Kalp krizi tradutor Inglês
4,837 parallel translation
Kalp krizi ciddi bir şey.
You know, a heart attack's pretty serious.
- Sanırım yeni bir kalp krizi geçiriyor.
- I think he's having another heart attack.
Kalp krizi geçirttiğim için özür dilerim, Ivy.
Sorry to give you a heart attack, Ivy.
Bence bu kalp krizi değil G.
I don't think this is a heart attack, G.
Alfred sosları hazırlıyor ve Bayan Patmore kalp krizi geçiriyor.
Alfred's making the sauces and Mrs Patmore's having a heart attack!
San Fernando Vadisi'nde meydana gelen bir dizi kalp krizi Chatsworth mahallesinde sağlık görevlilerini korkuttu.
... San Fernando Valley, where a freak series of heart attacks has kept paramedics on their toes in this Chatsworth neighborhood.
- Kalp krizi geçirdi ve öldü.
He just had a heart attack and died.
Kalp krizi. 1986 yılında babası da aynı şekilde ölmüş.
Heart attack. Same thing with his dad back in'86.
Amirim. Aracınızı park ettiğiniz yerde kalp krizi geçirdiği sanılan biri olduğunu söylediler.
Lieutenant, we have another dead body
Ölüm nedeni kalp krizi.
It was heart attack
Yalnız bir şey var. Sakın bir daha öyle tersten asılı durma. Neredeyse kalp krizi geçirecektim.
Just one thing though, don't ever hang upside down like that again.
Kalp krizi geçiriyor!
He's having a heart attack!
Kalp krizi geçirmiyorsun.
You aren't having a heart attack.
Kalp krizi gibi görünecek, biliyorsun değil mi?
It would look like a heart attack, you know.
Daha yeni kalp krizi geçirdin.
You just had a heart attack.
Daha yeni bir kalp krizi geçirdim.
I just had a heart attack.
Kalp krizi yüzünden babanı neredeyse kaybettiğini görmek insana yeni bir bakış açısı kazandırıyor.
Yeah, nothing like having your father almost drop dead of a heart attack to kind of give you some perspective on things.
Babasının kalp krizi geçirdiğini biliyorum.
I know he had a heart attack.
Evet, babam bir kalp krizi atlattı ama tamamen iyileşmesi için zamana ihtiyacı var.
Yes, my father has survived his heart attack, but he's a long way from full recovery.
Bir kalp krizi geçiriyor.
He's having a heart attack.
Bu aptallar benim kalp krizi geçirdiğimi söylüyor.
These idiots are telling me I had a heart attack.
Yeni kalp krizi geçirdim.
I did just have a heart attack.
Kalp krizi olduğunu söyledi.
She said it was a heart attack.
O şeye dokunduğumuzda kalp krizi geçirdi.
She had the heart attack right when we touched it.
Kocam kalp krizi geçiriyor.
My husband is having a heart attack.
- Adam kalp krizi geçirmiş.
_ _ _ _
- Çünkü adamın teki kalp krizi geçiriyordu.
Because a man was having a heart attack.
Bay Spence kalp krizi geçirdi.
Mr. Spence had a heart attack.
Kalp krizi geçirdiğinde ne yapıyormuş ki?
What was he doing when this happened?
- Bay Spence kalp krizi geçirdi.
- Mr. Spence had a heart attack.
Bir gün kalp krizi geçirdi.
And then he had a heart attack.
Kalp krizi falan geçirirsen seni yiyeceğini biliyorsun değil mi?
You know if you had a stroke, she'd eat you, right?
Tahminde bulunmam gerekseydi, kalp krizi ya da anevrizma derdim.
If I had to guess, I'd say heart attack or aneurysm?
Marko, anevrizma ya da kalp krizi sebebiyle ölmemiş.
Marko didn't die from an aneurysm or a heart attack.
Kalp krizi geçiriyorum sandım.
Thought I was going to have a heart attack.
Abi adamlar dışarı çıktılar, ve yemin ediyorum kalp krizi geçireceğim.
I mean, they're out there, and I swear to God, I'm gonna have a heart attack.
Kalp krizi geçirdikten sonra konuşamıyor.
You know, this whole thing with Philadelphia. I don't know how that's gonna play out.
- Neredeyse kalp krizi geçiriyordum.
All right, you almost gave me half a heart attack.
- Büyük ihtimalle kalp krizi geçirmiştir.
She probably had a heart attack.
- Kalp krizi mi?
A heart attack?
Kalp krizi geçirmedim.
I didn't have a heart attack.
Kalp krizi geçireceksin.
You're gonna give yourself a heart attack.
Lee kalp krizi geçirirdi.
Lee would have a heart attack.
Kalp krizi kadar ciddiyim Buzz.
Oh, I'm as serious as a heart attack, Buzz.
Torunu olduğunu öğrenince kalp krizi geçirecek.
When she finds out she has a granddaughter, she's gonna have a heart attack.
- Galiba kalp krizi geçiriyor.
I think he's having a heart attack.
Kalp krizi geçirdim ben.
I had an heart attack.
Kalp krizi mi?
Heart attack?
Hafif bir kalp krizi geçirmiş.
They think he may have had a mild heart attack.
- Kalp krizi geçirmiş olabilir.
She might have had a heart attack.
Kalp krizi kurbanı. Bir hafta önce otobüs durağına yakın bir bankta baygın olarak bulundu.
He didn't say.