Dolunay tradutor Inglês
1,316 parallel translation
Gökyüzünde yıldızlar parlıyordu ve dolunay vardı.
The sky was bright with stars and this full moon.
Bizden hızla uzaklaşan bir dolunayımız vardı ama yine de geriye bakıp, gerçekten bulunduğumuz yeri düşünmeye başlayabileceğimiz birkaç saat vardı.
'The Moon was nearly full,'receding quickly from us, but still with several hours'that one could look back and think of where we had been.
Bu gece dolunay olmalı.
- Must be a full moon tonight.
Bu gece dolunay var.
It's a full moon tonight.
Değişiyorum, şu an olduğu gibi ve dolunayın bunla bir ilgisi yok.
I'm changing, like right now and full moons have nothing to do with it.
" Dolunayın aşk hayatınızdaki etkisi muazzam olacak.
"The effects of the full moon on your love life will be devastating."
"Dolunay" diyor.
Because of the full moon.
Bu gece dolunay var.
Tonight's the full moon.
- İyi de dolunay dündü.
- But the full moon was last night.
Dolunay gecesi, Yasak şehrin doruğunda
Night of the full moon, summit of the Forbidden City
Namwon tapınağının en sevdiği ay ışığı gibi... Bayan Aşk Dolunayı.
They brandish their clubs, raise the royal medallion like the sun, raise the royal medallion like the moon, thrust into the gates and shout...
Her dolunay gecesinde buraya geldiğinizi duydum.
I heard you come here every full-moon day.
Dolunay.
Full moon.
- Dün gece dolunay değil miydi?
- Last night was a wolf moon, right?
Gece yarısı, dolunay, ne fark eder ki?
Midnight, a full moon, what's the difference?
Bu akşam dolunay var. İsterseniz bir ara uğrayın.
Stop by later if you want.
Sana çok dolunay önce üniversitenin futbol takımında öğrendiğim birkaç esneme hareketini göstereceğim.
Okay. I'm gonna show you a couple stretches I learned from my varsity football days...
Dolunay vardı.
Beautiful.
Evet, dolunay olunca ne oluyor anlamıyorum.
Yeah, I don't know what it is about a full moon.
Dolunay olduğunda, sanki olaylar 10 katına çıkıyor.
When the moon is full, it's just like times ten.
Hey, dışarıda dolunay var.
Hey, it's a full moon.
Ayrıca onu sadece dolunay gecelerinde görüyorlar.
Also, these sightings only occur on nights when there's a full moon,
Kraliçe Gabrielle, dolunay merasiminin zamanı geldi.
Queen Gabrielle, it's time for the full moon ceremony.
Dolunay olmalı.
Had to be a full moon.
- Dolunay Yeraltı Partisi.
- Full Moon Underground.
Eğer sen benimle gelmezsen, ay tekrar dolunay olmadan önce ben senin için geleceğim.
If you do not come with me, then I will come for you before the moon is full again.
Sıradan birisi, hiç tanımadığım biri, Dolunay zamanı...
A random somebody, a total stranger, with a full moon...
Dolunay mı var?
Is it full moon or something?
Ilk defa dolunay da sevismistim.
The first time I made love was under the full moon.
Dolunayın etkisi olmalı.
Must be the full moon effect.
Dolunay...
The full moon...
Dolunay'dan sonra küçülmeye başlar.
After the full moon it starts to wane.
- Dolunay da saat 3'de.
Full moon, 0300 hours.
Dolunay yine.
A full moon again.
"Deccal", "Ditramboslar", "Putların Alacakaranlığı"... çekiçle felsefe yapmak için provalardı... Tüm bunlar birer hediyeydi ve, aslında, bunlar yapacağımın son çeyreğiydi. ( son çeyrek : dolunayın 7. günü )
"The Antichrist", "The Dithyrambs", "The Twilight of the Idols"... my rehearsal of philosophizing with a hammer... all these are presents of this and, in fact, its last quarter.
Bu gece dolunay var.
Tonight's a full moon.
Acil serviste. Dolunayın olduğu cumartesi akşamları.
You know, emergency room, full moon on a Saturday night.
Dolunay falan mı var?
Is there a full moon or something?
Dolunay ona elveda anlamına geliyor, değil mi?
A new moon means bye-bye bad guy, right?
O zaman nerede dolunay?
So where's the full moon?
- Dolunay bir efsane.
- Full moon's just a legend.
Ay son evresinde yeniay ile dolunay evrelerinin tam ortasında.
The moon is in its last quarter, exactly half way between full and new.
Dolunay ya da yeniayın olmadığı bunun gibi günlerde gelgitler daha zayıf ve deniz daha sakin olur.
It's on such days as this when the moon is neither full nor new, that the tides are weakest and the sea is likely to be calmer.
Oh evet, dolunayı suçla.
Oh yeah, blame it on the moon.
Dolunay var.
There's a full moon...
Dolunay, dişler... pençeler, ulumalar. lnanması zor mu?
The full moon, the teeth the claws, the howling. Is it so difficult to believe? .
Bu dolunay.
It's a full moon.
Yoksa dolunay mı çıktı?
Engendered at full moon?
Dolunay.
A full moon.
Bir zamanlar genç bir bayan vardı... Bir dolunay gecesinden, düğün gecemden sonra.
Once upon a time there was a young lady which I'm no longer... after a full moon night, my wedding night.
- Bu gece dolunay var.
- Today's a full-moon night