Casus tradutor Inglês
3,462 parallel translation
Uygun casus yazılım yeter.
You just need the right spyware.
Saxon, bilgisayarına casus yazılım yüklemişti.
Saxon installed spyware on her computer.
Casus olduğumuzu öğrendiğinden daha yeni haberim olduğundan o konuyla ilgili yorumu daha sonra öğreneceğiz.
I just found out she's made us as spies, So that update's still to come.
Deponun üstünden uçan herhangi bir şey.. ... radar, sonar veya casus uydu hepsi bunu görüyor.
Anything that flies over the Warehouse, radar, sonar, or spy satellite, they see... this.
Casus değilsiniz.
You're not a spy.
Polis degiliz, casus degiliz biz.
We're not cops, we're not spies.
Casus filmi gibi.
It's very cloak-and-daggery.
Londra'daki bağlantılarımdan birinin yardımı ile bilgisayarında casus buldum.
One of my contacts in London just helped me find spyware on his laptop.
Bu amcık bir casus!
That cunt is a spy.
Bu Başkan baştayken, casus takası falan söz konusu olmayacak.
There will be no spy trades under this president.
Ben casus değilim.
I'm not a spy.
O bir casus.
She's a spy.
Ben U2 casus uçağından gece şahinine kadar çok farklı şeylerin olduğu kırka yakın slaytın yer aldığı bir slayt setini benimle paylaştı.
Ben shared a slide set of about forty slides of different things, starting with the U2 spy plane going all the way up to the stealth fighter.
Eğer hayatımda artık casus olmayacak ve çocuklarım güvende olacaksa...
If there won't be any more spies in my life, if my kids are safe,
Diğer casus.
Other spy.
İvan diğer casus!
Ivan is the other spy!
'Lu'yada'casus'gibi kelimelere bakın.
Look for, like, "Lu" or, like, for a super-spy... I have...
Birincisi, o katil ya da casus değil,
Okay, first off, not a murderer or a spy.
Fakat onu daha şimdiden en büyük casus uydusu diye adlandıranlar da var.
But there are those who are already calling it the ultimate spy satellite.
Ve Karan'ı casus olarak gönderdiğimizi düşünecekler
And they'll think we sent Karan in as a spy.
Çin hükümeti Lapcha Sınırına sızan hintli bir casus yakaladıklarını duyurdu.
Chinese government agency has claimed, that.. .. they've caught an Indian spy infiltrating.. .. at the Lapcha border.
Hintli bir casus olduğunu itiraf et.
Confess that you're an Indian spy.
Rehinelerden birinin casus olduğunu biliyor muydu? Diğer üç öğrenciyi tehlikeye attığını biliyor muydu?
Did she know that one of the hostages was a spy endangering the other three students?
Ya öğrencinin casus olduğunu biliyordu ve inkar ederken yalan söyledi, ya da öğrencinin casus olduğunu bilmiyordu ama operasyonun ayrıntılarını bildiği konusunda yalan söyledi.
Either she knew that the student was a spy and lied when she denied it, or she didn't know that he was a spy, but lied about knowing the details of the military rescue.
Hayır, Leon casus olayı konusunda biraz şüpheci ve salağın biri "Yalancı Meyer" ı yeniden diriltiyor.
No, Leon's a little skeptical about the whole spy thing and some dumb-ass is resurrecting Meyer the Liar.
Bana göre hükümet krizi yaşansın istiyor ki suçu kongreye atıp, casus olayının yükünü hafifletecek.
Well, it sounds to me like he wants a government shutdown so he can blame it on Congress and take the heat out of the spy story.
- Amy, hani hatırlıyor musun öğrencilerden hiçbiri casus değil demiştik çünkü aralarından biri casus olursa casus olmayan diğer üç kişinin hayatlarını tehlikeye sokardı?
- Amy. Remember how we said that none of the students was a spy because if one of them was a spy, it would have endangered the lives of the other three who were not spies?
- Başkan, casus konusunda yalan söylemiş.
- POTUS lying about the spy.
Başkan, öğrencinin casus olduğunu biliyormuş ve İstihbarat Komitesi'ne bildirmemiş.
POTUS knew that the student was a spy and didn't inform the Congressional Intel Committee.
Bak, Başkan'a bu öğrencinin casus olduğunu itiraf etmesini söylemeliyiz.
Listen, we've got to tell the President that he has to admit that this student was a spy.
İnsanlar, çocuğun casus olduğu konusunda Başkan'ın yalan söylediğini düşünüyor.
Now people think POTUS lied about that kid being a spy.
Kent'in casus hakkındaki anket bilgilerini yolladık.
We just sent out Kent's polling consultation on the spy.
Başkan'ın casus yalanı ifşa olmuş.
POTUS's spy lie just went public.
Casus için özür dileyecek misin?
Selina! Will you apologize for the spy?
- Benim casus hamam böceğim.
- It's my spy roach.
Seninle işimiz daha bitmedi, Casus-Hamam böceği!
We're not done with you yet, Spy-Roach!
Casus Hamam böceği, Raph tam da burada.
Hey, SpyRoach, Raph's out here.
Casus işi bu.
This is tradecraft.
Ajanlık gibi bir casus işi mi?
Tradecraft as in spies?
Kofoed 1993'te kanserden ölmüş, Güvenlik Bakanlığı arşivleri açılıp casus olup olmadığının anlaşılmasına fırsat kalmadan.
Kofoed died of cancer in 1993, before the Stasi archives were opened.
... casus olmakla ve bir sürü şeyle suçluyorsun. Ama bu ülkede insan suçu ispatlanana kadar suçsuz sayılmıyor mu?
But aren't you innocent until proven guilty?
Evet, baş casus Ravn hikayesini unutturduk ama şimdi de baş ekonomist Ravn hikayesini hatırlatmalıyız.
We now have to reinvent the case of Ravn the economist.
Ben casus değilim!
I am not your spy!
Senden iyi casus olurdu. Çok sinsidir.
Oh, you'd be a good spy.
- Casus hikâyeleri.
- Spy thrillers.
Casus casusa karşı olayı filan mı yani?
I mean, that's some "Spy Vs. Spy" shit.
Crosby'i bulduğunu ve onun bir casus olduğunu söyle.
Say you find Crosby and he is a spy.
Komünist casus?
Commie spy?
Donnie casus değilmiş?
It's not Donnie.
Başka bir casus var Chloe, bul onu. " Bela.
" Trouble.
Casus musun?
You're a spook?