Laf tradutor Inglês
17,094 parallel translation
- Lafına dikkat et.
- You watch your damn mouth.
İbne lafı eşcinsellerin kalbini kırmak için söylenir.
A faggot is... a word used to make gay people feel bad.
- Lafı bile olmaz. Ne zaman istersen burada kalabilirsin.
Boy, please, you know you can stay here any time you need to.
Hayatı boyunca ağzından bir kere düzgün laf çıkmadı.
'Cause he ain't said a straight word in his life.
Lafı bile geçmez.
Yeah. Yeah, no sweat.
Öyle olursa, "Ben söylemiştim" lafın, sen beni gömmeden önce büyük bir yarar sağlayacak.
If I do, your "I told you so" will be a source of great comfort before you dispatch me.
Lafı çevirmene gerek yok.
Our response teams... I don't need you spinning this.
Uzun lafın kısası, bir bakireye ihtiyacın var.
For lack of a better word, you'd need a virgin.
Bak... Lafı bile olmaz.
Look, don't... don't even mention it.
Benden Joan Solodar'ın peşine düşmemi istiyorsunuz. Temiz bir geçmişi var, vergisini ödeyen yerli bir iş kadını. Rüşvetçi, itibarını kaybetmiş bir Şerif'in lafına dayanarak mı geliyorsunuz?
You're asking me to go after Joan Solodar, a clean record, taxpaying local businesswoman, based on the word of a corrupt, disgraced sheriff?
Lafı nereye getirdiğini biliyorum. Ama hayır. Sadece tek bir sebep için oradaydım.
I know what you're getting at, but, no, I was there for just one reason.
İki elin sesi var lafını duymadın mı hiç?
I work better alone. Oh, no, haven't you heard the expression "two heads are better than one"?
Bu lafı beni deli ediyordu.
Makes me crazy.
Lafı uzatmayacağım.
Let's cut to the chase.
Az laf çok iş!
I want to see a lot less talk and a hell of a lot more work!
Bu güzel tatilde sohbet edip yemek yeme teklifiyle geldim ama siz sürekli laf sokuyorsunuz.
I offer conversation and good cheer on a fine holiday. And yet you poke, poke, poke me like a damn hog.
Mesela siz şu anda bana dinleyicilerinizin merak ettiği... şeyi doğrudan sormak yerine... lafı dolandırarak getiriyorsunuz, doğru mu?
Right now, for instance, instead of asking me directly about what the people want to hear you are working up to it, right?
Nasıl gidiyor? Yolsuzluğa laf ediyorum ve buraları bilmezsin sen.
Yo, wagwan, selecta, dissin'on my corruption and don't you know here.
4 yaşındaki bir çocuk "tüyü bitmemiş" lafını nereden bilebilir?
What kind of 4-year-old knows the word "wispy"?
Bu laf farklı yerlere gidebilir.
Well, that paints a picture.
Lafını böldüm, devam et.
I interrupted you.
"Bu ailede laf edebilecek tek kişiyken..." ... konuşamıyorum resmen. "
_
Baban lafı bir yere getirmek istiyor gibi. Her neyse, takımda bir futbolcu var ve futbol sezonunun sonuna kadar kalacak bir yere...
Anyhoo, there's a football player on the team who needs a place to stay until the end of football - -
Çok düşündün mü bu lafı?
How long were you working on that one?
Uzun lafın kısası, bütün polisler ondan nefret ediyor.
The short version is, all the cops hate him.
Aslında askerden arındırma lafı pek hoşumuza gitmez.
Well, we don't like the term DMZ.
Sakın lafı Lex'e getireyim deme.
Don't you dare make this about Lex.
"Baba", lafını duyduğunda aklına gelen yüz benimdi, senin değil.
When he hears "Papa", it is my face he sees, not yours.
Lafına dikkat et Porthos.
Be careful, Porthos.
Lafı bile olmaz kanka.
Dude, do not mention it.
Kardeşimin yardıma ve çocuğun evin içinde bir kadına ihtiyacı vardı. O kadar laf etmeme rağmen bunun hoşuma gittiğini fark ettim.
My brother needed the help, and the lad needed a woman in the house and for all my grumbling it turns out I like it, too.
Lafı mı olur.
You wouldn't have asked, in any case.
Sırf bir laf için insan bu kadar mı döver?
They beat them so badly? For such a trivial reason?
Bizimki lafını bitirene kadar kız karşılaşmayı kaybeder.
Mate, by the time you finish she'll be done and dusted.
Ama bu sefer herkesin lafı alkışlarla kesiliyordu.
But this time the heckles were replaced with applause!
- Lafımı dinle ve geri dön.
Take my advice. Go back.
Eve'e laf vermemeye uğraşıyorum işte.
Hey, I'm just trying to keep Eve off my ass.
Doğru. Ama dediğim şu ki bunun için benim lafımı dinlemene gerek yok.
But... what I'm saying, you don't have to take my word for it.
Hepimiz hikayenin bizim versiyonu konusunda anlaşmıştık ama biri laf kaçırıyor.
We all agreed to what our version of the story is, so somebody isn't toeing the line.
Affedersin, lafını keseceğim.
I'm sorry, let me stop you right there.
Evet, bak lafımı dinle, Carol'ı tanırım ben.
Yeah, look, I'm telling you, I know Carol.
Lafını bil, göt.
Watch it, pincushion.
Eve geri dön, yoksa laf işitirim.
Go back home or I'll get told off.
Hatırda kalacak bir laf etmek istedim ama kötüydü.
I wanted to say something memorable and that was shitty.
- Cımbızla laf çekme şimdi.
Taken out of context.
Tek lafın yeter, seni anında Mısır'da masa başına yollarım.
Just say the word and I can put at a desk in Egypt.
Babamın fikir değiştirmekle ilgili lafı neydi?
What was it Dad used to say about changing your mind?
- Lafını bil nankör kız.
Watch your talk, ungrateful girl.
Özür dilerim Bayan Goodwin, lafınızı kesiyorum.
I'm sorry, Ms. Goodwin.
Lafın gelişi söyledim.
- It's a figure of speech.
Bana sadece laf attı çocuk.
He abused me.