Fena değilsin tradutor Inglês
352 parallel translation
Bir acemi için, hiç fena değilsin.
For a beginner, you're not doing so bad.
Bildiklerim sadece gazetelerden ama fena değilsin.
I only know what I read in the papers, but you look all right to me.
- Sen de fena değilsin.
- You're not so bad, yourself.
Sen de fena değilsin.
Well, you'll do.
Sen de fena değilsin, oğlum.
You're not doing so badly yourself!
O kadar da fena değilsin Samson.
You're not all bad, Samson.
Fena değilsin!
Your looks are okay.
Fena değilsin.
You're doing okay.
- Fena değilsin, arkadaş.
- You're a bit of all right, chum.
Fena değilsin.
You're good.
Fena değilsin.
Not bad.
Fena değilsin.
You're not bad-looking.
Buradan bakınca, hiç fena değilsin.
From up here, just about right.
Bir acemi için hiç de fena değilsin.
You really did quite well for a beginner.
- Hiç fena değilsin.
- You played well.
Fena değilsin evlat!
Not bad, my friend
Fena değilsin, ama çok genç ve tecrübesizsin.
Son, the more experienced the better
Sen de fena değilsin hani.
And you're not bad at all.
Kibarsın, onu iyi becermişsindir, çünkü yatakta hiç fena değilsin.
You can be very nice. You must've fucked her well, you're not bad in bed.
Sen de fena değilsin!
Your foundation ain't bad
- Hiç de fena değilsin.
- You're not bad at all.
Sen de fena değilsin.
Oh, not so bad yourself.
- Sen de fena değilsin.
- You ain't so bad yourself.
Sen'de fena değilsin.
Same to you.
- Fena değilsin.
- You got a lot to offer a girl.
- Bir ufaklık için hiç de fena değilsin.
- For a short person, you're not bad.
Sen de fena değilsin, burun surat.
You're not so bad yourself, conk-face.
Bence fena değilsin, dostum.
Hey, i think you're all right, man.
Sen de fena değilsin.
So do you.
Gus değilsin belki ama hiç fena değilsin.
You're not Gus, but you're not bad.
- Bir çaylağa göre hiç fena değilsin.
- Not bad for a "squid".
Birileri kavga etmekten hoşlanmıyor galiba, fena değilsin, Mirage.
- For someone who doesn't like to fight heh, you're not bad, Mirage.
- Fena değilsin.
- Do I look alright? - You look fine.
" Yavrum, bence hiç fena değilsin
" Girl, you know I think you're fine
Dansta hiç fena değilsin.
You're not a bad dancer.
Sen hiç fena değilsin.
You're all right.
- Sen de fena değilsin.
- You're not so bad.
Bir acemiye göre fena değilsin.
Not bad for a beginner.
- Fena değilsin sen de. - Yalancı.
- You look OK.
- Yetişmek için hiçte fena değilsin.
- You're pretty damn good to keep up. - Let's go!
Fena değilsin.
You're not bad.
Aslında hiç fena değilsin, fakat göz çevresine biraz daha makyaj yapmalısın.
You know, you're not so bad looking if you'd use a little more eye make-up.
Sen de fena değilsin.
You're not so bad yourself.
Fena çocuk değilsin Lily.
You're not a bad kid, Lily.
- Sen de fena durumda değilsin.
- You don't look bad yourself.
- Tam bir Superman değilsin... ama fena halde hazırsın.
- You're not exactly Superman, but you're awfully available.
Bir felsefe öğretmenine göre fena bir yoldaş değilsin.
You're not a bad fellow for... a philosophy tutor.
Fena parça değilsin, kabul ediyorum. Ama sözleşmede taraflardan birincisi, yani Danny ile taraflardan ikincisi, yani benim hiçbir şekilde üçüncü şahıslarla yani seninle ilişkiye girmememiz şartı var.
You're a handsome piece, that I don't deny but the contract states the party of the first part, Danny and the party of the second part, which is me shall nowise compromise ourselves with parties of the third part, which is you.
Fena kız değilsin.
You're alright.
- Sen fena bir adam değilsin.
You ain't half bad.
Crowder, sen pek de fena bir adam değilsin.
Crowder, you're not such a bad guy.
değilsin 303
değilsiniz 26
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27
fena olmaz 18
fena değilmiş 33
fena değildi 104
fena değil ha 24
fena sayılmaz 95
değilsiniz 26
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27
fena olmaz 18
fena değilmiş 33
fena değildi 104
fena değil ha 24
fena sayılmaz 95