Hava sıcak tradutor Inglês
1,287 parallel translation
- Hava sıcak, Yoyo.
It's warm, Yoyo.
- Hava sıcak mı, Max?
- Are you hot, Max?
Çünkü hava sıcak.
Because it's hot.
Onun da, hava sıcak oldu diye iç çamaşırlarıyla kalmasını bekliyorum.
I fully expect him to step on stage, say he's old, hot and strip to his underwear.
Geceleri etrafta uçuşan ufak şeyler özellikle yazın, hava sıcak olduğunda.
Those little things that fly around at night... in the summer, when the weather's hot.
Tabii kravat takmazdı... özellikle hava sıcak olduğu zamanlar, kollarını kıvırırdı,... baban hâlâ zihninde bu şekilde canlanıyor, öyle değil mi?
No tie... he'd roll his sleeves up when the weather was particularly hot, but still that's how you see him in your mind, isn't it?
Yazın son günlerinden ısınan kayalardan çıkan hava sıcak hava akımının yükseldiği sıcak bir güne ihtiyaçları vardır.
They need a good hot day when the thermals are shimmering upwards from the rocks that are still warming in the late summer sun.
Hava sıcak olunca, hoşlandığı sadece ata binmek değil.
That horses aren't all she enjoys riding when the weather's hot.
Hava sıcak, sisli ve nemli.
It's hot, hazy and humid.
Hava durumuna gelince, yarın sabahtan itibaren Florida çok sıcak olacak.
Turning to the weather front, looks like scorchers stacked up over Florida.
Önümüzdeki beş gün boyunca hava çok sıcak olacak.
And so the five-day forecast is more more, more hot, hot, hot.
Karavanın arkasına takılı bir motorlu tekne go-kart arabası, plaj arabası, arazi motosikleti, jet ski kar aracı, yamaç paraşütü, planör rüzgar sörfü malzemesi, sıcak hava balonu ve iki kişilik küçük denizaltı görebilirsiniz.
Behind them they're towing a motorboat, go-cart, dune buggy, dirt bike, Jet Ski, snow mobile, parasail, hand glider, wind surfing equipment, a hot air balloon and a small two-man deep-sea diving bell.
Son zamanlarda hava çok sıcak sürekli kuruyorlar.
Been so damn hot lately, the water doesn't get a chance to sink in.
Doğanın küçük sapkınlıklarını seviyorum. Kışın sıcak hava, dört yapraklı yoncalar, Avustralyalılar... Evet, muhteşem.
Oh, I love nature's little aberrations : warm days in winter, four leaf clovers, Australians...
Uzun sürecek bir sıcak hava bekle.
Expect a heat wave before long.
Hava serinlediğinde ve aşırı sıcak artık bir risk olmadığında erkek ayılar bazen oyun olsun diye birbirleriyle dalaşırlar.
When it's cooler and overheating is no longer a risk... male bears sometimes engage in play fighting.
Karın koruyucu tabakasının altında ve annesinin kalın kürkünün içine sokularak dışarıda sıcaklığın eksi elli derecenin altına düştüğü korkunç hava koşullarına rağmen yavrular sıcak kalır.
Deep under the protective covering of snow... and tucked into its mother's thick fur... the cub stays warm, despite the appalling conditions outside... where temperatures drop to below minus 50 degrees.
Bu benim de başıma geldi. "Mevsime göre hava çok sıcak." Diyecektim.
I had the same thing once. "Awfully warm for this time of year."
"Mevsime göre hava çok sıcak, öyle değil mi?"
"Awfully warm for this time of year, isn't it?"
Hava çok sıcak ve çok susadım.
It's too hot, I need to drink.
- Dünya'nın çekirdeğindeki sıcak hava enerjisinden yararlanıyoruz.
- Hot air rising from the Earth's core. We've harnessed its energy.
Tanrım, bugün hava çok sıcak.
Jeez, it's so hot tonight.
"Hava mevsime göre sıcak, değil mi?" dedim.
I said, "Warm, isn't it, for this time of year?"
Ne kötü, hava da sıcak.
What's worse, it's hot.
Yarın yine aynı şey olacak, sıcak hava dalgası gelecek.
Tomorrow, same thing, a heatwave.
Hava alanındaki bir bara gidip birkaç içki iç, güzel bir hostesin bacaklarından tırman ve oradaki sıcak, yumuşak... " Ne demek istediğimi biliyorsunuz.
You go into an airport bar, you have a few drinks. You find a beautiful stewardess, you climb up her leg, you nestle right in her warm, soft... you know what I mean?
Hava çok sıcak!
It's hot, too hot!
Hava yine sıcak olacak gibi.
Oh, looks like it's gonna be another scorcher.
Hava çok sıcak, hiç şaşırmadım.
Yeah, with this heat wave, though, I'm not surprised.
Saatler geçtikçe, hava giderek soğudu, ve silahlarımızı kullanarak, bizi sıcak tutacak bir kamp ateşi yaktık.
The hours passed, the air grew cold and with our weapons, we started a fire to keep warm.
Zaten ceket için sıcak bir hava.
Too warm for a jacket anyway.
Binlerce Berlinli, Hava Nakliyesi Planı'nda, günde bir öğün sıcak yemek ve iş buldu.
Thousands of Berliners found jobs - - and one hot meal a day - - working for the airlift.
Hava çok sıcak ve sana hiç tahammülüm yok.
It's too damn hot, and I got zero-fucking-tolerance.
Bin bakalım, hava çok sıcak.
Get in, it'll be hot.
Hava korkunç sıcak.
It's hot enough to kill a mule.
Noel tatili boyunca hava güneşli ve sıcak, ısı 26 derece civarı olacak. Mutlu Noeller.
It's going to be warm, with temperatures continuing in the high 70s throughout the holiday weekend.
Ama ateşi yüksek. Hava çok sıcak ama terlemiyor.
But he's got a fever and he's not even damp.
Adamım, hava çok sıcak!
- It's hot out here.
Sabahleyin yeri ısıttıkça kayalar ısıyı yansıtır ve sıcak hava akımı yükselmeye başlar.
As it warms the ground in the morning, the rocks reflect its heat and shimmering columns of air, thermals, begin to rise.
Tek yapmaları gereken şey sıcak hava kolonunda kaldıklarından emin olmak.
All they have to do is to make sure that they remain within the column of warm air.
- Şimdi sıcak hava akımının içine giriyorum.
- I'm going to roll into the thermal here.
Planör pilotları yırtıcı kuşların yaptığı gibi daireler şeklinde giderek çok zaman harcarlar. Çünkü sıcak hava akımı yükselen bir kolon gibidir ve içinde durmanız için dönmeniz gerekir.
Glider pilots spend a lot of time going around in circles just as birds of prey do, because a thermal's a rising column of air and in order to stay in it you have to turn.
Havada sıcak hava akımını işaret eden birşey göremezsin.
You can't see anything in the air to indicate a thermal
Sıcak hava pek çok böceğin çıkmasına sebep oldu ve hızla büyüyen yavru kardinallerin ihtiyaç duyduğu proteini sağlıyorlar.
The warm weather has caused swarms of insects to hatch and they provide the dickcissels with the protein that is essential for the nourishment of their swiftly growing young.
Güneye doğru süzüldükçe, yavaş yavaş gözden kaybolduklarında, başka bir sıcak hava akımı ararlar. Tekrar bir sonraki üsse ulaşabilmek için kendilerini yükseltecek yeni bir üs ararlar.
As they glide southwards, slowly losing height, they will look for another thermal and make for its base so that once again they will be lifted high enough to reach the next.
Bel bağladıkları sıcak hava akımlarımı üreten altlarındaki arazinin doğasından oldukça haberdar olan yırtıcılar da işaret direklerini gözlerler.
The raptors, so conscious of the nature of the land beneath them that generates thermals on which they depend, also look to it for their signposts.
Deniz üzerinde sıcak hava akımları olmaz bu yüzden karaya bağlılar, bu tüm yolu Meksika Körfezi'nin batı yakasından gitmeleri demek oluyor.
There are no thermals to be found over the sea, so they are tied to the land, and that means they have to go all the way round the western side of the Gulf of Mexico.
Saat 8, Cumartesi gecesi, ve hava hala sıcak...
It's 8 : 00 pm, Saturday, and it's still a hot one...
Sıcak hava yükselir ve soğuk hava alçalır.
The warmer air rises and the cooler air falls.
Şehirde sıcak hava dalgası devam ediyor kayıtlardaki en yüksek sıcaklık 6 hayatı aldı.
The heat wave continues all over the city, as record-breaking temperatures claimed six lives yesterday.
Lütfen hanım. Hava çok sıcak.
Please, Mem, it is too hot.
sıcak 416
sıcaklık 48
sıcak çikolata 23
sıcak su 41
sıcak mı 47
sıcak değil mi 17
sıcak dudak 25
hava çok güzel 31
hava durumu 19
hava çok soğuk 32
sıcaklık 48
sıcak çikolata 23
sıcak su 41
sıcak mı 47
sıcak değil mi 17
sıcak dudak 25
hava çok güzel 31
hava durumu 19
hava çok soğuk 32