Dünyanïn tradutor Inglês
221 parallel translation
Belli ki dünyanïn en iyi dedektifleri davetli.
It's obvious that the world's greatest detectives were invited.
Dünyanïn en büyük suç uzmanïnïn bu masada oturdugunu süphe götürmeyecek sekilde kanïtlayacagïm ve hepiniz ona bakïyorsunuz.
The meaning of this is that I have decided to prove, beyond any doubt that the greatest criminologist in the world is sitting at this table and you are all looking at him.
Biz bunu çözemezsek dünyanïn en iyi dedektifi o olacaktï.
If we weren't to solve this, he'd be the world's best detective.
Dünyanïn en güçlü adamlarïndan Marcel tavanïnïzïn bizi ezmesini 135 santimetrede önledi.
Marcel, being one of the world's strongest men stopped your ceiling from crushing us at four feet, five inches.
Judy, dünyanin en büyük yalancisiyim.
Now, Judy, I'm the biggest liar in seven states.
Garabato dünyanin en büyük matadorudur..
Garabato is the best bullfighter in the world.
Övünülür yanimiz olmasa da küçük bir engele çarptik diye... dünyanin sonu gelmedi ya.
We've little to boast about, but the world hasn't come to an end just because we've run into a setback.
Dünyanin en güçlü ordusu savasini kaybetti.
The greatest army on Earth has lost its war.
Bay Sifftifieus, Amerikalilar dünyanin cahil kitlelerine önderlik etmeli diyor.
Mr. Sifftifieus says we Americans must lead the world's ignorant masses.
Onlar dünyanin en büyük yalancisi.
People's the biggest liars on earth.
Bayan Pendrake'le kiyasla dünyanin en dürüst adamiydi,
After Mrs Pendrake, his honesty was downright refreshing.
İşte size dünyanin en iyi fahişe taşıyan adamı, beyler.
I've got the world's greatest whore-lugging man right here now, folks.
O dünyanin en iyi ögretmeni!
She's the best teacher in the whole world!
Bölünme, bu dünyanin, gerçeklik ve görüntü olarak ikiye bölünmüs bir... küresel uygulamanin bütünlügünün ayrilmaz bir parçasidir.
Separation itself forms a part of the unity of the world, in the global social praxis... that has split into reality and into image.
Gösteride, dünyanin bir kismi dünyaya karsi kendisini temsil eder ve ondan üstündür.
In the spectacle, one part of the world represents itself to the world, and is superior to it.
gösteride gerçek dünyanin yerini, gösterinin üstüne yansiyan fakat ayni zamanda da kendisini bir gerçeklik örnegi olarak gösterme konusunda basarili olan bir imge seçkisi alir.
where the tangible world finds itself replaced... by a selection of images which exists above it, and which at the same time has made itself... recognized as the tangible par excellence.
çogaldikça, elle tutulabilir nesneler halinde dünyanin her bir ucuna yayilir.
its accumulation extends it to the periphery... in the form of tangible objects.
Üreticileri dünyanin insasina katilmaya mecbur birakan sey ayni zamanda onlari dünyadan dislar.
What obliges producers to participate... in the construction of the world... is also what separates them from it.
Bu yeni dünyanin sürekli degisen oyun sahasi ve oyun kurallarinin özgürce seçilmis çesitlemeleri, dar görüslü olmadan bagimsiz olan yerel sahne çesitlerini yeniden meydana getirecektir. Ve bu çesitlilik, özgün yolculuklarin
In this moving game-space, and from the freely chosen variations of the rules of the game, autonomy of place may be rediscovered, without reintroducing an exclusive attachment to the land, and thus, bring back the reality of the journey,
Bu az gelismis yönetici sinifi türü ayni zamanda ekonomik az gelismisligin bir yansimasidir dünyanin belirli kisimlarindaki bu az gelismisligi asabilmek için bir gündemi yoktur.
This underdeveloped form of ruling class... is also the expression of the economic underdevelopment ; its only perspective is the delay in this development... in certain regions of the world.
Egemen totaliter-ideolojik sinif, tepetaklak edilmis bir dünyanin yöneticisidir.
The ideological-totalitarian class in power... is the power of a world turned upside down :
" Atomlarina ayrilmis bürokratlar müsterek mesruiyetlerini yalnizca Stalin'in dünyanin efendisi oldugu için kendisini kamil insan olarak gören, kendisinden üstün bir ruhun bulunmadigini düsünen Stalin – sahsinda bulabilir
Bureaucratic atoms... find the common essence of their right, only in the person of Stalin. Stalin is this sovereign of the world, who knows himself in this way to be the absolute person, for whose consciousness there exists no higher spirit.
" Dünyanin efendisi kendi dogasinin
The sovereign of the world possesses the effective... consciousness of what he is :
Dünyanin, bu karanlik çağdan önce nasil olduğunu öğrendim.
I learnt what the world had been before the darkness fell.
Bir zamanlar dünyamizin uçsuz bucaksiz gözüktügü bir zaman, kesfedilecek sadece dünyamizin var oldugu eski günlerde, dünyanin gerçek büyüklügünün üzerinde akillica ilk kafa yorulan günlerde, burada, Misir'da milâttan önce 3. yüzyilda bir adam yasadi.
There was once a time when our planet seemed immense. When it was the only world we could explore. Its true size was first worked out in a simple and ingenious way by a man who lived here in Egypt, in the third century B.C.
Yani demek istedigim, eger çubuklarin dünyanin merkezine dogru izdüsümlerini uzatirsak, merkezde her birisi birbirinden 7 derece ile ayriliyordu.
By that, I mean, if you would imagine these sticks extending all the way down to the center of the Earth they would there intersect at an angle of seven degrees.
Yani, 7 derece ise, 360 derece olan, dünyanin çevresinin tamaminin yaklasik 50'de biriydi.
Well, seven degrees is something like a 50th of the full circumference of the Earth, 360 degrees.
Bu da dünyanin çevresi olmaliydi.
That must be the circumference of the Earth.
Bu aletlerle dünyanin çevresini, önemsiz bir hatayla dogru olarak hesapladi.
With those tools, he correctly deduced the circumference of the Earth to high precision with an error of only a few percent.
Daha sonralari Eratosthenes'te dünyanin çevresini dolasmaya, tesebbüs etmis olmali mutlaka.
After Eratosthenes, some may have attempted to circumnavigate the Earth.
Bir yüzyil kadar sonra da dünyanin en büyük sehri olmustur.
A century later, it had become the greatest city of the world.
Ve burada eski dünyanin en parlak zekalarina sahip insanlar çalisiyordu.
And in them worked the finest minds in the ancient world.
Zamani dogru olarak belirleyebilme olayi dünyanin her yerinde yayginlasan uzun deniz yolculuklarina ve kesiflere olanak sagladi.
Precise timekeeping permitted great sailing ship voyages of exploration and discovery which bound up the Earth.
250 yil sonra ise dünyanin tamami kesfedildi.
250 years later, the Earth was all explored.
Dünyanin en tatli adami Les, benimle evlenmek istedi.
- She is. Les, the sweetest man in the world, asked me to marry him.
Sonra onlarla dünyanin dört bir kösesinde karsilastim ama bir detay farkliydi.
I later met up with them again all over the world, but one detail was different.
Amerikali astronotlar ayi andirdigi için uçustan önce idman yapmaya dünyanin bu kösesine gelmislerdi.
The American astronauts came to train before flying off to the moon, in this corner of Earth that resembles it.
Dünyanin ucunda, adam Sal'de, fir dönen köpeklerim esliginde kara kara düsünürken...
Brooding at the end of the world on my island of Sal in the company of my prancing dogs
Kendini güvende hisset Rambo. Dünyanin en gelismis silâhlarina sahibiz.
You can feel totally safe because we have the world's most advanced weapons.
Iki dünyanin en iyisini birlestirdik.
We get the best of both worlds.
Bu binalar... dünyanin çirkinlestirilmesi.
Those buildings- - the uglification of the world.
Hadi Jake. Dünyanin sonu degil.
Come on, Jake, it's only your life.
Ve simdi dünyanin en çok arzulanan erkegi bana güzel oldugumu söylüyor. ingiltere prensi evimde benim için kivraniyor.
And now I have the world's most desirable man telling me that I am beautiful. I have the prince of England at home pining for me.
Dünyanin sonu geldi sandi.
He thought it was the end of the world.
ve dünyanin düz oldugunu düsünürlerdi.
And the world, they used to think it was flat.
bakiyorum ve dünyanin duracagi bir dönem Böyle olasi kutlama!
Let there be such a celebration, that the world will stop and stare!
Bir anne.Dünyanin en iyi annesi.
A mother. The best mom in the world.
Dünyanin gözünde, asla geri dönmeyecegim ölsem bile.
In the eyes of the world, the dead never come back.
Dünyanin sonundan, sonsuz buzu onun üstüne yig!
From the ends of the Earth, send limitless cold upon him!
Köy yollarindaki ihtiyar soförler dünyanin en iyi ögretmenidirler.
With good old boys on country back roads, best teachers in the world!
Yüzyillarca, Atlantis dünyanin merkezi oldu. Dünya baris içindeydi.
For centuries, Atlantis was the center of the world, and the world was at peace.
dünyanın 28
dünyanın sonu 17
dünyanın sonu değil 21
dünya 1278
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünyanın sonu 17
dünyanın sonu değil 21
dünya 1278
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
dünya savaşı 157