Ediyor tradutor Inglês
76,627 parallel translation
Büyük bir metan gazı kaçağının yol açtığı yıkıcı patlama dolayısıyla küçük Batı Teksas kasabasında ölüm sayısı artmaya devam ediyor.
The death toll continues to climb in the small West Texas town where a large methane leak caused a devastating explosion.
Yerel yetkililerin hayatta kalma ihtimalinin düşük olduğunu açıklamasıyla beraber üzücü yeni bilgiler gelmeye devam ediyor.
Grim, new details are emerging as local authorities are reporting that survivors are highly unlikely.
Kelâm'ı takip ediyor.
He's tracking The Word?
O işe devam ediyor muyuz?
We still doing that?
Kocam da sürekli istifra ediyor.
My husband's doing that. He's throwing up.
Bütün dünya onun sahtekar olduğunu biliyor tüm cezasını yatmamış olabilir ama yeni bir hayata başlama şansını hak ediyor.
The whole world knows he's a fraud, and he may not have served his entire sentence, but he deserves a chance to lead a life now that he's out.
Parçası olmadığın bir hayat burada devam ediyor.
There's a whole life going on here that you're not even a part of.
- Ta kendisi ve buradan elimde bir randevu kağıdıyla çıkmazsam bu ismin ne anlama geldiğini öğreneceksin çünkü Rachel Zane kendi görüşünü bildirmeyi hak ediyor.
- In the flesh, and if I don't walk out of here with an appointment in my hand, because Rachel Zane deserves to make her case.
Evet öyle ama - Yani müvekkilinin uyarıldığını kabul ediyor bu sebeple müvekkilim tüm sorumluluklardan muaftır.
- Yes, it is, but- - and therefore my client should be absolved of all liability.
Bay Grady, Bayan Johnson'un ifadesine itiraz ediyor musunuz?
Mr. Grady, do you have an objection to Ms. Johnson's statement or not?
Kabus devam ediyor.
Well, the nightmare continues.
Kabus aynen devam ediyor.
The nightmare continues.
Çünkü çok daha fazlasını hak ediyor.
Because she's worth it.
Eleanor burada kalmayı hak ediyor.
Eleanor deserves to stay.
Kötü Yer'de olmayı hak ediyor.
She deserves to be in the Bad Place.
Tahani sürekli konuşturmaya çalışarak Jason'a işkence ediyor.
Tahani tortured Jason by constantly trying to get him to talk,
Para federal olarak sigorta altında olsa da, polisler 2.3 milyonu bankaya geri getireceklerine yemin ediyor.
Police say they vow to return all 2.3 million to the bank, despite it being federally insured.
Kendi benliğinden çıkıp, bu savaşçıyı kontrol ediyor gibisindir.
It's like you're outside of yourself, but in control of this warrior.
Cassidy onun harika biri olduğunu söyleyip duruyor ama bence adam Cassidy'den acayip nefret ediyor.
Cassidy keeps talking about how great he is, but I think he pretty much hates Cassidy's guts, so...
Aslında az önce söylediğin coşku beni hasta ediyor.
The fact that you just called it a rager sickens me.
Beni biraz rahatsız ediyor.
She's kind of ignoring me.
Aslında, nükleer reaktörleri protesto ediyor olmalılar, değil mi?
Actually, they should be protesting against nuclear reactors, rig ht?
Bak, hareket ediyor.
See, is moving
Kim telefon ediyor?
Who's calling you?
Gülmeyi bitirdi sanıyorsun ama gülmeye devam ediyor.
You think he's done laughing and then he just keeps laughing.
Geçim kaynağımızı tehdit ediyor.
She's threatening our livelihoods.
Bu aptal, beni deli ediyor.
That idiot drives me crazy.
Binden fazla kadınla yattığını iddia ediyor.
He claims to have slept with over a thousand women.
Bu, işe yaramaya devam ediyor.
Man, that thing just keeps paying off.
Evet ama bana ediyor, tamam mı?
Yes, but it matters to me, okay?
Rachel Zane avukat olmayı hak ediyor.
Rachel Zane deserves to be in the Bar.
- Bay Grady itiraz ediyor musunuz? - Etmiyorum.
Mr. Grady, do you have an objection or not?
Saat 9 ve zaman akmaya devam ediyor bu işi tamamlamamız gerekiyor.
It's 9 : 00 p.m., the clock's ticking and we gotta get this thing done.
Ama bir Custer hak ediyor değil mi?
But a Custer does, right?
Bu hafta, Mikaelson'ların ölümünün beşinci yılını işaret ediyor.
This week marks five years since the fall of the Mikaelsons.
Tahmin edersiniz ki orası vampir kaynıyor. Ve hepsi bizden nefret ediyor.
As you can imagine, the place is crawling with vampires, all of whom hate all of us.
Ve korkun, gücünü gittikçe yok ediyor.
And your fear is eating away at your strength.
Marcel şu an ailemizi paramparça ediyor olabilir.
Marcel could be shredding our family to pieces as we speak.
Yüce Klaus Mikaelson yenilgiyi kabul mu ediyor?
Is the great Klaus Mikaelson accepting defeat?
Bu böyle devam ediyor.
This just goes on and on.
Ne zaman söylesem bu beni korkutuyor Jason üniversite turuna devam ediyor.
It freaks me out every time I say it... Jason's going on his college tour.
Stephanie beni hafta sonu evine davet ediyor, ama annem yok diyor.
Stephanie is inviting me for friend's weekend at her cottage, but Mom's saying no.
Seni imtihan ediyor.
He's testing you.
Sanırım uygulaman benim patentli teknolojimi ihlal ediyor.
" I think your app may infringe upon my own patented technology.
Yardım mı ediyor?
"Helping"?
- Bana teşekkür ediyor olma gerek.
Really, Glenn? You should be thanking me.
Daisy şu an S.H.I.E.L.D.'ı temsil ediyor.
Daisy now represents S.H.I.E.L.D.
Nerede olursa olsunlar, hepsi yardımı hak ediyor.
They all deserve help, wherever they may be.
Ve S.H.I.E.L.D. bunu sürdürmeye devam ediyor.
And S.H.I.E.L.D. is still doing it.
Hâlâ kavga ediyor musunuz?
Are you still fighting?
- Ne halt ediyor o?
What the hell is he doing?