Fest tradutor Inglês
633 parallel translation
Eski ben eski usul bir iğneleme şenliğine kesinlikle girebilirdi. Ama son zamanlarda düzenimi değiştirmeye çalışıyorum.
Old me would have been totally down for, like, an old-fashioned barb fest, but I've decided recently that I'm trying to change my patterns.
Üç günlük balık şenliği hoşuna gitmiş.
He's enjoyed his three-day fish fest.
yani indi bindi işine.
So you want to go back to the four-minute grunt-fest?
Edith Owens'in kardeşi İncil gurubundaymış. ... önümüzdeki hafta İncil Festivali yapılacakmış.
Edith Owens's brother's in the gospel group, and there's gonna be a gospel fest next weekend.
Hâlâ on sente alabileceğin Daily News bak ne manşet atmış? "Hippi Festivalinde Trafik Tıkandı"
The Daily News, in rather large headlines, still costing ten cents "TRAFFIC UP TIGHT AT HIPPIE FEST."
Bana göre tam bir seks ziyafeti!
To me it's just a fuck fest!
- Önümüzde bir domuz festivali var.
- There's an upcoming pig fest you know.
yada renk festivali mi?
Or the spring fest?
karımın benimle ilk renk festivali.
This is my wife's first spring fest.
renk festivaliydi...
It was the spring fest...
Düşünce festivalinin sonuçlarını söylemeni istediğinde Diane'e ne diyeceksin?
What are you going to tell Diane about your thinking fest?
Kahkaha tufanını tutmayalım.
You're holding up the laugh fest?
Ne var Peg? Bira festivali 1987 mi?
What's up, Peg, Beer Fest'87?
Steve eve gelmeden geceliğimi giyip üç saatlik aşk festivalimize hazırlanacaktım.
I was just getting into my nightie before Steve came home for a little three-hour love fest.
Sonra da yemeğe gideceğiz. Yaşasın.
I was just getting into my nightie before Steve came home for a little three-hour love fest.
New York, bu bir sevgi ziyafeti!
It's a love-fest, New York!
Sonra aniden her şey normale döndü.
- They held a church fest then.
Eleme turları bitti ve geleneksel Bahar Kayak-fest Yarışı'nın başlama vakti geldi.
Qualifying rounds are over and it's time for the annual Spring Ski-fest Competition to begin.
- Geçen geceki korku festivalini tekrar izlemiş miydin?
- Watching the late-night Fright Fest again?
Bir sonraki filmimiz McBean Hollywood dilberinden, herkesi öldürüp kanları sıçratma şenliği..
Our next movie is McBain a shoot-them-up, splatter-fest from the Hollywood cookie cutter.
Nasıl olur da, 3 yıllık evliliğim senin iki haftalık seks ilişkinle bağlantılı oluyor.
I hardly think my 3 year old marriage compares to your 2 weeks old fuck fest.
Ortalığın kurşun festivaline dönüştüğünü söyledi.
The place turned into a bullet-fest.
Adamın sağlıklı bir ilişkiye ihtiyacı var.
What that man needs is a good, healthy boink fest.
Yedi ve sekizinci dersi kıralım çarşıya gidelim, ziyafet çekelim
I have got an idea. Let's blow off seventh and eighth go to the mall, have a calorie fest, and see the new Christian Slater.
- Bu berbat bir Chili bayramı.
It's a regular fuckin'Chili-fest!
Harika bir Cadılar Bayramı Partisi olacak.
How's that for a Halloween shock-fest?
Barış Festivali için el ilanı.
Hi, here's a flyer f or the Peace Fest.
Barış Festivali'ne gelin.
Come to the Peace Fest.
Kampus birliği için düzenlenen kültürel bir barış festivali üç kişinin ölümüyle bitti.
A multicultural peace fest organized in the interest of campus unity has ended with three people dead.
Görüyorum ki hala aranız pek iyi.
I see you two are still having a love-fest.
- Berbat.
- Suck fest.
Bana Münih'deki Ekim Festivali'nde bira tankerini çaldığım zamanı hatırlatma.
Don't remind me of the time I stole a tank truck of beer at the October Fest in Munich.
Bir kez daha hayatımda güzel olan bir şey Koca bir pislik festivaline dönüştü.
Well, once again something wonderful in my life has been turned into a giant crap fest.
Sanırım kendini Festivale saklıyor.
You! I guess she's just saving up her excitement for the crap fest.
Amma sevgisi gösterisi yaptılar Frasier.
My God, Frasier, this is a love-fest!
Burada çalışan kadın personel onun varlığı sırasında ortaya çıkan aval aval bakışları pek hoş karşılamıyorlar ve onur varlığıyla bu tepkilerin düşmanca bir çalışma ortamı yarattığı düşüncesindeler.
- The women don't like the gawk-fest. We feel her continued presence together with the reactions, add to a hostile working environment. We sure don't want to file, but...
- Önceden nasip edilmiş ölüm festivali.
- Preordained death-fest? - Ah, the old standards.
Bu işler bittikten sonra ananaslı pizza ve genç sinema festivalini düşünüyorum.
When this is over, I'm thinking pineapple pizza and teen video movie fest.
Artık zorundayım çünkü cips partisi olmasını istemiyorum.
I have to now because I can't let this chip fest happen.
Göz yaşı festivali olacak, hepimiz biliyoruz. Alakalı bir şey olmayacak.
It'll be a tear-jerk fest, we all know that, with nothing relevant.
Bu sevgi gosterisi de nereden cikti?
God, what's with the love fest, you guys?
Bu tam bir aşk festivali
This is quite a love fest.
Artık siz aşıkları ayırma zamanı.
Time to break up this love fest.
bütün aletler canavar avı için.
All tools for a freak fest.
onlara sabat diyorlar ve bunun canavar avı olması zor.
They call them sabbats, and this was hardly a freak fest.
Wall Street şefi, East Hampton'daki yazlık evde sıkı seks yapacak iki kız arkadaş arıyor.
Wall Street honcho seeks two horny gal pals... for an East Hampton fuck-fest at my summer home.
Bakın. Buna benzer büyük bir sevgi yumağını bölen kişi olmaktan nefret ediyorum, ama bana bir bakın!
Look, I really hate to be the one to break up, like, a major love-fest but, look at me!
Nasıl buruşuk bir parti bu böyle!
What a wrinkIe-fest this is!
- Herkes birbirini kazıklar bu işte.
- This will be a fuck fest.
- Aşk festivali gibi bir şeydi.
Come on, that was a love fest.
Boş ver.
I mean, it's a regular space - fest! Forget about it.