir.
Just remember... a good apology is nature's get-out - of-jail-free card.
Kredi kartıyla.
With a credit card.
Kredi kartıyla değil.
Not a credit card.
Malakian kumar masasında.
That's Malakian for card table.
Kartımı al.
Here's my card.
Bu benim kartım.
Oh, um, here's my card.
Bir kart alabilir miyim?
I need a card, please.
Beni orada kovdurduğunu bilmediğimi mi sanıyorsun?
You think I don't know you got me kicked off the card?
Her zaman bir cesedi yakmamız gerektiğinde Sabbath'da çalışamam numarasını çeker.
He always used to pull the old "can't work on the Sabbath" card whenever we had to bury a body.
Ve son kart da sinek 5.
And the final card is the 9 of clubs.
İkinci sınıf karnemle ne işin var?
What are you doing with my report card from the second grade?
Evliliği, oynamak için son kartı. Masaya erişme niyetindeyim ve o kartı bizzat kendim alacağım.
Her marriage is the last card she has to play, and I intend to reach across the table and claim it as my own.
- Hala bakire misin?
Do you still have your v-card?
Ve kredi kartlarımızı da tekrar açtıracağımız için belki de yeni bir elbise de alırım.
And since we're unfreezing our credit card, maybe I'll get a new dress too.
Ödemeni küçük bardaklara yaptığın ve ATM kartının pantolonunun içinde olduğu bir yer.
And it's actually more of a bank than a clinic, where you make deposits into little cups and your ATM card is in your pants.
Odama kartlarını bırakmışlar.
They just left their calling card in my chambers.
Davanın sonucu ne olursa olsun.
I expect him to have a green card waiting for him when this is all over.
- Yeşil kart.
A green card.
- Yeşil kart.
Green card.
Kredi kartını ver lütfen.
Credit card, please?
Bellingham'daki karne fabrikasına saldırı olmuş.
There was an attack on a ration-card facility in Bellingham.
Karne politikası sorunların başını çekmekte. Banka kredilerine limit de var tabii.
The ration-card program has been the chief cause of unrest, and the limits to bank withdrawals...
Kartta belirtilen gemi rotasını görebilecek konumdayken düşman radarında gözükmemize engel olacak küçük bir kara parçası var burada.
There's a small land mass here which should provide cover from hostile radar detection while giving us a vantage point on the shipping lane indicated on that card.
Yani kredi kartı bilgilerimiz yada buna benzer bilgileri toplamak yerine,... belirli sanayii yapılarına sızmak ve bazı kritik hasarlar yaratarak,... bu yapılara zarar vermek için mi yazılmış?
It's not trying to steal information or grab your credit card, they're trying to get into some sort of industrial plant and wreak havoc trying to blow up an engine or...
- Kartı kaybetme. - Etmem.
- Don't lose the card.
- Verdiğim kartı kayıp mı ettin?
- Did you lose that card I gave you?
Noel kartında harika duracak.
He'll look wonderful on the Christmas card.
Bu duygu sömürüsünün beni etkileyeceğini mi düşünüyorsun?
You think you can play the emotional card with me?
Söyleyin bakalım birinci sınıf, kimde siyah kart var?
Okay, first class, who has a Black Card?
Arkadaşlık kozunu mu kullanıyorsun?
The friend card?
Tıpkı gazinoların kart sayıcıları çok iyi olduğu için dışarıda tutabileceği gibi.
Like casinos can keep out card counters for being too good.
Devamında bir tokalaşmayla teşekkür kartı eksikti.
All that was missing afterwards was a handshake and a thank-you card.
Kusura bakmayın ama siz en zevkli oyun olan beş kart oyunu oynuyorsunuz gibi görünüyor beyler ve ben seve seve dahil olmak isterim.
I do beg your pardon, but you gentlemen seem to be having the most delightful game of five-card brag, and I would - surely love to buy in.
Ya da kredi kartı veya nakit ya da kişisel veya kurumsal çek ya da kendimi tekrar ediyorsam durdur beni, nakit.
Or credit card or cash, or personal cheque or certified cheque or... stop me if I'm repeating myself... cash.
Ona kartını göster Randy.
Show him the card, Randy.
Özür dilerim, köprüyü koşarak geçmek zorunda kaldım, çünkü bisiklet kiralamak için kredi kartı gerekiyor.
Sorry, I had to run across the bridge,'cause you need a credit card for one of those city bikes.
Kredi kartım olsa, neden lanet bir bisiklet süreyim ki?
Um, if I had a credit card, why would I be riding a damn bike?
Kart var mıydı?
Was there a card?
Postada takıldığı konusunda yalan söylediğim kredi kartı faturası gibi.
Kind of like the credit card bill