Kristina tradutor Inglês
794 parallel translation
Biliyorsun, Sigbritt ve Charlotta bir duvar halısı yaptı ve Angelica kek pişirdi, ve Anna gerçekten iyi bir resim hazırladı, ve Kristina ve Birgitta ona söylemek için bir şarkı yazdılar.
You see, Sigbritt and Charlotta made a tapestry and Angelica baked a cake, and Anna has painted a really good picture, and Kristina and Birgitta wrote a song that they'll sing to him.
Kristina şöyle yazmıştı :
Kristina has scrawled :
Kristina Cecilia Ellius, kızlık soyadım Lindgren.
Kristina Cecilia Ellius, maiden name - Lindgren.
- Kristina...
- Khristina...
- Kristina!
- Khristina!
Kristina... içeri gel.
Khristina... come into my home.
Kristina...
Khristina... Ravliuk.
Kristina!
Khristina!
Kristina, nereye gidiyorsun?
Khristina, where are you going?
- Sakin ol, Kristina.
- Calm down, Khristina.
Kristina, bu konuyu düşünme.
Khristina, don't think about it.
Kristina, birazdan döneceğim.
Khristina, I'll be right back.
Kristina nasıl?
How's Khristina?
Teşekkür ederim, Kristina.
Thank you, Khrystyna.
Kristina, ne yapıyorsun?
Khrystyna, what are you doing?
Kristina, biz seninleyiz.
Khrystyna, take us with you.
Lev, Kristina'yı gördü mü merak ediyorum.
I wonder what Lev sees in Khrystyna.
Kristina, Roman'a aşık.
And Khrystyna is in love with Roman.
Mesih dirildi, Kristina.
Christ is Risen, Khrystyna.
Kristina, o zaman akşam görüşürüz.
See you in the evening then, Khrystyna.
Fikrini değiştir, Kristina.
Change your mind, Khrystyna.
Kristina, pazar günü kiliseye gitmeliyiz, Roman'la etrafta dolaşmamalısın.
Khrystyna, on Sunday you have to go to the church and not hang around with Roman.
Kristina, burada olmamalısın.
Khrystyna, you shouldn't be here.
Kristina, söğütün orda bu gece bekleyeceğim.
Khrystyna, meet me tonight by the willow.
Bu Kristina...
It's Khrystyna...
Senin ve çocuklarının mutluluğu için, Kristina.
For you, and for the happiness of your children, Khrystyna.
Kristina, bu işi bırak.
Khrystyna, let's leave this place.
Kristina, onunla neden böyle konuşuyorsun?
Khrystyna, why are you talking to him like that?
Kristina!
Khrystyna!
Kristina, duydun mu?
Khrystyna, you hear?
Kristina! Lev!
Khrystyna!
Kristina!
Kristina!
- Kristina'nın amcasından borç alabiliriz.
- We could borrow money from Kristina's uncle.
Sen hiç suçlamadım Kristina.
I have never blamed you, Kristina?
Benim için bu dünyadaki her şeyden daha değerli olduğunu bilmiyor musun Kristina? .
Don't you know that you are dearer to me than anything else in the world, Kristina.
Kristina'nin Duvemåla'daki ailesine git.
Go to Kristina's parents in Duvemåla.
Kristina?
Kristina?
"Sevgili yeğenin Kristina'nın eşi Karl Oskar'a git."
"Go to Karl Oskar, husband of your beloved niece."
Korpamoen'li Kristina, kendine gel!
Kristina from Korpamoen, we're having this out!
Kristina dizlerinin üzerine...
Kristina on your knees...
Aman Tanrım, Kristina!
Oh my God, Kristina!
Böyle konuşma Kristina.
Don't talk like that, Kristina.
Canım, Kristina.
dear, Kristina.
Uyuyor musun Kristina?
Are you asleep, Kristina?
Burada bekle Kristina.
Wait here, Kristina.
Buraya gelemezdin Kristina ; karar vermek zorundaydım.
You couldn't come'Kristina'so I had to make the choice on my own.
- Güven bana Kristina. - Kimsenin sözünü dinlemiyorsun.
- Just trust me'Kristina.
Şuna bak, Kristina.
Look at this'Kristina.
Kimse beni buradan ayıramaz. Bunu buraya yazıyorum. - Kristina?
No one is going to make me leave this place as surely as I am sitting here before you.
- Neyin var, Kristina?
- Kristina? - What is it'Kristina?
- Sakin ol, Kristina'cığım.
There you go'little Kristina.