Kaçmışlar tradutor Inglês
404 parallel translation
- Ne? Kaçmışlar mı?
The prisoners have escaped?
- Evet, kaçmışlar.
- Yes, they did.
- Yerlerini bırakıp kaçmışlar.
- They'd get blowed off the place.
Kaçmışlar!
They've escaped!
İngiltere'ye kaçmışlar.
Fled to England!
Duyduğumuza göre, Macduff ve Malcolm kaçmışlar. Baba katilleri cinayetlerini gizleyip... olmayacak şeyler anlatıyorlarmış herkese.
We hear, Macdoff and Malcolm are gone hence, not confessing their cruel murders, but filling their hearers with strange invention.
Kaçmışlar.
They're gone, all right.
Dün gece buradan kaçmışlar.
They gave us the slip last night, matey.
Penny ve Hastings'le birlikte mi kaçmışlar?
With Penny and Hastings loose?
Kaçmışlar.
They ran.
Kaçmışlar!
They've run away.
- Hayır. Kaçmışlar.
They went a-runnin'.
Kaçmışlar.
They got away.
20,000 dolarlık altınla kaçmışlar.
They got off with $ 20,000 in gold.
Bunu bırakıp kaçmışlar.
They left them and ran away
Kafesten kaçmışlar, şu delikten.
They flew the coop, right out through this hole.
Odadan kaçmışlar.
They've run out of room.
Benim nöbetim sırasında kaçmışlar.
Slipped over the side, during my watch.
Annemle birlikte kaçmışlar.
They'd been bad together then ran away.
- Gece kaçmışlar.
- They bolted during the night.
Elimizden kaçmışlar mı?
Did they slip through?
Kaçmışlar.
They've escaped.
- Kaçmışlar.
If were.
Köylülerin kaçma ya da savaşma seçeneği vardı. Görünüşe göre kaçmışlar.
The villagers that were here had a choice, run orfight Looks like they ran.
Sanırım onlar Guguryeo'ya kaçmışlar.
I think they fled to Goguryeo.
Kaçmışlar mı?
Fled?
Kaçmışlar. Şurada tanker vardı...
- In the tanker... that way
Kaçmışlar!
Hey, they're gone!
Bir minibüsün içinde kaçmışlar.
They got away last night in one of the vans.
O şerefsizle kızı kaçmışlar.
That son of a bitch and his kid.
Kar aracıyla kaçmışlar.
They escaped in a snowram.
Söylediklerine göre, hayatta kalanlar gemilerle kaçmışlar.
They tell of survivors who escaped in ships.
Okuno ve Okabayashi, bir süre önce aileleriyle birlikte kaçmışlar.
Okuno and Okabayashi fled with their families a few moments ago.
Rommel'ler tarafından 40 gün boyunca kuşatılmışlar ve yalın ayak kaçmışlar.
They've been surrounded by Rommel for 40 days and they've run out of food.
Bir çete neredeyse onları haklıyormuş ama kaçmışlar.
Some outfit almost got them, but they got away.
Sonra kaçmışlar, parayı alıp, onu arabadan atıp, ölüme terk etmişler.
Then they escaped, took the money, kicked him out, leaving him for dead.
Kaçmışlar
They are gone.
Çarpıp kaçmışlar, gören olmamış.
hit-and-run, no witnesses.
Köylüler ne varsa alıp, dağlara kaçmışlar.
The peasants took everything and fled to the mountains.
- Yani kaçmışlar mı?
So did they run?
On küçük Kızılderili yemeğe çıkmış birinin boğazına kaçmış ve dokuz kişi kalmışlar.
Ten little Indian boys went out to dine... one choked his little self and then there were nine.
"Birinin boğazına kaçmış ve dokuz kişi kalmışlar."
One choked his little self and then were nine.
Üç kişiyi yakalamışlar. Ama Waldo Evans kaçmış.
They captured three men... but this Waldo Evans escaped.
- Kaçmışlar.
- They've escaped! - Sukeyemon!
Babanı da yakalamışlar ama ellerinden kaçmış.
They captured Father, but he escaped.
- İki mahkum. Kaçmışlar.
The two Federation prisoners, they're gone.
- Kaçmışlar mı?
You mean they've escaped?
- Kaçmışlar mı?
- If you have been?
Evlenmek için kaçmışlar mı?
Elope?
Kaçmış ve Meksika'ya gelmiş. Ama onu ödül için... yakalamaya çalışmışlar.
He escaped and he came into Mexico, but people tried to trap him... and return him for the reward.
Polis raporlarına göre kaçmış bir delinin saldırısına uğramışlar.
The police report said they were attacked by an escaped lunatic.