Hesap tradutor Inglês
7,169 parallel translation
- O zaman sahte bir hesap açalım.
Then let's make a fake account. He'll never know.
Hesap!
Bill!
Hesap defterin mi var?
You have a ledger?
Kafanda çok hesap kitap var.
Too many books you have in your head.
Botanik mezunuyum. Bir çift uygun ayakkabı ve American Express'de çok yüklü bir hesap yetiyor.
I have a degree in botany... a sensible pair of shoes, and a very generous account at the American Express.
Biliyor musun.. .. eğer hesap kitap işlerimize yardım.. .. etmeyi kabul edecek olursan..
You know, uh, perhaps if you were willing to help out with our bookkeeping I could let you, uh, warm up the crowd.
Bana hesap defterini gösterdiğinde.. .. varlıklı bir adam olduğun belli olmuştu.
It was obvious when you showed me your ledger that you were a man of means.
Hesap günü geldi.
The day of reckoning is here.
- Şu hesap işini halledelim.
I should settle up.
İşten ayrılma vaktim gelmişti. Ne sana ne de başkasına hesap vermek de istemedim.
But it was time for me to leave, and I didn't feel like explaining why to you or anyone.
6 tane falan eleman ona hesap verecek.
Well, she'd have about six people reporting to her.
Defteri kebir görmüş hesap uzmanı kadar sevindim sizi gördüğüme gençler.
Hey, it is actuarially very good to see you guys.
Bir yan hesap ve banka kartı gerekiyor.
I need a checking account with a debit card.
O zaman hesap dökümü çıkar. Ben beklerim.
Well, why don't you... pull up the... spreadsheet?
Arama yapmayı, problem çözmeyi, hesap çizelgesi yapmayı.
Making calls, problem solving, spreadsheet.
sadece bir banka olduklarını ve hükümet için hesap numarasından başka birşey olmadıkları.
'And secondly, they were just a bank account number for this government.'
Senin adına hesap numarana göndereceğim.
He'll take care of everything. No questions asked.
Ama, Jeremy'yi kurtarabilecek kadar ince bir hesap yapamamış olmansa, çok yazık.
It's a shame you didn't figure it out in time to save Jeremy.
Jacoby hızlı posta hesap numaran 5X4578...
Is your Jacoby APS shipping account number... FX4578?
Kaliforniya Bankası hesap numarası 267856783, değil mi?
California regional bank number 267856783?
Vergi memuru olarak hesap yapmasını biliyorsun değil mi?
Remind me. As a tax collector, you can count, can't you?
Ama yeminini bozarsa, hayatta olmadığın için hesap soramazsın.
But you won't be around if he breaks'em.
- Hesap yöneticisi Burt Peterson olduğundan.
Since Burt Peterson's the account man.
- Bu hâlde hesap benden.
I am certainly picking up the check.
Pekâlâ, sana Dorset Bank'ta hesap açtık, tamam mı?
Well, we opened you an account at Dorset Bank, okay?
Dün burada hesap açmıştım.
I opened an account here yesterday.
Bütün hayatın boyunca yaptığın gibi çok fazla konuştuğunu ya da sonuçlarını hiç hesap etmeden hareket ettiğini düşündüm.
Shot yer mouth off, or acted without thinking of the consequences, as ye have done all yer life.
İkincil hasar... hesap edilemez olur.
Collateral damage would be... incalculable.
... hesap makinesini kullanabilirsin.
Calculator.
Yeni hesap numarası.
New account number.
Burada bir yerde hesap özetleri olacaktı.
I have statements here. Somewhere.
Bir gayrimenkul yatırımı, denizaşırı bir hesap?
An investment in real estate or an offshore account?
Bu çok ironik işte, evleri yağmalamak için yangın çıkartırken bunu hesap etmeli.
Well, that's ironic, considering you're setting fires to loot homes.
Hedvig için bir hesap açmak istiyorum.
I want to set up a trust for Hedvig.
Hemşire Ryan ve Heşire Kenilworth, kızların ne kadar kay kaybettiğini hesap edeceksiniz.
Nurse Ryan and Nurse Kenilworth will be keeping a close count on how much blood each girl has surrendered.
Kimin gönderdiğini takip etmeyi denedim. Ama linkteki e-mail saçma bir hesap.
I tried tracing who sent it, but the e-mail from the link is just a dummy account.
Hesap bilgilerim burada. Hepsi de teyitli.
Here is my account information, which all will be verified.
İki hesap da teyit edildi.
Both credit lines verified.
- Senin tuttuğun tek takım buysa, evlat sağlam bir hesap hatası yapmışsın.
- She's the only team you hired, son, you seriously miscalculated.
Şirket için birkaç dulla hesap görmek bu eski mavnanın elden geçirilmesinden çok daha ucuz.
It's way cheaper for the company to settle up with a few widows than to overhaul this old barge.
Ancak kimse senden hesap sormuyor.
Yet you're accountable to no one.
Evet, doğulular hesap makinesinden kolay olduğunu söylüyor ki bu bariz yalan, bizi alt edilmiş hissettiriyor.
Yeah, the Orientals say it's easier than a calculator, which is an obvious lie designed to make us feel inferior.
Hesap verme günü gelecek ağabey.
There's gonna be a reckoning one day, brother.
Eğer Jackson ya da başkası belirlediğim kuralların dışına çıkarsa bana hesap verir.
And if Jackson or anyone strays from the course that I set, then they will answer to me.
Düz hesap 100 yapmak isteyen var mı?
Anyone care to make it an even hundred?
Bu, seni 9 / 11'de olanlardan şahsen sorumlu yapsa da yapmasa da artık Hesap Gününe kaldı ki eminim takvimine bunun için gülücük falan koymuşsundur.
Whether or not that makes you personally responsible for everything we've done post 9-11, well, that's for Judgment Day, which I'm sure you've marked on your calendar with some sort of smiley face.
- Daha ben doğmadan önce açılan bir hesap.
Which has been running since before I was born.
Cade'in hesap bilgilerine gore onu almaya beş farkli şöför gelmiş.
According to Cade's account, five different drivers picked him up.
Yeni bir hesap aqmasi gerekecek. degil mi?
He'll have to create a new account, right?
Yeni bir hesap acip yolcu olmasi yeterli. ♪ ♪
As a passenger. ♪ ♪
- Hesap senin adına mı?
- Account's in your name?