Destek tradutor Inglês
16,675 parallel translation
Bir koca ve evin reisi olarak eşine destek olmalısın.
And as a husband and head of house, you must strive also to inspire your wife in every way.
- Evet. Karın... Sana karşı sadık ve sana destek olan düzgün bir eş.
Yes, your wife, a proper wife, who is faithful to you and stands by you.
Babam bize destek oluyor.
My father's taken care of us.
Sana destek oluyorum Harvey ve şimdi bunu seni rahat bırakarak yapacağım.
I'm supporting you, Harvey, and right now, I'm gonna do that by giving you some space.
Haziran 1989, Mayın tarama gemisi operasyonunu koordine ettim. Donanma istihbarat birimine destek ve idare sağladım. Kuveyt operasyonunda 160.
June 1989, I coordinated Operation Minesweep, which provided back office support and oversight for Naval Intelligence operations in Kuwait carried out by the 160th SOAR.
Küçük ama etkili bir destek.
A small-but-rabid following.
Birbirinize destek olun.
They're coming.
Her zamanki gibi destek ekip işi bitirir saha ekibi ise şöhret kazanır.
Classic. Field gets the glory, support gets the job done.
Destek çağıralım mı?
- Hey, should we call for backup? - Mmm-mmm.
Kafeteryaya derhal destek gelsin!
We need backup in the cafeteria, now!
Buraya destek olur musunuz lütfen.
- Can we get some backup, please! - ( YELLS )
Birbirimize destek olacağımızı sanmıştım.
Thought we had each other's backs.
Onun savaşına destek vermeyi bırakarak.
By abandoning your support of his war.
Onlara destek vermeden önce araştırma yapmış olmalıydın, hiç tehlike sinyali görmedin mi?
You must have done background checks before you sponsored them... any red flags come up?
Daha çok destek!
More backup!
Şimdi sağ ayağından destek alıp L şekli yap ellerini aşağıda tut ve tüm ağırlığı öndeki ayağa ver.
Now hinge your right arm into an L-shape, keep your hands low, shift all the weight into the front foot...
Açıkla onlara. Destek olacaklardır.
Explain it, they'll be supportive.
Sarah eğer Felix öz ailesini aramak istiyorsa ona destek olmalıyız.
Sarah, if Felix wants to search for his blood family, we have to support him.
- Ama destek olman gerek.
- but we need some assistance.
Bize destek olduğun için.
For sticking with us.
Işler yarın sertleşirse O sana destek olmalı.
If things harden tomorrow he should support you.
Çocuğumu doğurma konusunda bana destek olmayan bir ailede doğmayı ben seçmedim.
Well, I didn't choose to be a part of a family that didn't support my decision in having this baby.
Bak, ihtiyacım olan tüm destek bu rozet.
Look, this badge is all the back-up I need.
Hans bize geçen sefer destek sağlamadı.
Hans didn't give us backup last time.
Bana destek olsaydın, gitmezdim.
I wouldn't have, if you stood by me.
Evet, şunu söyleyebilirim ki, sitenizde size olan destek çok büyük.
Well, I can tell you that the support for you on our website has been overwhelming.
Sana da harekete geçip bana destek çıkman gerekiyormuş gibi gelmiyor mu? Çünkü ürünümden de benden de bayağı taviz verilmiş gibi geliyor.
So, do you feel like taking some action and backing me up on this, because me and my product feel pretty fucking compromised right now.
Yerinde destek de yok.
And no onsite support.
Destek çıkmak için hiçbir sebebim yok ama Richard'ın kurmak istediği platformun uzun vadede bütün kutulardan daha kârlı olacağına inanıyorum.
And I don't have any metrics to back it up, but I honestly believe that the platform that Richard wants to build will be far more lucrative in the long term than any box.
Bugün sosyal medyada bize destek verin!
Help fund our project on social media today!
Milyonlarca insan anti-Danimarka kervanına katıldı ve milyonlarca başka insan Danimarka'ya destek verince de yüz milyonlarcası da anti-Danimarka grubuna katıldı.
Millions of people got on the anti-Denmark bandwagon, and when millions more came in to support Denmark, hundreds of millions more got on the anti-Denmark bandwagon.
Evet, Pablo bana hep destek olmuştur.
Yes, Pablo was always there for me.
Sana gerçek bir destek sistemi vermek istiyorum Diane çünkü yaptığın şey çok "Croosh."
I want to give you a real support system, because, honestly, Diane, what you do is so croosh.
Gilfoyle, destek çık bana.
Wh- - Gilfoyle, back me up here.
Neredeyse destek sağlayacağım hiçbir müşterim yok Richard.
I barely have any customers to support, Richard.
Amerikan hükümeti sana tam destek veriyor.
The American government is behind you.
Destek mi?
It is?
Destek olmaya çalışıyorum.
Just trying to be supportive.
Her şeyi denemiştin ama yaşam destek ünitesinden çıkarılana kadar hoplamamıştı.
Well, you tried everything, but he didn't pop until he was removed from life support.
Shahir beyin ölümünü ilan etti ama yakın akrabası yok. Yaşam destek ünitesinden çıkarmak için kurulun onayı gerekiyor.
Shahir pronounced brain death, but there are no next of kin, so I need the board to rule to withdraw life support.
Yıllardır görüşmüyorduk ama onu yaşam destek cihazında görmeye hazır mıyım bilmiyorum.
Well, you know, I haven't seen her in years, but I'm not sure I'm ready to see her on life support.
Onunla ilgili şaka olmaz. Daha yeni yaşam destek ünitesine aldılar kadını.
You can't joke about her... they just put her on life support.
Askeri görevlere destek veren dronları kontrol ediyor.
It controls military drones used to support military missions.
Çıkışa gidip destek çağıracağım.
I'm gonna head up to the gate and call for reinforcements.
Burası cehennemden kurtulanlar destek grubu değil.
This isn't some hell survivor support group.
} Destek SB-3301.
Support SB-3301.
- Destek isteyin.
- Call for backup.
- Destek çağırmadan önce fazla vaktimiz yok. Şimdilik sadece bizi arıyorlar ama Genesis'i de bulurlarsa...
Right now, they're just looking for us, but if they find Genesis, too...
Şimdi, saldırıdaki başarı sayı üstünlüğümüzden kaynaklanıyor,... ve biriniz çok kötü yaralanırsa durup yardım ya da destek istemeyin.
Now, the success of our assault relies on numerical superiority, so when a man falls grievously wounded, don't stop and offer assurance or assistance.
Senatör, Non ile savaşımızda DEO'ya daha fazla parasal destek bulmak için Bütçe Kurulu'yla görüştüğünü söylemek için gelmiş.
Good to see you. The Senator came by to tell us that she's been working with the Budget Committee to get the DEO more money, more resources to fight Non.
Soruşturmanıza tam destek vereceğimi bilmeni istiyorum.
I want you to know I intend to fully cooperate with your investigation.