Kımılda tradutor Inglês
2,210 parallel translation
Soygun, mücevheratçı, Bitman Yolu, kımılda!
Blag in progress, jewellers, Bitman Road, move it!
Mary Mary, kımılda.
Oi, Mary Mary, shift yourself.
Ne dediğini duydun. Hadi kımılda!
You heard what he said, now shift!
Bu bir emirdir! Kımılda!
That's an order, now move!
Kımılda!
Move!
Kımılda!
Move! Go!
Kımılda.
Move.
Kımılda.
Keep going.
- Hadi, kımılda!
- Move! Move! Move!
Kımılda, Henry!
Rattle your dags, Henry!
Jackson, kımılda!
Jackson, move it!
Kımılda.
Move it!
Kımılda! Ha!
Move it!
Kımılda, çekil.
Move, move.
Hadi kolon, kımılda!
C'mon brace, budge!
Hadi... Metal... Kımılda!
Come on metal.... budge.
- Kımılda, bayan!
- Move it, lady!
Kımılda bakalım, Fantasia.
Fantasia, get going.
Kımılda. Hayır, hiçbir yere gitmiyorum.
No, I'm not going anywhere.
Hey, kımılda!
Hey, move!
Hadi, kımılda!
Let's move!
Kımılda!
Move it!
Sen, Hadi, kımılda!
You, come on, move!
Hadi, kımılda, kımılda.
Come on, move, move.
Kımılda!
Off you go. Move!
- Şimdi, kımılda, kımılda.
- Now, move it, move it.
Kımılda, seni solucan!
Move, you worm! MEN MOAN
Eğer etrafı kesmeye vaktin varsa, bana kahve getirmeye de vaktin vardır, kımılda, kımıldama.
if you have time to stare, you have time to get me coffee, so move, move, move.
Hasta geliyor, kımılda.
Incoming, let's move.
Şimdi, kımılda!
Now, move your feet!
Hadi, kımılda.
Go on, I dare you to move!
Kımılda, dostum!
Move, dude!
- Dwight, kımılda biraz!
- Dwight, you gotta move!
Kımılda, kımılda.
Move, move.
Biraz kımılda bakalım.
You've moved a lot.
Kımılda...
Move...
- Kımılda.
- Move.
Arkama geç. Kımılda.
Get behind me now.
Kımılda, kımılda, kımılda.
Move. Move. Move.
millete yalakalık yapıp, emirleri yerine getirdim. Sonunda "yeter" deyip, onlara gerçek hislerimi... söylemeye başlayınca, bir yılda... teğmenlikten albaylığa terfi ediyorum.
I finally let some of it out, tell'em what I really think, and I'm going from lieutenant to colonel in a little more than a year.
Kırk yılda bir, üç rica mı oluyormuş?
Three once-in-a-lifetime requests?
İnanılmaz. Kırk yılda bir canım yemek yapmak istedi, onda da kızartacak dondurma yok.
The one time I feel like cooking, there's no ice cream to fry.
- Charlie, kımılda.
- Charlie, move.
Daha önce onu hiç aramış mı? Yılda 2 kere. Mayıs ortası ve 25 Aralık.
Twice a year, around mid-may and December 25th
Bir takım denklemler yardımıyla, yüksek anlamlılık derecesinde Desert Shell'in son on yılda yaklaşık 154.000 ton atık topladığını hesapladım.
I've developed a set of inequalities that indicate with high confidence that Desert Shell has taken in over 154,000 tons of waste over the last 10 years.
Bu yüzden kımılda.
So move.
Akıbet, 21. yüzyılda beklenen kaynak kıtlığı artışı, petrolün tükenmesi ve fiyatların sarmal hale gelmesi durumunda, dünya çapındaki fosil yakıtların ve diğer doğal kaynakların sistemli Amerikan ve İngiliz kazanımını destekliyor.
Aftermath advocates methodical US and UK acquisition of global fossil fuels and other natural resources in the 21st century in anticipation of increasing resource scarcity, oil depletion and spiralling prices.
Kendi itirafınızla "birazcık sarhoş" ve olay anında en azından 20 m uzakta olduğunuzu akılda tutarak şahit olduğunuz şeyin bir kaza olduğunu kabul ediyor musunuz?
Bearing in mind you were, by your own admission, "slightly intoxicated" and at least 20 yards away at the time, can you confirm that what you witnessed was an accident?
Kımılda!
then stay out there and die.
Kımılda!
then!
Kımılda, Simon.
Simon.