Goreyim tradutor Inglês
3,300 parallel translation
Elleri göreyim!
Please raise your hands!
Bana bırak cihazı göreyim evet
Let me see the device Yup
Hadi, bırak da göreyim.
Come on, let me see it.
- Ellerini göreyim!
Show us your hands.
Ellerinizi göreyim.
Hands in the air.
Hadi göreyim sizi!
Bring it on
Ellerini göreyim, şimdi!
Let me see your hands now!
Kollarını göreyim.
Let me see your arm.
Belgelerini göreyim, seni kaçak göçmen!
Let me see your papers, you filthy immigrant!
Elleri göreyim.
A show of hands?
- 70 dolar. Kimlik göreyim.
- $ 70 and I need to see some ID.
Dişleri göreyim millet, hadi ama.
Big smiles, guys! Come on.
Göreyim seni, George.
Off you go, George.
Göreyim.
Let me see.
Ne yaptığını göreyim.
Let me see what you're doing.
Ellerini göreyim.
Hands where I can see'em.
Gidip Christopher'ı göreyim.
Now, I'm going in to see about Christopher.
Sadece yazın kardeşimi bir göreyim dedim.
I've just come for the summer to see my brother.
Şimdi şu kimliğinizi bir daha göreyim de bakalım gerçekten dediğiniz kişi miymişsiniz?
Now... Let me see that I.D. of yours again, and let's verify that you are who you say you are.
- Ellerini göreyim.
Let me see your hands.
Ellerini göreyim.
Aah! Hands where I can see'em.
Elleri göreyim.
Let me see your hands.
Parayı göreyim.
Let me see the money.
Şimdi yolumdan çekilin de oğlumu göreyim.
Mwah.
Ellerini tekrar yukarıda göreyim.
Okay.
Ellerinizi göreyim!
Show me your hands!
- Stuart'a artık daha farklı bir gözle bakmadığını söyle de göreyim. Kadınlar bu tür şeyleri bildiğinde ister istemez etkilenir.
Holly, come on, tell me you don't look at Stuart a tad different.
- Dene de göreyim!
- Okay, I wanna see you try!
Elleri göreyim lütfen.
Muddled, please.
Dişlerini göreyim. 1, 2, 3.
Show your teeth, 1, 2, 3.
Ellerinizi göreyim.
And let me see your hands.
Elleri göreyim.
Show of hands, y'all.
Bekleyin! Haydi elleri göreyim!
Hang on, wait, lemme see some hands!
Şu sedyeyi getirin bir göreyim.
Bring that stretcher here so I can see it.
Ardından seni dizlerinin üzerinde göreyim.
Then get on your knees.
Demek istediğim, tabiki de otlağın diğer tarafını görmek için onu yapmalı. Tekrar görmek istiyorum. Evet, izin ver göreyim.
( LAUGHS ) One of them just stood up!
İznini göreyim!
Hey, I need to see your pass!
McKinley'e uğrayıp, yeni üyeleri bir göreyim dedim.
Figured I'd stop by McKinley and meet their newest addition.
Parayı göreyim.
Let me see the cash.
- Silahını indir. - İndirt de göreyim.
Drop your weapon.
Nasıl ele geçirdiğinden emin değilim ama neyle karşı karşıya olduğumu göreyim diye bir göz atmamı istiyor.
I'm not sure how she got her hands on it, but she wants me to take a look at it - and see what I'm up against.
- Sağdan profilini göreyim?
- Show me your right profile?
Umurumda değil, notlarınızı göreyim.
Don't care. Give me your grades.
Ellerini göreyim Tom.
Show me your hands, Tom.
Popolarınızı bir göreyim.
Rumps facing me.
İzin belgenizi göreyim.
- Let me see a warrant.
Anahtarları göreyim.
- Let me see the keys.
Göreyim sizi!
I want to see the guns!
Yalnız olduğunu göreyim.
Let me see you're alone.
Öğrenci kimliğini göreyim.
Show me your student ID.
Göreyim seni Luc.
Go for it, Luc.