Herkesin tradutor Inglês
29,890 parallel translation
Herkesin ihtiyacı var.
Everyone needs a lawyer.
Oldukça önemli bir şey Herkesin böyle bir araya geldiğini görüyorum.
It's quite something, seeing everyone pull together like that.
Bu yüzden ofise döndüğümüzde herkesin son altı haftadaki faturalarını halledeceksin.
- Which is why when we get back to the office, you're reconciling everyone's billings for the last six weeks.
Oradaki herkesin senin muhbir olduğunu bildiğin için mi üzüldün? İlk geceyi atlatırsan şanslı olacağın için mi?
Does it have anything to do with the fact that every inmate in there knows that you're an informant, and you'll be lucky to make it through your first night?
Herkesin tek derdinin onlar olduğu zamanları hatırlıyormusun?
Remember when that stuff was all anybody cared about?
Herkesin sayıları öğrenme yöntemleri farklıdır.
Everyone has a different way to learn numbers.
Beyazlar tarafından tutuklanmak herkesin en kötü kabusuydu.
Being arrested by white people was your worst nightmare.
Herkesin suça karşı sert olma konusunda rekabet içine girdiği bir ortamda herkes hızla aynı konuma itilecektir. Daha fazlası yapılmadığı sürece politik bir avantaj sağlamayacaktır.
[Stevenson] In an environment where everybody's doing the same thing, everybody's competing to be tough on crime, you quickly all end up in the same space, so it doesn't become a political advantage unless you do something more.
Dr. King'in herkesin baş tacı ettiği sevilen bir kişilik olmadığı unutuluyor.
[Jones] Dr. King, people forget, was not this beloved figure that everybody wants to put on a pedestal.
Herkesin oy kullanmasını istiyorlar.
They want everybody to vote.
PAUL WEYRICH ALEC KURUCU ORTAĞI 1980 Ben herkesin oy kullanmasını istemiyorum.
I don't want everybody to vote.
Bir halk düşmanı Herkesin gözündeki yeri Tutuklandığı gece
♪ A public enemy That's in the eye of the scope ♪ [reporter] The night of his arrest,
İnsanlar şunu anlamalı, siyahların yaşamları değerliyse, herkesin yaşamı değerlidir, bu ceza muhakemesi sistemine ve bu hapishane endüstriyel kompleksine giren her bireyin yaşamı önemlidir.
Having people truly understand that when black lives matter, everybody's life matters, including every single person that enters this criminal justice system and this prison industrial complex.
Bugün yaşananları herkesin duymasını istiyorum.
I want everyone to know what happened here today.
Ama bunu yaparsam ortalık karışır ve herkesin gözü patronunu arar.
But I do that, it starts a tornado of shit with your boss in the eye of the storm.
Herkesin lavaboya gitmesi gerekir. Buraya geldiğimde Gallo ve ahbapları bekliyorlardı.
Everyone needs to go to the bathroom, and Gallo and his buddies were waiting for me when I got here.
Önemli olan, burada bulunan herkesin, ondan kokmadığımı bilmesi.
What matters is, everyone here knows that I'm not afraid of her.
Bu, herkesin dört gözle beklediği, berbat etmek istemediği tek gece.
I mean it's one night that every guy in here looks forward to, you know, doesn't want to mess up.
Dinle Rachel, belli bir yere gelince herkesin kendine has bir adamı olur.
Listen, Rachel, when you get to a certain level, everybody has their person.
Steve'in herkesin zihnini yıkadığını fark etmedin mi?
I mean, do you not realize that Steve has got everybody here brainwashed?
Peynir herkesin sevdiği türden olacak.
Cheese can be whatever kind of cheese people like.
Herkesin sırları vardır, Ben.
Everyone has secrets, Ben.
Herkesin aklındaki bu.
They all think it but don't say it.
Tanrı'ya herkesin iyi olması için dua ettim.
You know, I just prayed to God everyone was all right.
Sözleşmede herkesin imzaladığı çok sağlam bir feragatname var.
We've got an airtight release of liability on the contract everybody signed.
O binada herkesin görmesi gereken bir şey var.
There's something in that building everyone needs to see.
Bak, herkesin deneyimindeki bazı şekilleri belirlersek yardımı olur diye düşündüm.
Look, I just thought it'd be helpful if we just identified some of the patterns - in everybody's experiences. - Right.
Herkesin deneyimlerindeki benzerlikleri inkâr etmek aptalca geliyor.
It seems silly to deny the similarities in everyone's experiences.
Herkesin mutlu olacağı bir planmış gibime geldi.
Well, sounds like a plan that makes everybody happy.
Herkesin bir fiyatı vardır.
Well, everyone has a price.
Herkesin ne dediği umrumda değil.
I don't care what everybody else does.
Ayrıca hayır, herkesin ağzına "susturma hapı" sokuşturmanız kâfi gelmiyor.
And no, no, it's not enough to be fed a one size fits all cocktail of shut up pills.
Bence insanların toplumsal sorumluluklarına hitap etmek oldukça zor çünkü herkesin karmaşık hayatları ve düşünmeleri gereken pek çok şey var.
I think trying to appeal to people's social responsibility is really very, very hard, because people have complicated lives and they have lots of things to worry about, they don't want to have to think about climate change
Herkesin bu konuda sesinin yettiği kadar konuşmaya devam etmesi ve hemen harekete geçmesi gerektiğini düşünüyor.
He feels we all need to keep speaking out about this issue as loud as we can, and that we must immediately take action.
Herkesin keyifler yerinde mı?
Is everybody enjoying themselves this evening?
Bu fotoğrafın kanıtladığı tek şey herkesin görmek istediğini görmesi.
All this picture proves is that anybody can see what they want to see.
Herkesin bir tarzı var.
Everybody's got their thing.
- Onun, onların, herkesin!
- Her, all of them, everyone!
Bana uçuşta herkesin...
They told me everyone on the flight...
O listedeki herkesin ortak yönü ne biliyor musun?
Yeah, you know what everyone on that list has in common?
Burada herkesin görevinin başında olması gerek.
We need all hands on deck right here.
Herkesin çantada keklik saydığı günah keçisi olmak da...
It's called being a punching bag, the one everyone
Bir hindistancevizi kırmak gibi hissediyorum Herkesin kafasına.
I feel like breaking a coconut on everyone's head.
Herkesin farklı bir kokusu var.
Everyone has a different smell.
Önemli bir çalışma var Insan beyninin büyüklüğüne göre Bu, herkesin yaklaşık Bütün hayatları boyunca 150 kişi.
There is an important study based on the size of the human brain that shows that everyone has about 150 people in their whole life.
Spor dünyasında herkesin gözünü ona diktiği Ginny Baker ile alakalı bir son dakika haberimiz var.
... breaking story out of San Diego, where the eyes of the sports world - have been on Ginny Baker.
Muhtemelen sebebi herkesin beni "Koca Memiş", "Şişko Memiş"
Probably'cause everyone calls me names like "Big Nips"
Yani, herkesin bildiği gibi, yarasalar bir sürü Cinemax pornosu izler, buradan başlamak lazım.
Well, as everyone knows, bats watch a ton of Cinemax softcore porn, so that seems like the place to start.
Herkesin çocuğunu aşılatmayı bırakması yüzünden.
It's all because everyone stopped vaccinating their kids.
Herkesin aşı yaptırmış olması ve karantinanın kaldırılması çok iyi oldu.
Well, it's a relief that everyone's been vaccinated, and the quarantine has been lifted.
Aynı zamanda Lafayette Lisesini, herkesin eşit davranıldığı bir okul haline getirmeye kendinizi ne kadar adadığınızı da biliyorum.
I also know you're all committed to making Lafayette an inclusive school in which everyone is treated equally.
herkesin ailesi 17
herkesin önünde 17
herkesin dikkatine 33
herkesin başına gelebilir 42
herkes 808
herkese merhaba 146
herkese 98
herkese günaydın 69
herkese iyi geceler 79
herkese selam 29
herkesin önünde 17
herkesin dikkatine 33
herkesin başına gelebilir 42
herkes 808
herkese merhaba 146
herkese 98
herkese günaydın 69
herkese iyi geceler 79
herkese selam 29
herkesi 62
herkese iyi günler 18
herkes gibi 80
herkese iyi akşamlar 52
herkes burada 65
herkesten 26
herkes gitti 42
herkes biliyor 94
herkes nerede 199
herkes iyi mi 133
herkese iyi günler 18
herkes gibi 80
herkese iyi akşamlar 52
herkes burada 65
herkesten 26
herkes gitti 42
herkes biliyor 94
herkes nerede 199
herkes iyi mi 133