Izninizle efendim tradutor Inglês
233 parallel translation
Izninizle efendim.
Excuse me, ladies and gentlemen.
Sizin de izninizle efendim.
With your approval, sir.
- İzninizle ben ayrılmak zorundayım efendim.
If you will excuse me, sir, I must leave.
İzninizle efendim.
I beg your pardon, sir.
İzninizle kendimizi tanıtalım efendim.
Allow us to introduce ourselves, sir.
İzninizle, efendim.
Excuse me, sir.
- İzninizle efendim.
- Pardon me, sir.
İzninizle ayakta durayım, efendim.
Sit down. I'd rather stand, if you don't mind, sir.
İzninizle, efendim.
Will you excuse us, sir?
İzninizle efendim, Bayan Thwaites aşağıda.
If you please, sir, Miss Thwaites is downstairs.
İzninizle efendim.
With your permission, sir.
- İzninizle efendim, onu alabilir miyim?
Excuse me, sir, may I borrow that?
İzninizle efendim.
If you will excuse me, sir.
- İzninizle, efendim.
With your permission, sir?
Efendim, izninizle.
Here, sir.
İzninizle, efendim?
Would you mind, sir?
İzninizle, efendim.
By your leave, sir.
İzninizle efendim, derhal konutun aranmasını isteyeceğim.
With your permission, I'll order a house search at once.
- İzninizle efendim. Peki.
All right.
İzninizle efendim.
Allow me, sire.
İzninizle efendim.
Excuse me, sir.
İzninizle, efendim. Kıyma olabilir mi?
With your permission, sir, Mincemeat.
- Efendim, Amiral Mountbatten'ın sorusunu, izninizle bu fikrin sahibi Binbaşı Montagu yanıtlasın.
Sir, perhaps you would allow Lt. Cmdr. Montagu, who put forward the idea... to answer Adm. Mountbatten's question.
- İzninizle belirteyim efendim bize de böyle dedi, ama haritalarda öyle bir yer yok.
- Beg to report, sir that's what he told us, but there's no such place on the maps.
İzninizle, Efendim.
- Excuse me, Master.
İzninizle, efendim.
Your pardon, sir.
- İzninizle, aç değilim efendim.
- With your permission, I'm not hungry, sir.
İzninizle efendim.
Allow me, sir.
- İzninizle tekrar özür dilerim efendim.
- If I may, sir.
Efendim, izninizle.
Your Majesty, if I may.
Şey, sizin izninizle, efendim.
Well, with your permission, sir.
- İzninizle efendim.
- Excuse me, sir.
Elbette sizin izninizle, efendim.
With your permission, of course, sir.
İzninizle efendim.
Please excuse me.
- İzninizle, efendim.
- Yes, sir.
- İzninizle efendim.
- So humbly take my leave.
Sonra içeri geldi ve "İzninizle, tekerlek emri, efendim" dedi. "Herkes imzaladı."
It entered, said : "Here it is the order on the tires" and all they subscribed.
-'İzninizle efendim.'
-'By your leave, sir.'
- Efendim, izninizle!
Gentlemen may I go now?
- İzninizle, efendim.
Excuse me, sir.
İzninizle, efendim, hemen dönerim.
Excuse me, sir, I'll be right back.
Eh, izninizle, efendim.
Uh, excuse me, sir.
- İzninizle, efendim.
- With your permission, sir.
- İzninizle efendim.
- Let me, ma'am.
Efendim, Gan Er Jiao burada izninizle
Master, Gan Er Jiao is here Sorry
- İzninizle, efendim... - Alçak sesle konuş.
Excuse me, sir.
İzninizle, efendim, lütfen.
- Excuse me, sir, please. - Let go of me.
Afedersiniz efendim, izninizle bir dakika.
Excuse me sir, a moment if you please.
İzninizle efendim.
Very good, sir.
- İzninizle efendim?
- With your permission, sir?
İzninizle efendim?
With your permission, sir?