Ki bu tradutor Inglês
65,635 parallel translation
Söylemeliyim ki bu harika hissettiriyor.
Wow. I have to tell you, this feels really great.
Kutudaki kedisi hem ölü, hem de canlı ki bu arada çoğunlukla hayvana eziyet çektiriyor gibi duruyor.
Guy with the cat in the box both dead and alive at the same time, dun, dun, dun, which, by the way, seems like cruelty for animals half the time.
Bu da demek oluyor ki bu işte beraberiz.
That means we're in this together.
Demek istiyorum ki aramıza giriyor ki bu gerçekten bu şekilde düşünürsen delice çünkü, dürüst olmam gerekirse bu büyük planda o kadar da önemli biri değil.
I mean, she's still coming between us, which is insane if you really think about it because, to be honest with you, in the grand scheme of things, she's really not that special.
Ki buraya bu yüzden geldiğini varsıyorum.
Which... I assume that's why you're here.
Ve sana mutlak gerçeği söylerdim, ki bu da benim dünyanın en şanslı adamı olduğum gerçeği.
And I'd tell you the absolute truth, which is I'm the luckiest man on the face of the Earth.
Ama çok şükür ki bu kız bana umut veriyor.
Well, luckily this girl gives me hope.
Söylemeliyim ki bu küçük güzel şey söylendiği gibi çalışıyor.
I must say, this little beauty certainly worked as advertised.
Arkadaşları ile o kadar çok uğraşmış ki bu Hayden'in kardeşini kızdırmış.
Skeeved her friend out so much she narc'd to Hayden's brother.
Adı bir korsana benzeyen keçi gibi bir adam var ki bu bizim için bile biraz garip.
So we got a, goat dude with a name like a pirate, which is a little insane, even for us.
Söylemeliyim ki bu ikisi ile harika bir iş çıkarmışsın.
You know, I gotta say, you did a bang up job with those two.
Korkarım ki bu duvarlar bomba ile kırılamayacak şekildeler.
And I'm afraid these walls... Well, they can't be torn down with grenades.
Özel Cinsel Saldırı Danışmanı ki bu kişi ben oluyorum.
Independent Sexual Violence Advisors, which is me.
Sıkıntı şu ki bu sicim, Trish Winterman saldırısında kullanılana çok benziyor Ed.
Difficulty for us, Ed... is that this is very similar to the twine used... in the attack on Trish Winterman.
Sıkıntı şurada ki bu kondom markası Trish Winterman'a tecavüz eden adamın kullandığı kondomun markasıyla aynı.
See, the problem for you is these condoms match the brand of condom used by the man who raped Trish Winterman.
Korkarım ki bu evlilik hukuki açıdan bağlayıcı.
I'm afraid this marriage is entirely binding.
Ve aslında sağ eliyle yazan Violet, belgeyi sol eliyle imzaladığı için gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki bu evlilik hükümsüzdür.
And I am happy to say that because Violet, who is right-handed, signed the document with her left hand, the marriage is invalid.
Hala test edilmesi gerek. Bu da demek ki, onu şehre salmalarını engellemek için yeterli zamanınız var.
It still needs to be tested, which means that you still have enough time to keep them from unleashing it citywide.
Ama sanırım ikimiz arasında ki fark da bu.
But I guess that's the difference between the two of us.
Dinle, tek istediğim büyük güzel beynini kullanıp bana yardım et ki nihayet bu şehri avucuma alabileyim.
Listen, all I ask is that you use this beautiful big brain of yours to help me, finally, get this city under my thumb.
Biliyordum ki eski ustaların seni çağırdığında dehşet üretmek içindir. Asıl nokta da bu.
I knew when your old masters summoned you, it was to cook up some horror, and here's the thing :
Bak, bu dünyaya hatalarımı telafi etmeye gelmiştim ama artık anladım ki, sen haklıymışsın.
Well, perhaps he did. Look, I came to this Earth seeking redemption, but I realize now, you're right.
Demek istiyorum ki, Barry'nin eğitiminin bu aşamasındaki halinden daha hızlısın.
I'm saying that at this point in his training, - you're faster than Barry! - What?
- Neden bu riske girdin ki?
Why would you even risk it?
- Bu şey çalışıyor mu ki?
- Are those things even working?
- Tamam da niye bu dünyaya gelsin ki?
Okay, but why would he come to this Earth?
Killer Frost olarak sana zarar vermemeye o kadar odaklanmıştım ki Caitlin Snow olarak da zarar verebileceğimi unuttum. Bu yüzden özür dilerim.
I was so focused on not hurting you... as Killer Frost... that I forgot that I could hurt you as Caitlin Snow, and for that I'm very sorry.
Bu kötü bir şey değil ki.
That's not a bad thing, you know.
Bu şekilde düşünemem, ne yazık ki.
I can't think like that, sadly.
Bu çanı nasıl bulacağım ki zaten?
How exactly am I supposed to find this bell anyway?
Bu da demek oluyor ki onun canını alıp kendi dünyamın ateşli çukurlarına atabilirim. İstediğim zaman.
Which means I'm free to end his life and recall his soul to the fiery pits of my world whenever I choose.
Özel günümdeyim, buradayım... ve burası cehennem değil bu da demek oluyor ki... hayattayım bu yüzden... teşekkür ederim.
It's my special day, I am here, and here is not hell, and that means that I am alive, so... thank you.
Bu da ne ki.
Oh, what the heck.
Bu demektir ki Chloe bir engel değil.
It means Chloe's not an obstacle.
Ama bu şey o kadar güçlüymüş ki yine de onu öldürmeyi başarabilmiş Dan.
But this stuff is so strong, Dan, that it killed him anyway.
Bu hiç... Bu nasıl olabilir ki?
That's not...
Bu dünyada kimse yoktur ki yaptıklarının karşılığını ödemesin.
There's not one of us alive walking on this earthly plane that will not pay the consequence for their actions.
- Bu demek oluyor ki...
Which means...
Eskimiş bir fikir ama sağlam bir şekilde inanıyoruz ki sonunda bu anlam haklı çıkıyor.
Such a trite idea, but we firmly believe the ends do justify the means.
Bu demek oluyor ki yalan söylüyor.
Which means he's lying.
Bu demek oluyor ki...
Which means...
Crowley sadece bir şeytan cehennem köpeğini kontrol edebilir. Bu demek oluyor ki sizden biri bu işle ilgili.
Crowley, only a demon can control a hellhound, which means that one of your people was involved.
Ne yaptıklarını gördüm ve düşündüm ki... Bu şekilde avcılar birlikte çalışsa ne yapabiliriz?
I saw what they were doing, and I... and I thought, hunters on that scale, working together...
Bu kadar adamla ne hızda çalışmamızı bekliyorlar ki?
How do they expect us to move quickly with a small team?
Uyuşsa bile bu neyi kantlar ki?
But even if it's a match, what does that prove?
Bu da demek oluyor ki saldırgan aynı kişi olabilir.
Which means this could be the same attacker.
Bu konuda neden yalan söylesin ki?
Why would he lie about that?
Bu ilk değil, biliyordum. Ama bu sefer ki... -... çok daha fazla yaktı canımı.
He's had women before, I know that, but this just... hurts more.
- Bu saatte neden arasın ki?
Why would she be calling at this time?
O patikayı takip ettiğinde seni bu yola çıkartıyor, bu da demek oluyor ki...
You go down that footpath and it leads to this road here which means...
Leo Humphries'i kayıtlarda kanlı sicimin olduğu poşetten kurtulurken gördük. Ki adli birim bu ip üzerindeki örneklerin Trish Winterman'ınkiyle eşleştiğini söyledi.
We've got Leo Humphries on camera disposing of a bag containing bloodstained twine which forensics have confirmed is a match with the fibres taken from Trish Winterman's wrists.