Kımıldayamıyorum tradutor Inglês
137 parallel translation
Kımıldayamıyorum.
I can't move.
Kımıldayamıyorum!
I can't move!
Hala kımıldayamıyorum.
I still can't move.
Kilitlendim, kımıldayamıyorum.
Just locked up, can't move.
Kendini benim yerime koy Kımıldayamıyorum bile
Put yourself in my place I can hardly step aside
kımıldayamıyorum.
Like I can't move, you know.
- Hayır siz gidin. Kımıldayamıyorum.
- No, no you go. I can't budge.
Ama pek kımıldayamıyorum.
But I can barely move.
- Kımıldayamıyorum.
- I can't move!
Ama kımıldayamıyorum.
But I can't move.
- Kımıldayamıyorum!
- I can't move.
Düşünemiyorum ve kımıldayamıyorum.
I can't think and I can't move.
Ve ben niye kımıldayamıyorum?
And why can't i move?
Kımıldayamıyorum. Kımıldayamıyorum. Kımıldayamıyorum!
I can't move I can't move I can't move
- Kımıldayamıyorum.
- I can't move I can't move
Kımıldayamıyorum. - Geçecek tatlım.
- It'll be all right, honey
- Kımıldayamıyorum. Kımıldayamıyorum.
- I can't move I can't move
- Kımıldayamıyorum.
- I can't move
- Kımıldayamıyorum dostum.
- I can't move, man.
Acele et! Kımıldayamıyorum!
I can't move!
- Buradan kımıldayamıyorum.
- I can't make it out there.
Kımıldayamıyorum!
I can't move my back!
Kımıldayamıyorum!
STORM : I cannot move!
- Kımıldayamıyorum Sandra.
- I can't move, Sandra.
Neden kımıldayamıyorum?
Why can't I move?
Daha fazla kımıldayamıyorum.
I can't move anymore.
Biri bana Evian'ımı versin. Kımıldayamıyorum.
Somebody hand me my Evian. I can't move.
Bel kemiğim... kımıldayamıyorum.
It's my spine... I can't move.
Hareket edemiyorum. Tanrım, kımıldayamıyorum. Tanrım, kımıldayamıyorum.
God, I can't move.
- Çok korkuyorum. Kımıldayamıyorum.
- Too scared, can't move.
- Yardım ederdim ama kımıldayamıyorum.
I would help you but I can't move. - Can I owe you one?
Kımıldayamıyorum!
Can't move!
- Kımıldayamıyorum.
- I can't move.
Kımıldayamıyorum.
No, I can't move.
Kımıldayamıyorum.
I can't move!
Tanrım, kımıldayamıyorum.
My God, I can't move. I need coffee.
Kımıldayamıyorum, Hanımefendi!
I cannot move, madam.
Kımıldayamıyorum, hastayım.
I can't move, I'm sick.
Kımıldayamıyorum!
I can't move shit.
Kımıldayamıyorum.
I can't move a bit.
- Buradayım. Kımıldayamıyorum.
I can't move.
Sanırım yaralanmışım, kımıldayamıyorum.
I don't think I'm hurt, but I can't move.
- Kımıldayamıyorum!
I can't move.
Kımıldayamıyorum!
- I can't- - I can't move.
Kımıldayamıyorum!
- I'm stuck!
Ah, bu yer çok dar, kımıldayamıyorum...
Huh? The path's too narrow... I can't move.
Çünkü kımıldayamıyorum...
Just because I can't move...
Midem boşken kımıldayamıyorum bile...
I can't work up the energy.
Kımıldayamıyorum.
I'm stuck. My leg's jammed.
- Kımıldayamıyorum.
- I can barely move.
Zaten kımıldayamıyorum.
I told you not to move!