English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ F ] / Fil

Fil tradutor Inglês

2,408 parallel translation
Fil mi?
Elephant?
Fil odasında.
Elephant in the room.
İnsan kanı ve fil gübresi.
- Human blood and elephant dung.
Bu bir kemik parçası... fil dişi, aslında... bir tüylü bir mamutunki.
It's a piece of bone. Tusk, actually, from a woolly mammoth.
Çamaşır makinesinde onunla birlikte çağlar öncesinden bir fil mi vardı?
There was a prehistoric elephant in the washer with him?
Fil Dumbo, Çılgın Çay Partisi ve Bay Toad.
Dumbo. Mad tea party. And Mr. Toad.
Belki şu fil meselesinden bir şey çıkabilir.
Maybe there's something to the elephant.
Bu Frost'un Mckinnon'a karşı oynadığı son oyun.
( TAPS KEY, BEEP ) this is frost's fil tournament against mCkinnon.
Fil-1, burası Fil-4, asker yeşili ceket giyen beyaz bir adam şaha yaklaşıyor.
Bishop one, this is bishop four. I see white male in a green army jacket, approaching kingmaker.
Fil-5, çocuğu batı kapısından sorgulama için alın. - Fil-5 ; 10-4.
Bishop five, pick up that kid outside the West entrance for questioning.
Fil.
Elephant.
Yalnızlık çekiyormuş, çünkü kaldığı kafesi bir fil ile zürafayla paylaşıyormuş diyelim.
It was getting a bit lonely,'cause it was sharing its ti With an elephant and a giraffe.
Ve maceracı dürtülerim bana kadınsı cazibemi ve fil cesaretimi kullanarak bu dokungaçlı yaratığı baştan çıkarmamı söylüyor.
And my adventurer instincts tell me to seduce that tentacle critter with my womanly charms and elephant prowess.
Fil hortumu gibi.
- [Laughing] - That's like an elephant trunk.
Laurie, benim adıma bir fil için bağış yapmana hala kızgınım. - Tuk-tuk mı?
Laurie, I'm still pissed that you saved an elephant in my name.
Benekli bir fil olmak ister misin?
How would you like to be a spotted elephant?
- Fil nerde?
- Where's the elephant?
Bu sıcak iklimde, yetişkin bir fil hayatta kalmak için günde yaklaşık 200 litre su içmek zorunda.
.. its challenger the only tree that still holds out for its place in the savannas..... the thorn tree of Africa - the acacia.
Hayır... Yalnız bir fil.
No... just the elephant.
Tek gördüğüm bir dizi fil çizimi.
All I'm seeing is a series of drawings of elephants.
Fil çizimlerini Charlie yaptı. - Evet ama...
Well, Charlie did the elephant drawings.
Odada bir fil var, hadi ulu bir gürleme duyalım. -
The elephant in the room lets out a mighty roar.
Fil olmak zorunda değil.
Well, it doesn't have to be an elephant.
Bu renge "fil kulağı" diyorlar.
This one's called "elephant ear."
Sanki, zaten hep fil kulağı gibi olacaklar senin için.
It'll be just like they were elephant ear all along.
Fil, E7'ye.
Bishop... to E7.
Fil, E7'ye.
Bishop takes E7.
Fil C4'e.
Bishop... To C4.
Fil C4'e.
Bishop... to C4.
"Fil Herman"
An Elephant Named Herman.
Bir kere bana fil saldırdı.
I was attacked by a ferret.
Kenya'da bir fil tarafından yaralandım.
- I was gored by an elephant in Kenya.
Şuna bak! Paketteki son fil.
Oh, what do you know - the last elephant in the pack.
Kapa çeneni, Terko. Terk edilmiş fil seni!
Oh, shut up, Dumpo, the elephant who got dumped!
Görev dosyalarını silerek işini bitiri...
I'm just about done here deleting all your mission fil...
Sanki göğsümde bir fil oturuyordu.
It was like there was an elephant on my chest.
Elimde tutmuş olduğum fosil bariz bir şekilde oradaki fil dişinden daha büyük. Cuvier başka hangi özelliklerin farklı olduğunu fark etmişti?
The fossil I've got here is obviously much bigger than the elephant tooth you've got there, what other features did Cuvier notice were different?
Yani buna bakarak şöyle demişti. "Bu bir fil."
So he was able to look at this and go, " It's an elephant,
"Ama çok daha büyük bir fil."
" but a much bigger elephant,
"Çok farklı, adeta üçüncü bir fil türü gibi."
"and a very different, sort of a third species of elephant."
Bugün bile dış görünüşünden bağımsız olarak her canlının ister bir karınca ister bir fil olsun, ister bir ot sapı ister başparmağım olsun aynı temel yapıdan oluştuğunu kavramak zordur.
Even now, it is hard to grasp that every living thing, whatever its outward appearance, from an ant to an elephant, from a blade of grass to my thumb, is made up of the same basic structures.
İyi kalpli bir fil mi mesela?
Oh, like a big-hearted elephant? The road's closed.
Şu anda Private, fil daha çok ilgimi çekiyor.
At the moment, Private. I am more interested in the elephant.
Rico, fil boyu iç çamaşırı hazırlamaya ne dersin?
Rico, why don't you know left some elephant size underpants?
At'tan Şah'a, fil üçe.
Knight to king's bishop three.
Ve, tabii, fred fil bok kaplıdır.
And fred, of course, is covered in elephant crap.
Fil gübresi ; Ayrıca orası serin ve harika bir yerdi.
Elephant dung ; it kept the place impressively cool.
- Fil gübresi mi?
- Elephant dung?
Belki bir fil.
Maybe... an elephant.
Ben Fil-1, durum nedir?
Bishop one, how's it going?
- Bu arada, fil G5'e.
G5.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]