Iyi ya da kötü tradutor Inglês
650 parallel translation
Başkaları için her zaman iyi ya da kötü olsun, kanunu uygulamak istemişimdir...
What I've always demanded for others - the law, good or bad, but the law to the letter -
Sabah olmadan önce iyi ya da kötü, nihai değişikliği bekliyorum.
I expect the ultimate change for better or worse before night.
Soğukluk ve korkunçluğa gelince tam tersine, ama bununla beraber biraz, iyi ya da kötü alkollüydün ve bu konuda bazı kurallar vardır.
As for distant and forbidding on the contrary, but you also were a little the worse, or better, for wine and there are rules about that.
Tüm insanların ya iyi ya da kötü olduğunu düşünüyorsunuz.
You think people are all good or all bad.
Her resim, iyi ya da kötü bir aşk macerasıdır.
Every painting, if it's any good, is a love affair.
Ama bir kart yere düştüğünde iyi ya da kötü ne olacaksa çabuk olur.
But when a card falls on the floor... whatever happens, good or bad, is gonna happen fast.
Benim mesleğimde, iyi ya da kötü yoktur.
In my profession, there is neither good nor bad.
Çünkü seni seviyorum. Çünkü iyi ya da kötü seninle evlendim.
Because I married you, for better or for worse.
İşlerin iyi ya da kötü gittiğini görmek hoşuma gitmiyor.
Well, I don't like to see things go good or bad.
Kanun kanundur, iyi ya da kötü!
The law is the law, whether it's good or bad!
Ama n'apayım, iyi ya da kötü böyle yapmazsam geride kalırım.
Good or not, it's the way we have to be or we won't be fashionable. Why worry?
Ama kendimi capcanlı ve güç dolu hissetmiştim... ve bunun iyi ya da kötü bir şey olup olmadığını hiç umursamamıştım.
But I felt alive and curiously powerful... unconcerned if it were good or bad.
Boşverin, iyi ya da kötü farketmez, gidebileceğimiz tek yer burası!
Never mind. Good air or bad, it's the only place we can go!
Başıma ne gelirse gelsin, iyi ya da kötü... doğruca şampuan şişesine uzanırım.
You see, when anything happens to me, good or bad I make straight for the shampoo bottle.
Önemli olan, iyi ya da kötü olup olmadıklarıdır.
What's important about them is whether they're good or bad.
Peki iyi ya da kötü. Ben sordum sen söyledin.
All right, good or bad, I've asked, you've answered.
Bu demokratik sistemin iyi ya da kötü bir yanı.
It's either a virtue or a defect of our judiciary system.
- Kim bilir... iyi ya da kötü.
- Who knows... is it good or is it bad.
İnsan aklının, iyi ya da kötü anlamda, yapabileceklerinin hiçbir sınırı yok.
We were right, Livius. There's no limit to what can be done with the human spirit, for good or evil.
Ama benim durumumda, iyi ya da kötü ne düşünürsem ve hissedersem, anında gerçeğe dönüşüyor.
Unlike you, however, what I think and feel, whether for good or ill, is instantly translated into reality.
Onlarla birlikte, iyi ya da kötü tüm bölgeyi kontrol altında tutabilirsin.
With them, you can control the entire area for good or bad.
Direniş'te olmanızın diğerlerinin gözünde size iyi ya da kötü bir şöhret verdiğini düşünüyor musunuz?
I think it has always given us a bad reputation. Because when we were active, they called us terrorists – or bandits.
Sonuçlardan beni haberdar et iyi ya da kötü.
And keep me informed about results,
Ama artık kaderimin Kit'le olduğunu hissettim, iyi ya da kötü.
But I sensed that my destiny now lay with Kit, for better or for worse.
İyi ya da kötü karşına çıkacak her şeyin tadını çıkartmaya bak.
Well, you better enjoy everything while you can... - good or bad.
Ben görevdeyken, kanunlar, iyi, kötü ya da önemsiz bile olsa usulüne uygun şekilde uygulanacaktır!
Whilst I'm in charge here, regulations - good, bad or indifferent - must be carried out to the letter!
Ben yasaları uygularım, iyi kötü, ya da önemsiz olması, benim için farketmez.
I administer the law. Good, bad or indifferent, it's no business of mine.
Kötü ya da iyi, bu adamların kasabamıza gelip bizden birini doğramaya hakkı var mı?
Mean or not, folks ain't got no business comin'to our town cutting'up people!
İyi, ya da kötü.
For good or for evil.
İnsanlar kendilerini daha iyi yapabilir ya da daha kötü yapabilir.
And human beings can make themselves better and make themselves worse.
İyi ya da kötü onu seviyorum.
Well or badly, I love her.
Ama, bir de polis kuvvetimiz olmadığını düşünün. İyi ya da kötü.
But suppose we had no police force, good or bad.
İyi ya da kötü, suçlu ya da masum, ne olursan ol benimsin.
Good or not, guilty or not, whatever you are, you're mine
Gelecek nesilden daha kötü değiliz ya da daha iyi.
We've been no worse than the next man. Or better, if it comes to that.
İyi ya da kötü, Little River daki tek yasa o.
Good or bad, he's the only law in Little River.
ya da üç akbaba kötü şans demekken, iki tanesi iyi şans anlamına gelir?
Why are three buzzards bad luck, and two are good?
Ama bir avukat olarak, insanların tamamen iyi ya da tamamen kötü olmadığını öğrendim.
But, as a lawyer, I've had to learn that people aren't just good or just bad.
İyi ya da kötü biri olmamı umursamıyorsun bile.
You don't care whether I'm good or evil.
Sonucun iyi ya da kötü ne olduğunu öğrenince.
Once iknowone way or the other.
Kazakların Polonyalıların ayağını öpen cahil barbar olduklarını, ya da Polonyalılarla savaşta savaşacak kadar iyi fakat Polonya sokaklarında dolaşamıyacak, ya da Polonyalı bir kadına bakamayacak, yada toprağını yönetemiyecek kadar kötü olduklarını ögrendim.
That a Cossack is an ignorant barbarian good enough to kiss a Pole's foot or fight a Pole's war, but not good enough to walk Polish streets. Or raise his eyes to a Polish woman. Or rule his own land.
İyi ya da kötü, ne fark eder?
Good or bad, what is the difference?
İşin sırrı iyi davranmakta veya kötü davranmakta... ya da öyle veya böyle davranmakta değil... bütün insanlara aynı şekilde davranmakta.
The great secret is not a question of good manners or bad manners or any particular sort of manner but having the same manner for all human souls.
İyi ya da kötü, beni buraya kadar getirdi. Sana hediyem olsun.
For better orforworse, it brought me here
Kötü ya da iyi bir dünya yok.
There's not an evil world and a good world.
İyi ya da kötü, o bizim herşeyimiz.
Good or bad, he's all we have.
Cuma ve cumartesi işten kaytarıp iskambil ya da poker oynamak yerine ki çok mühim şeyler olduğunu düşünüyorum bence mıntıkada dolaşmaya çıkan birileri gidip kilise iyi bir muhitte mi yoksa kötü bir muhitte mi bakmalı rahiple görüşmeli.
Instead of... Friday and Saturday... Instead of goofing'off or playin'gin rummy or poker, which I think is all very important...
İyi ya da kötü bu fark etmez.
No matter if they are good or bad.
İyi ya da kötü!
Neither good nor bad.
İki iyi ya da iki kötü arasında seçim yapman gerektiğinde şunu hatırla :
When you must choose between one good and another or one evil and another remember this :
İyi ya da kötü diye bir şey yok.
There's no good... and no bad.
O resimler baya iyi olmalı... Ya da bu işle uğraşanlar... baya kötü.
Those paintings must have been pretty good... or the dealers must have been...