Günlerce tradutor Inglês
1,530 parallel translation
Ya günlerce nezarette kalırsam dostum?
What if I'm in the jail longer than a fucking night?
Yeni bir patika bulduğunda bazen günlerce gelmez.
Sometimes she'll be gone for days when she finds a new path.
Komşu kasabalardan insanlar toplanıp günlerce, haftalarca ormanda karış karış Lucy'yi aradılar.
People from all the neighboring towns gathered and traversed the woods day after day, week after week, searching for Lucy.
Günlerce odamdan çıkmamıştım.
I didn't come out of my room for days.
Günlerce denedim.
I called you several times
Birlikteyken, birbirimize aşıkken sahip olduğumuz şey, günlerce biriyle yatakta yan yana yatıp dış dünyada olanlara aldırmamak o his kayboldu.
Whatever we had when we were together, when we were in love that feeling of just being able to lie in bed with someone for days and days and not give a fuck about the outside world is gone.
Oraya gidip günlerce kalabilirsin ve, dalgaların ve kuşların sesinden başka bir şey duymazsın.
And you can go for days and not hear anything but the waves and the birds.
Villa günlerce gül böcekleriyle doldu taştı. Ayağımıza gelmiş zümrüt gibiydiler.
For days, the villa was full of rose-beetles, falling like emeralds into our laps.
Günlerce sürecek.
That'll take days.
Bu günlerce sürer.
That could take days.
Birkaç saat mi, günlerce mi?
A matter of hours?
Beni günlerce hasta etmişti.
I was sick for days.
Günlerce sürecektir.
It will take days.
Sadece diyorum ki, eğer günlerce burada durup kaldırılmadıysa çöpe atılmış olma ihtimali var.
I'm just saying if it was there for days and it didn't get put away, then yeah, there's a chance it got thrown out.
Günlerce huzursuz dolaşırsın. Asıl REM uykunu bozan şey, REM uykusuyla ilgili makaleler.
You know what ruins your REM sleep is those articles about REM sleep.
Bir avuç bencil zengin çocuğu, ayrıcalıklı çocuklar okulu asıyor,.. ... günlerce içiyor, tehlikeli numaralara binlerce dolar harcıyor. Babaları önemli olduğu için başlarının derde girmeyeceğini biliyorlar.
- Like a bunch of selfish rich kids... the children of entitlement, blowing off school... drinking for days, spending thousands... on a stupid and potentially dangerous stunt... knowing full well that they're not gonna get in trouble...'cause Daddy is important.
İşkence bazen günlerce sürerdi.
Sometimes the torture lasted for days.
Mesela, sinemanın dışında içi dolu bir silahla günlerce oturmak gibi. İşimi bıraktım, hiç umurumda değil. Senin hayatının içine edecek şeyler düşünüyordum.
Like sitting outside your theater for days at a time, with a loaded gun or letting my business go to hell while I figure out ways to ruin your life.
Tüm eyalet günlerce alarmda kaldı. Ama...
The whole state was on alert for days... but...
O onları boğuyor, sonra cesetleri günlerce asıyor. Bazen haftalarca, onlarla defalarca ilişkiye giriyor.
He suffocates them, then hangs onto the corpses for days, sometimes weeks, and has sex with them, over and over again.
Şimdiye kadar başlattığı her yangını günlerce ve haftalarca planlamıştı.
Every fire he set required days, really even weeks of planning.
Ama sen ve ben günlerce zaman geçirip davama girince, görüşmelerimiz gece vakitlerine kalıyor.
But you and I spending day after day poring over my case, our meetings stretching into the wee hours.
Disiplin gerektirir, günlerce uyumazsın, yemek yemezsin.
It requires discipline. Days of no sleep, no food.
Günlerce sürdü ve işte bu yüzden yapıyı iyi tanıyorum.
It took days. So, I'm kind of familiar with the layout.
- Yani ne kadar komada kalabilir? - Günlerce.
- So he could be in a coma for...?
Diğer kadınların doğum sancıları günlerce sürüyor.
Other women have contractions for days.
Yaşam desteğinin onları günlerce koruyacağını söylediğini sanıyordum.
I thought you said life support could sustain them for days.
Yaşam desteğinin onları en iyi ihtimalle günlerce koruyacağını söylemiştim.
I said life support would most likely sustain them for days.
Günlerce dönmeyeceğinizi sanıyordum.
I didn't think you were due back here for days.
Beni günlerce yaladı.
He went down on me for days.
Ruhlar orada günlerce beyin yıkama araçlarını izlemeye zorlandılar. Bu araçlar onları yanlış bir gerçekliğe inandırdı.
There the souls were forced to watch days of brainwashing material which tricked them into believing a false reality.
Doktorlar günlerce, Hawking'in sağlığındaki dramatik bozulma için artan bir şekilde endişelendiler.
For days, doctors had been increasingly concerned about a dramatic decline in Hawking's health.
Gaz odaları çalışamaz duruma geldi gelen trenler günlerce bekletildi ve yüzlerce ceset gömülmeden ortalıkta bırakıldı.
The gas chambers broke down, arriving trains were kept waiting for days and hundreds of bodies lay around unburied.
Fakat bu haberler defalarca, günlerce aralıksız tekrar edildi.
But these news reports were repeated over and over, day after day, without interruption.
Erkek günlerce, bazen haftalarca eşinin gelmesini bekler.
The male waits for days, sometimes weeks for the arrival of his partner
Motosikletine atlar günlerce ortalıktan kaybolurdu.
.. he used to disappear on his bike for days.. He used disappear for the whole night.
Tanga'nın kontrolünü kaybedersem günlerce yok olabilir.
I lose control of this thong, it could disappear for days.
Önce tohumları günlerce ıslatılır, özsuyu süzülür ve zehir elde edilir.
Before, people tooks its seeds, macerated them for days, filtered the juice, and reduced it to obtain the poison.
Günlerce işkencenin ardından, Admantha, büyük Midian prensi, sonunda herşeyi itiraf etti, ve ülkenin yasalarına göre cezalandırıldı.
After many days of torture, Admantha, the great Midian prince, finally confessed all, and was dealt with according to the protocol of the land.
Günlerce eve uğramıyorum, onları beslemeyi unutuyorum.
I go away for days, forget to feed'em.
Günlerce bilinçsiz bir şekilde yattın,
I'm afraid you'll catch a cold -
Çünkü aileler cesetleri günlerce saklıyorlar.
Because the families are hiding the bodies for days. Then they bury them too close to the river.
Günlerce devam edebilir.
Well, this could take days.
Günlerce beni burada kilitli tuttun.
You've kept me locked in here for days.
Günlerce oturdum ve uğraştım sonra dedim ki :
Tom Seaver, your favorite. So I drew a picture of Tom Terrific on the mound.
Günlerce aç, susuz kaldığımız oluyordu.
You'd go for days without food or water.
Cesedi günlerce kimse bulamamış şimdi de burnunda tüyler ürpertici biyo-kültür oluşmuş.
Nobody found the body for days, and now there's some creepy bio-culture growing out of her nose.
Günlerce ve her havada üşümüş ve aç olarak dışarı çıktığını görmek,
He only slept now and then in tiny shelters he built by the seal holes.
Kötü çocuk dansına katılıyor. Sabahı sabah ediyor. Günlerce eğleniyor.
Attending the big bad bone dance, morning, noon and night.
İstediğini elde etmek için benimle günlerce konuşmadı.
She stopped talking to me for declining her wish.
Kırlarda günlerce dolaşmış olabileceğini düşünüyoruz.
Oh, yes!