Kullanabilirsin tradutor Inglês
1,927 parallel translation
Diğer yolu kullanabilirsin.
- Stay on the path.
Bu anıyı hafızana kazımayı unutma. Böylece kendini şu anki kadar iyi hissetmediğinde çıkarıp kullanabilirsin.
Just don't forget to imprint this memory in your brain so you can feed off it when you're not feeling as great as you are now.
Bunu kullanabilirsin.
- Er... yeah, sure. You can use that one.
Başka bir günü izinli olarak kullanabilirsin!
You can take another day off!
- Her türlü bilgiyi kullanabilirsin.
- Any data that you can get.
İzin günü kullanabilirsin.
You can get leave days.
Bu süre zarfında izin kullanabilirsin.
In the meantime you can go on leave.
Zenciyi kullanabilirsin.
You can use "black."
Kullanabilirsin ama zamanımızı beraber geçirmenin en iyisi olduğunu düşünüyorum.
Well, you can, but I just don't think that it's the best use of our time together.
Gelecek rol için bu kızgınlığı kullanabilirsin.
You can use this anger for a future role.
Belki de yeteneğini bizim yararımıza kullanabilirsin.
So maybe some of that work should be for us.
Ya da LP'yi daha işe yarar bir şey için kullanabilirsin.
Or you could use the LP for something useful.
Vaktini verimli bir şekilde kullanabilirsin.
You know how to make efficient use of your time.
Fakat bir dolandırıcı belgelere ulaşabilir... Ve yasal pasaport almak için onu kullanabilirsin..
But a resourceful person can find one... and use it to acquire a legal passport.
Benimkini kullanabilirsin.
You can have my viewer.
Kendi menfaatin için Kore'yi kullanabilirsin.
You can use Korea for your own sake.
Yerlerdeki döşemeler öylesine parlak ki biraz eğilsen ayna niyetine kullanabilirsin.
* The linoleum shines so you can see you inside.
Ofisimi kullanabilirsin.
You can use my office.
Yukarı ve aşağı tuşlarını kullanabilirsin.
You can just go up and down on the keys.
30 metre uzaktan, bir silah kullanabilirsin.
You can use a gun from a 100 feet away.
-... sakın kapıyı açma. - Tamam. Odayı istediğin kadar kullanabilirsin.
They give me helmets to landmine victims in developing countries.
Hayır senin olmayacak. Bugün ve yazın bir gün kullanabilirsin.
You can use it today and one more day in the summer.
Bu mesleği dürüstçe konuşabilmek için kullanabilirsin.
So if you speak honestly and use this profession to do that,
Doğru yöne nişan alırsan güçlü bir silah olarak kullanabilirsin.
This can be a pretty nasty weapon if pointed in the right direction.
- Beni kullanabilirsin.
You can use me.
bunu bir malzeme gibi nasil kullanabilirsin?
How could you use something like that as material?
Eski ofisini kullanabilirsin.
You can use your old office.
Tabii adımı da kullanabilirsin!
You can have my name as well.
Buradaki masayı ödevlerini yapmak için kullanabilirsin.
Use this desk here for doing homework.
- İstersen kullanabilirsin.
- You can have a ride if you like.
Basın bir silahtır, insanları öldürmek için de kullanabilirsin, beslemek için de.
The press is a weapon and you can use it to kill people or to feed people.
Yani? Yani, gelecek haftadan sonra tekrardan orayı dönüşüm için kullanabilirsin.
So after next week you can start using it again, to transform in.
Alex, bir gün bir sınavını geçersen ve / veya kaçırmazsan, hem büyü kitabını hem de aile değneğini kullanabilirsin.
Alex, if one day, possibly, you pass and / or show up to an exam, you can use the spell book and the family wand, too.
Aynı taktiği, gözenekli kek yapımında kullanabilirsin.
This shares the same theory of making spongy cakes.
Silahtan çok pazarlık unsuru olarak kullanabilirsin. Tek şansın bu.
It's more of a bargaining chip than a weapon, actually, but it's all you've got.
Tuvalet kağıdı kullanabilirsin.
You can totally use toilet paper.
Burada aşağıda cep telefonlarını kullanabilirsin.
You can even watch television.
Ama biliyorsun, onları aramak için bölümün verdiği aracı kullanabilirsin.
But you know, you can use your department vehicle to look for that stuff.
- Acaba diyorum... - Benimkini kullanabilirsin.
- Can I use -
Bak, bana niye güvenmediğini anlayabiliyorum, ama biraz gerçekçi ol, beni bu savaşta kullanabilirsin.
Look, I can see why you don't trust me, but let's face it, you could use me in this fight.
Eğer sokmazsa da tuvalet kâğıdı olarak kullanabilirsin. Bir baksana şuna.
If it doesn't, use it as toilet paper.
İlk adımı kullanabilirsin George.
You could use my first name.
İstediğin zaman kullanabilirsin.
Feel free to use it anytime.
- Aseton olarak kullanabilirsin.
You could remove nail polish with it.
Uydu telefonunu kullanabilirsin.
You can just use the satellite phone. It's in Will's truck.
Bunlarla domuz derisi de kullanabilirsin.
You can use pork rind with those.
Geceleri araba kullanabilirsin.
You can drive at night.
Ama o sırada, konferans odasını kullanabilirsin ve Jeff de sana her türlü konuda yardımcı olacak.
But in the meantime, you can use the conference room and Jeff will help with anything you need.
Hapşırığı dalga geçmek için bile kullanabilirsin.
You could even use a sneeze to drive home a point even.
Benimkini kullanabilirsin.
Well, here, use mine.
-... Vagistat kullanabilirsin.
-... you can use Vagistat.