Görmüstüm tradutor Inglês
8,336 parallel translation
Afganistan'da buna benzer bir şey görmüştüm.
I did see something like this in Afghanistan.
Ha. Bir ara böyle bir rüya görmüştüm.
Runners get chased by zombies in costume.
Irak'ta da buna benzer röntgenler görmüştüm...
The... the X-ray's accurate?
Seni en son nişan göstergesinin içinde görmüştüm.
Last time I saw you was through crosshairs.
Bir keresinde onu görmüştüm.
I saw him once in here.
Bir rüya görmüştüm.
There was this one dream, once.
Hatırlamaya çalışıyorum da. Ben sizin kadar güzel bir kadın görmüştüm.
just tryin'to remember when it was that I saw a woman as beautiful as you are.
Gün ışığında dışarı çıkmıştım ve gölgemi görmüştüm.
Afterwards I went walking outside in the sunshine and.. ... i saw my shadow.
Annem beni uzaklaştırdı. Ama o şeyi görmüştüm çoktan. Ya da onu.
My mother move away from the scene, but I have the time to see, to see it.
Dün seni Martine'le birlikte görmüştüm.
I saw you yesterday with Martina.
Her zaman ben en cesurların korkularını istekle bulmak istemesini görmüştüm.
I've always found that the best and bravest people are the ones that... willingly acknowledge their fears.
Bunu kişisel bir hedef olarak görmüştüm.
I took it as a personal challenge.
Sanırım dışarıda üzerinde ismimin yazdığı çörekler görmüştüm.
Think I saw some donuts outside with my name all over them.
Kızları okula götürürken görmüştüm, döndüğümdeyse yoktu.
When I took the girls. He wasn't there when I came back.
Geçen gece, güzel ama bir o kadar tuhaf bir şey görmüştüm.
Last night, I saw something... beautifully peculiar.
Bir bakabilir miyim? Bletchley'de görmüştüm bunu.
May I see it?
Seni en son kilisede görmüştüm.
The last time I saw you was in church.
Yıllar önce Langley'de bu camdan görmüştüm.
I saw this type of glass years ago at a basement in Langley.
Bir keresinde fotoğrafını görmüştüm.
Saw a picture of that once.
Evet, bu adamı görmüştüm.
Yeah, I've seen this guy.
Bunu görmüştüm.
I saw that.
Bu ifadeyi daha önce görmüştüm. Leland Goines'ı vurmadan hemen önce.
I've seen that face before, right before you shot Leland Goines.
Yukarıda bir tane görmüştüm.
I saw one upstairs.
Bunu daha önce görmüştüm.
I've seen this before.
Senin olmadığın bir gelecek görmüştüm. Bunun olmasına müsaade edemem.
I've seen the future without you.
Seni dün gece partide görmüştüm.
You, from the party that night.
Bir dergide oradaki sahilin fotoğrafını görmüştüm.
I saw a picture of a beach there in a magazine once.
- Onu daha önce görmüştüm.
- I've seen him before.
Bir keresinde Flash'ı ben de görmüştüm.
You know, I saw The Flash once. - Oh, yeah?
En son komutanı, Ronnie ile Profesör Stein'ı kurtarmaya gittiğimiz askeri tesiste görmüştüm.
Last time I saw the general was when Ronnie and I broke Professor Stein out of that military facility.
Oliver'ın işlerini nasıl yaptığını görmüştüm. Ne gerekiyorsa gereksin, yapması gereken şeyleri yapmaktan hiç korkmuyordu. Ben de aynı şekilde yapabilirim sanmıştım.
Man, I've seen the way that Oliver does things and he's not afraid to just do whatever it takes to get what he needs, and I thought that I could do that too.
Geçenlerde ilan vermek için geldiğinizde görmüştüm sizi.
I saw you when you came in to place your ad.
Holly'ye uçakta bağırdığını görmüştüm.
I saw you yelling at holly in the plane.
Beyaz bir kedi ile fotoğrafınızı görmüştüm.
Once I saw a picture of you with a white cat.
Buna mecbur kalmış, alnında ki cadılar meclisi mührü, daha önce görmüştüm.
She was compelled to. This is a coven sigil. I've seen it before.
Onu daha önce görmüştüm.
I've seen him outside of my work.
Bunu'Dexter'da görmüştüm.
I saw it on'Dexter'.
Bunlardan bir kere Kuveyt'te görmüştüm.
I saw one like it once in Kuwait.
Pekâlâ evet James'i hiç suça teşebbüs ederken görmedim belki ama bir keresinde elinde silahla görmüştüm.
Okay... Maybe i never saw james commit a crime, But i did see him with a gun once.
Daha önce de görmüştüm.
I've seen it before.
Lisedeyken bir keresinde Kanlı Mary'yi görmüştüm.
Ugh, you know, I saw Bloody Mary once in high school.
Bir kart görmüştüm.
Huh?
Kuzey'de heykellerini, kitaplarda da oymabaskılarını görmüştüm onun.
I've seen statues of him in the North and engravings in books.
Lazanyanın beni yediği bir kabus görmüştüm.
I just was havin'this dream where the lasagna was eating me.
Doğduğunda rüyamda görmüştüm.
We literally named you "Kingsley."
Kadınların daha küçük şeylerden dolayı cinayet işlediklerini görmüştüm.
I've seen women commit murder for less than what you've been through.
Çok daha kötü kafa travmaları görmüştüm.
As head trauma goes, I've seen a lot worse.
Evet, hatırlıyorum çünkü seni bahçenin dışında görmüştüm. Çom güzel görünüyordun, o yüzden senin portreni yapmak istemiştim ama sen oturmak istemedin.
Yeah, I remember it, because I saw you out in the garden, and you looked so pretty, and I wanted to paint your portrait, but you didn't want to sit for me.
Peki erkekler tuvaletini kontrol edebilir misiniz? Çünkü en son pisuardayken benimle görmüştüm.
Okay, uh, can-can you check the men's room, because I know I had it with me at the urinal?
Düşünmüştüm ki... Sende bir şey görmüştüm, iyi bir şey.
I thought I-I saw something in you, something good.
Bir keresinde canavarın arkasındaki adamı görmüştüm.
Once I-I saw the man behind the beast.