Dolandırıcılık tradutor Inglês
1,148 parallel translation
Dolandırıcılık bu.
It's a fraud.
Dolandırıcılık bu!
This is a fraud!
Dolandırıcılık.
Rip-off.
Tamamen dolandırıcılık. Estetik cerraha neden dava açmadınız?
Now why haven't you sued the plastic surgeon?
Craigie, küçük çapta dolandırıcılık dedi.
Minor fraud, Craigie said.
- Bazı dolandırıcılık işlerinden.
- Some time-share racket.
Yani dolandırıcılık yapmaktan vazgeçti.
So he gave up shafting the punters.
Dolandırıcılık, yemek hırsızlığı, silahlı saldırı.
Fraud, petty theft, aggravated assault.
Bu dolandırıcılık.
It's extortion.
Burda bu sahne sihirlerinin bir sahtekarlık, dolandırıcılık, sahtecilik olduğunu söylemeye geldik.
We're here to tell you that all stage magic is a fraud, a hoax, a sham.
İnanın bana Bayan Cheveley, bu bir dolandırıcılık.
Believe me, Mrs. Cheveley, it is a swindle.
Dolandırıcılık.
Fraud.
Dolandırıcılık davasına gireceğiz.
We're going to trial on the fraud case.
O dolandırıcılık konusunda haklıydın.
You were right about that computer scam.
800 milyonluk banka dolandırıcılık davası çözüldü.
"800-million bank fraud case solved"
Bu düpedüz, tam bir dolandırıcılık be!
That is fraud!
Kilise kulesini dolandırıcılık ile zimmetine mi geçirdin yoksa?
You've been embezzling the steeple fund (! )
Webster'dan beri en büyük dolandırıcılık.
Looks like the biggest rip-off since Webster.
Yalancılık ve dolandırıcılık uzmanı oldun.
You have become a master of lying and conniving.
Sabotaj ve dolandırıcılık ile dolu bir dünyada yaşadım.
I lived in a world of secrets. Of sabotage and deceit.
Seninle birlikte dolandırıcılık yapmamı mı istiyorsun?
Are you asking me to go in on a stock scam with you?
Evet o şeye Dolandırıcılık denir.
There's a word for that stuff. Embezzlement.
Dolandırıcılık!
Rascalism!
Tamam, kabul. Dolandırıcılık yapardım, biracık sayılarla oynamışlığım var..
Yes, granted, I was in the rackets.
- Yani, bu nasıl olabilir ki? - Dolandırıcılık.
- I mean, how could that possibly happen?
Dolandırıcılık vardı.
There was a fraud.
Ortada bir dolandırıcılık varsa bile ben yapmadım.
And there may have been fraud here but I didn't commit it.
Dolandırıcılık sanatçısı mı?
Con artist?
Bir arama ekibi Bane Jessup isimli dolandırıcılık, kaçakçılık, sahte para basımı gibi birçok suçtan aranan kaçağı yakalamaya çalışıyor.
A massive manhunt has been launched to find the escapee, a man by the name of Bane Jessup who was awaiting trial for racketeering, money laundering and embezzlement.
Vergi kaçırma, dolandırıcılık.
Tax evasion, racketeering.
Burada büyük bir dolandırıcılık olmuş hem de bir emlakçılık işini üzerine kurulmuş.
There's a whole money-laundering indictment here based on a real-estate development.
Bu dolandırıcılık.
That's a scam.
Pruitt'in daha önce sabıkaları varmış. Sahte çek, dolandırıcılık. Telefon satışlarında sahtekarlık.
We've got five priors on your man Prewitt, cheque kiting, forgery...
Sahtekârlık ve dolandırıcılık.
Forgery and fraud.
Uzun yıllardır dolandırıcılık yaptığınızı düşünerek mahkeme sizi, tanık kürsüsüne çıkarmayı uygun bulmuyor.
Given your life-long vocation of flimflamming... this court is loathe to put you on the stand of your co-conspirators'trials.
- Dolandırıcılık değil o.
- The word is "drive."
Yani dolandırıcılıktan tutuklandık öyle mi?
So we're under arrest for fraud?
Evet, dolandırıcılık.
Yes, fraud.
Dolandırıcılık yapmaya çalışırken dolandırıldım.
I tried to pull a con and got conned myself.
Kategori : Dolandırıcılık.
Category : fraud.
Ama sen de artık dolandırıcılık yapma.
Fine. But you?
Evet, şey. Ben bir dolandırıcılık numarası falan duymadım. Ama duyarsam sana haber veririm.
I didn't hear nothing about no scam... but if I do, I'll let you know.
İlk kez hüküm giydiniz ama pek çok dolandırıcılık ve sahtekarlık olayında adınız geçti ama suçlanmadınız.
This was your first conviction, but you were implicated in a dozen other schemes and frauds.
Dolandırıcılık, sahtekarlık. Pasaportlar, belgeler.
I gave people new identities.
- Kardeşinin sana "bir dolandırıcılık peşindeyim" dediğini söylemen için.
- To say that your brother told you he's running a scam.
Bu bir hile, bir dolandırıcılık, bir oyun.
It is a fraud, a hoax, a swindle.
Dolandırıcılığa katıldı. Bir sorumlu bulsanız bile, müvekkilinizin kız kardeşinin, bayan Silverman'ınkilere benzeyen göğüsleri var. Yani...
Your client's sister got breasts that resemble Ms. Silverman's.
Bununla kıyaslarsak, dolandırıcılığın mesele bile değil.
Compared to that, welfare fraud doesn't even matter.
Şimdi ekonomi haberleri.... yönetim kurulu başkanının daha önce on bir kez hisse senedi dolandırıcılığından tutuklandığı ortaya çıkınca hızla düşmeye başladı.
And in financial news, plummeted on news that its CEO has 11 prior convictions for stock fraud.
Bence işin içinde büyük bir dolandırıcılık var.
Sounds like a big scam.
Artı k onun nasıl bir dolandırıcı olduğunu herkese gösterebilirim.
Now I can expose him for the fraud he is! Heh heh!