Dedektifler tradutor Inglês
1,239 parallel translation
Dedektifler hâlâ araştırıyor.
The detectives can still investigate.
New York şehrinde bu ahlâksız suçları araştıran dedektifler Özel Kurbanlar Birimi olarak bilinen seçkin bir bölümün üyeleridir.
In New York City, the dedicated detectives who investigate these vicious felonies are members of an elite squad known as the Special Victims Unit,
Üzgünüm dedektifler.
Sorry, Detectives.
New York şehrinde, bu ahlâksız suçları araştıran dedektifler Özel Kurbanlar Birimi olarak bilinen seçkin bir bölümün üyeleridir.
In New York City, the dedicated detectives who investigate these vicious felonies are members of an elite squad known as the Special Victims Unit,
Bu dedektifler bilgi almak istiyor.
These detectives need some information.
Bu dedektifler nereden olduklarını söyledi mi?
The detectives say where they were from?
Oğlunuz ve siz dedektifler tarafından sorgulanınca bu suçlamaları yaptınız.
You recycled those accusations when you and your son were questioned by the detectives.
Bize izin verin, dedektifler.
Excuse us, detectives.
Dedektifler, bir ev soygunu daha olmuş.
Detectives, there's been another home invasion.
- Dedektifler.
- Detectives.
- Sağ olun, dedektifler.
- Thank you, detectives.
Dedektifler, Marlon Demeral'le tanışın.
Detectives, meet Marlon Demrall.
- O dedektifler beni bırakmıyor.
- Those detectives won't let me leave.
Oradaki dedektifler de benzer sorular soracaktır.
A couple of detectives there are gonna ask you pretty much the same questions.
Diğerleri dedektifler neredeymiş?
Where was her support?
Dedektifler, burayı biraz soğutabilir misiniz?
Detectives, can you make it a little cooler in here?
Bu olayla ilgilenen baska dedektifler de varmış.
Other detectives had been on the case too.
Lanet olsun, lanet olası dedektifler.
Ohhh, fuck it, fucking cotton dicks!
Öncelikle Great Neck'in büyük bir haritasını çıkarıp bölümlere ayırdık ve listedeki isimlerle mülakatlar yapmak için dedektifler göndermeye başladık.
And we drew a big map of the whole village of great neck sectioned it off, and started sending detectives out to do interviews.
Hatırladığım kadarıyla dedektifler konuşmam için çok baskı yapıyorlardı.
What I do remember is the detectives putting me under a lot of pressure to speak up.
O yüzden'Koreli dedektifler ayaklarıyla araştırır'denilir.
So it's said, Korean detectives investigate with their feet.
Bazı şeylerin söylenmemesi gerekir ama dedektifler bunları söylemek, insanların duygularını sormak zorundadır.
There are certain things one should not say, but, nevetheless, a detective is forced to say. Or to ask about the feelings of people.
Özel dedektifler ruhsatlarını buradan alıyor.
It's a licensing board for private investigators.
Tamam, eminim ki dedektifler ilgileniyordur.
Okay, well, I'm sure... the detectives are on it. Let me call.
Özel timler, dedektifler, üniformalı polis memurları birbirimize yardım edip bilgi alışverişi yapacağız.
Special squads, detectives, uniformed police officers. We'll help each other and share information however and whenever we can.
Sunset'de dedektifler saat 9'da başlar.
- What? - At Sunset, detectives start at 9 : 00.
Dedektifler işe başladı.
I got the other P.I.s started on it. You got the dough?
Tuttuğum dedektifler bilgilerini nereden aldıklarını söylemediler.
The detectives I hired didn't say where they got their information.
Ohh, komşu dedektifler, ha?
Oh, neighbourhood detectives, huh?
Sizce ne oldu küçük dedektifler?
Well, what do you think happened, little detectives?
Çünkü, ahbap, dedektifçilik oynuyoruz! Dedektifler insanları ispiyonlamazlar.
Detectives don't just go tell on people!
Dedektifler!
Hey, Detectives!
Polisi arayıp ne kadar cesur dedektifler olduğunuzu anlatacağım!
I'm going to call the police department and let them know what brave little detectives you are!
Çocuk dedektifler ve kahramanlık dolu pervasız yöntemleri!
Those junior detectives and their heroically reckless ways!
Evet, dedektifler, bir şeyi açığa kavuşturalım!
All right, Detectives. Let's get one thing straight.
İlk görevlendirilen dedektifler nerede?
Where are the detectives who were first assigned?
Yani diyorumki, öteki dedektifler ve FBI ajanları gördüklerini yazdılar.
I'm just saying, the other detectives... the fbi agents, they gotta write it the way it happened.
Hepimiz kendimizi teselli etmeliyiz, elbette... fakat o zamana kadar sigorta şirketleri ve dedektifler işlerini yapacaklar.
We should all like to do better, of course... but until the insurance agents and investigators have done their work...
Biliyor musun Scoob gerçek dedektifler gibi çalışabiliriz!
You know, Scoob we could act like real detectives!
Harika dedektifler olacağız.
We will be awesome detectives.
Şimdi havalı dedektifler gibi davranmamız gerek.
Now we need to keep acting like mondo-groovy detectives.
Dedektifler hala araştırıyor.
The investigators are still looking into it.
Gördün mü, dedektifler sadece bunu vurgulamak istediler.
You see, the detectives, they just wanted to gloss right over that.
Dedektifler, CC Televizyonu'ndaki son çekimlerinin katilin bulunmasına yardımcı olacağını ümit ediyorlar.
Detectives are hoping that CCTVfootage of her last known movements may help them find her killer,
Dedektifler canlandırmanın iyi yanıtlar verdiğini ama hala gerekli olan önemli bilgiye ulaşamadıklarını söylüyorlar.
Detectives say that they've had a good response to the reconstruction but are still lacking the vital information to make a breakthrough,
Tate cinayet mahallinde uyuşturucu bulundu ve dedektifler sanık William Garretson'ı bugün birkaç saatlik sorgudan geçirdiler.
Drugs were found at the Tate murder scene and detectives grilled prime suspect William Garretson today for several hours.
- Dedektifler siz misiniz?
Are you the detectives?
Dedektifler suçluları içgüdüleriyle yakalar.
Detectives catch criminals by instinct.
Ve özel dedektifler geç yatar.
Only private dicks sleep so late.
Yine mi özel dedektifler?
More private detectives?
Dedektifler yanılıyor.
The detectives are wrong.