Hatta kal tradutor Inglês
803 parallel translation
Hatta kalırım bile! - Çok güzel!
In fact I'll even stay.
Hatta kalın.
Hold the wire.
Hatta kal lütfen.
Uh, well, hold the wire.
Tamam, hatta kalın.
Who? Okay, hold on a minute.
Bir dakika hatta kalır mısın.
Hold the line a minute, will you?
Hatta kalır mısınız?
Will you hold the wire?
Hatta kalın lütfen. Teşekkürler.
Hold the line, please.
Hatta kalır mısın?
Will you hold the line?
Grant Kalesiyle hatta kalın.
Keep the wire open to Fort Grant.
Bir saniye hatta kalır mısınız?
Will you hold the phone for a second, please?
Hatta kalın.
Hold the phone.
Hatta kalın lütfen.
Hold the line a minute, please.
Hatta kalın lütfen.
Hold the line, please.
Alo, hatta kal.
Hold the line.
Hatta kal.
Hold the line.
Sen de hatta kal ve dediklerini not et.
Stay on the line and get a shorthand note of what we say.
Bir dakika bekleyin, hatta kalın.
Well, just hold on. Hold the phone.
Hatta kalır mısınız?
Will you hold the line?
Hatta kalın. Birbirinizden fazla uzaklaşmayın.
Keep your lines dressed.
Lütfen hatta kalır mısın, Şef? İçki kaçakçısı, sahtekar ve kumarbaz Züppe Dave, bana iyi uykular çocuklar masalı anlatmak istiyor.
Dave the Dude - bootlegger, racketeer and gambler - wants to tell me a beddy-bye story.
Hatta kalın.
Hold it.
Hatta kalın.
Stay on the line.
Hatta kalın.
hold on.
Bu hatta kal.
Hold on that line.
Hatta kal.
Stand by.
Hatta kalın.
Keep in contact.
Lütfen hatta kalın.
Please remain connected to the telephone.
Buraya gelirken hiç bir şeyin yoktu, hatta kalıcı bir işin bile.
You came down here with nothin', not even a job permanent.
Beni bekleyin ve hatta kalın. - Silahlı çatışmaya girdi.
Wait for me and keep in contact.
Hatta kal.
Stand by on mobile phone.
Hatta kal.
Standing by.'
Hatta kalın.
Stand by.
Lütfen bekleyin, hatta kalın.
Wait, do not power off.
İsminizi ve mesajınızı söyleyin, hatta kalın.
State your name and your message and hang up.
Hatta kalın lütfen.
Hold the line.
Peki, hatta kalın.
Ok, hold on.
En azından hatta kalıp, çalışmaya devam et.
At least this way we stay in touch and keep working.
Burada ne kadar kalacağını, ne zaman döneceğini, hatta hayatta kalıp kalmayacağını bile bilmiyorsun.
Don't know how long you're gonna be here or when you'll be back again. Don't even know how long you'll live.
- İyi geceler, hatta hoşça kalın.
- Goodnight, or rather, goodbye
Hatta zorunda kalırsanız dans bile edeceksiniz.
You will even dance them if you must.
Dersleri kaçırırdım, geç kalırdım, hatta bırakmayı istemiştim.
And i would have deserted if there wasn't a girl.
Artık Hava Kuvvetleri'nde kalıp tekrar yıldızlara erişmek isteyip istemediğimden hatta evlenip Webster ailesine katılmak isteyip istemediğimden hiç emin değilim.
I don't know if I wanna go on in the air force and buck for a star, get married into the Webster family and get swallowed up by all that.
Bir yolcu treni beklemek, hatta uçmak zorunda kalırım.
I'll have to wait for a passenger train, or even fly.
Sen mahkûmlarından, senin yapıştırdığın değer yargılarıyla senin uyumlu olma anlayışınla, senin davranış kalıbınla ve hatta senin ahlak anlayışınla ipin uçundaki kuklalar gibi dans etmelerini istiyorsun.
You want your prisoners to dance out the gates like puppets on a string, with rubber-stamp values impressed by you, with your sense of conformity, your sense of behaviour, even your sense of morality.
Bütün işleri kendi başına yapmaya karar verdi, kendi basım harflerini hazırlayıp, kalıba dökecek, ve hatta kendi kağıdını yapacaktı.
He decides to do it all by himself, casting his own type, setting it himself, even making his own paper.
Dinleyin. 10 yıl içinde Ay'da kalıcı üsler kurulacak hatta Mars'ta bile.
Listen. Within 10 years, there will be permanent bases on the moon, perhaps even on Mars.
Giacobbe, eğer burada kalırsan, tıpkı abi kardeş gibi yaşarız, hatta istersen sonsuza kadar.
Giacobbe, we'll live like two brothers, and you can stay here for now, and forever if you want!
Ve sıklıkla fark etmek zorunda kalırız kararlarımız ve yorumlarımız ve hatta umutlarımız bile, yanlış çıkmış olabilir.
And so often we have to realize that... our judgments and our interpretations... and even our hopes may have been wrong.
- Hatta geriye biraz kalıyor.
- Put all the ones here. - Well, it goes three times.
Evet, öyleyse ikinci hatta 5 ya da 6 kişi kalın.
Well, then there'll be five or six of us at the second line.
Hatta artık geç kalınmış bile olabilir.
Even now it may be too late. Too late.
kaldırın 181
kalıp 21
kalabalık 41
kalmamış 19
kalbimi kırdın 25
kaldır beni 31
kalkıyorum 26
kalktım 52
kalmak istiyorum 46
kalıyorsun 17
kalıp 21
kalabalık 41
kalmamış 19
kalbimi kırdın 25
kaldır beni 31
kalkıyorum 26
kalktım 52
kalmak istiyorum 46
kalıyorsun 17