Iyi edersin tradutor Inglês
5,137 parallel translation
Gidip bir şeyler yesen iyi edersin.
You best go eat something.
- Benim canımı sıkmasan iyi edersin.
I warned you not to piss me off.
Köpeğinin ağzını kapalı tutsan iyi edersin.
You really should keep a muzzle on your pooch here.
Söylesen iyi edersin çünkü ne olduğunu bulacağım.
You better tell me,'cause I'm gonna find out.
Ağzını toplasan iyi edersin Rust.
You need to take a few steps back, Rust, right now.
- Kendine gelsen iyi edersin!
- Cohle! You better calm your shit right now!
Beni bıraksan iyi edersin, yoksa yumurtanın dibi tutacak.
Oh, you better let me go'cause I'm burn your eggs.
Seni kurtarmak için o kadar uğraştıktan sonra taksan çok iyi edersin.
After what we went through to bring you back... damn well better wear it.
O parayı çabucak harcasan iyi edersin bebeğim!
See uh... you better spend that money fast, baby!
Söylememiş olsan iyi edersin yoksa seni öldürürüm.
You better not have or I'll kill you.
Onu buradan çıkarsan iyi edersin.
You best get him out of here. What's going on?
Şaka yapmıyor olsan iyi edersin.
You better not be fucking with us.
Alışsan iyi edersin.
Better get used to it.
Yinede karışmasan iyi edersin.
Yeah. That's not staying out of it.
Evet, bana bulaşmazsan iyi edersin.
Yeah, you better not fuck with me.
- Keyfini çıkarsan iyi edersin. - Neden?
You'd better enjoy it.
- Arkanı kollasan iyi edersin.
- You better watch your back, Dakota.
Benimle alay etmezsen iyi edersin.
You better not be messing with me.
İpini pazara çıkartacağız senin, arkanı kollasan iyi edersin.
"We're going to expose you at def con," "so you better watch your back."
Bunları bana bıraksan iyi edersin.
You'd better leave those to me.
Kılıçla pratik yapsan iyi edersin. Yoksa görevden sağ dönemeyebilirsin.
And you better practice with that sword, or you might not make it back from the mission.
Onu yerine bıraksan iyi edersin.
You're gonna want to put that down.
Bu kadar yenilenmeden sonra en az 2 yıl beni terk etmesen iyi edersin.
After all this renovation you better not break up with me for at least 2 years!
Sen de kaçsan iyi edersin amcık.
Better run, cunt.
Anlasan iyi edersin.
You'd best understand that.
Hatta bunu düşünerek rahatlıyorum ama yine de aptalca bir şey yapmadan önce bunu aklına getirirsen iyi edersin.
Hell, I might even take comfort in that, but you best keep that in mind before you do something stupid.
Çıksan iyi edersin.
Might as well come on out.
Kevin, orada çalışmaya devam etmek istiyorsan, dediğini yapsan iyi edersin.
Kevin, if you can still take a sick day, I'd do it.
- Banyoya girmesen iyi edersin.
You better not be going to the bathroom.
Dinle adamım, Oradaki büyükanneye dikkat etsen iyi edersin.
Listen, man, you better be careful with that grandmother back there.
Arkadaşımı kızdırmasan iyi edersin.
You don't want to upset my buddy, here.
Bu işi çözsen iyi edersin. Oğlumu geri istiyorum.
You'd better sort this out, I want my child back.
Konuşsan iyi edersin.
Better talk.
Biraz saygı göstersen iyi edersin.
You might want to show a little respect.
Bizimle oyun oynamasan iyi edersin holmes.
Better not be playing with us, holmes.
Kıçına bir şey monte etmeden nerede olduğunu söylesen iyi edersin.
Better tell us where before you paste kick your ass.
Bir dahaki sefere ailemi küçük düşürürsen benimle yüzleşmeye hazır olsan iyi edersin.
Next time you insult my family you better be ready to face me.
Son derece rahatlamış olacak. Sen de buna hazır olsan iyi edersin.
He'll be deeply relieved, and you have to get ready for that.
Annem avukat tutuyor, bütün gece yüksek sesle müzik dinlemeyi kessen ve bana gitar çalmayı öğretsen iyi edersin. Yoksa hapse atılacaksın.
Mum's getting a solicitor, so you'd better stop playing music all night and start teaching me guitar or you'll be locked up.
Grace, hazırlansan iyi edersin.
Grace, you better be getting ready in there.
Beni arada kontrol etsen iyi edersin.
Better let me check it out.
- Fermuarını çeksen iyi edersin.
- You better zip up.
Evet, gitmekle iyi edersin, çünkü, bil diye söylüyorum, birini ameliyat etmek üzereyim.
Yeah, you best get to steppin because, let it be known, I'm about to do surgery.
Oraya gitsen iyi edersin.
You best nip down there.
Uslu olsan iyi edersin.
You better be good.
Bir şeyleri saklamak istiyorsan şifre koysan iyi edersin. Özellikle deli saçması bir teorin varsa.
You should really use a password if you want to keep things private, especially when you're following some crazy theory.
O sapıklar birliğine gidip, beni rahat bırakmalarını söylesen iyi edersin.
Well, I guess you better go back to that posse of pervs and tell them to leave me alone.
Beni dinlesen iyi edersin.
You best take my advice, if I ever see you around that shit... pardon my French...
- İyi edersin!
- I sure hope so!
Tahmin edersin ki benim işim için de iyi olur.
You can appreciate that it'd be very good for business.
İyi edersin.
You'd better.