Ne kadar harika tradutor Inglês
1,502 parallel translation
Yani, gözlerinin, dudaklarının ne kadar harika olduğunu söylemelisin.
So you gotta tell her how great her eyes are, how great her lips are.
J.D.'nin ortalarda olmaması ne kadar harika, değil mi?
How great is it not having J.D. around, huh?
Oyundan sonra onun yanına gidip ne kadar harika bir yönetmen...
I'm not going to go find him afterwards.
Bir çocuk için ne kadar harika olabileceğini hayal edebiliyor musun?
You can imagine how wondrous that would be for a child.
Ne kadar harika olur - Ne oldu?
How great would that - what?
Ne kadar harika.
That's so awesome.
Hatta, bana ne kadar harika olduğundan bahsetti.
And, in fact, he just told me how great you were.
Ne kadar harika olduğunu.
How wonderful you are.
"Harika." Ne kadar harika?
"Great." How great?
Ne kadar harika.
[chuckles] How cute.
Ne kadar harika görünüyorum.
How wonderful I look.
Herkes bize sekiz maç arka arkaya kazandığımızı ve bunun ne kadar harika olduğunu söylüyor.
Everybody wants to talk about us winning eight games in a row and how great that is.
Seni seviyorum ve sonuna kadar arkandayım ve ne kadar harika olduğunu görünce çok etkileniyorum.
But I love you and I'm completely with you and I'm totally, day by day, I'm just amazed at how wonderful you are.
Ne kadar harika bir şey?
How great is that?
Bilirsin, ne kadar harika olduğunu, doğru kızı ne kadar mutlu edeceğini onun aslında bu olmadığını, filan filan.
Oh you know, how great he is, how he's going to make the right girl so happy, how it's really not him,
Tamam, zor biri, ama erkek olsaydı herkes işinde ne kadar harika olduğunu söylerdi.
Okay, she's tough. But if Miranda were a man no one would notice anything about her except how great she is at her job.
Ne kadar harika.
Fantastic.
Yüzyıl önce bu topraklarda Japonlar törenin ne kadar harika olduğunu söyleyince aynı kızgınlığı İmparator da hissetmiş olmalı ve ülkenin geleceği için en iyisinin olmasını istemiştir.
In this land a century ago, the Emperor must have felt the same anger when the Japanese said it was wonderful and he could only hope for the best in the future.
Seninleyken kendimi ne kadar harika hissettiğimi söylerdim.
I'd say how great you make me feel when I'm with you.
Ne kadar harika.
Beautiful, isn't it?
Ne kadar harika değil mi?
Isn't it beautiful?
Kesinlikle sana gitmeni söyleyecektim ama sonra bana bu keki verdiğinde ne kadar harika biri olduğunu hatırladım.
I was totally going to tell you to go, but then you gave me this cupcake, and it reminded me how great you are.
Bu ne kadar harika olsa da, Turk'ün söylediklerini düşünmeden edemedim.
As great as this was, I couldn't stop thinking about what Turk said...
Ne kadar harika. Ve ne hoş resim.
Jim and I saw the beautiful picture of you in the paper announcing your engagement.
Ona ne kadar harika bir doktor olduğunu söylemeni bekliyor. Şimdi sen söylediğine göre pek hoş olmaz.
Oh, I think he described all the extra effort he put in so you would tell him what an amazing doctor he is.
Annemler de onun ne kadar harika biri olduğunu söylüyordu.
They'd point out how great he was. Fun, fun, fun.
Ama Andrew... asıl benim onlardan utanmamı söyledi, çünkü ne kadar harika olduğumun farkına varamamışlar.
But Andrew- - He said that I should be ashamed of them,'cause they were too stupid to know how great I was.
"O ne kadar harika!"
"He's such a dandy!"
O günden itibaren, onun ne kadar harika bir adam olduğunu gördük.
And from that day forward, we saw him for the wonderful man he truly is.
- Dennis, bu şeyin ne kadar harika olduğuna inanamazsın.
- Dennis, you would not believe how great this thing is.
ve ne kadar harika oldugunu söylemek için bekleyemedim.
And couldn't wait to tell you how great it is.
Evet. Artık koridorlarda dolaşan edepsiz bir domuzun olmaması ne kadar harika olacak.
God, how awesome is it gonna be not having that pig wandering the halls?
Michael'ın sevdiği şeyi yapması ne kadar harika bir şey.
It's so great that Michael's doing what he loves.
Bence bu, senin ne kadar harika biri olduğunu anlamayacak kadar aptal olduğumdan dolayıydı.
And I think that's just because I was too stupid to realize how wonderful you are.
Bu ne kadar harika, değil mi?
Do you realize how great this is?
Lorne'un takımının sıkıştırıldığını gördüm, kötü adamlar gelirken düşündüm ki bilirsin, bütün silahları birden tutukluluk yapsa ne kadar harika olurdu değil mi?
I saw Lorne s team pinned down, the bad guys closing in... I just thought, you know, wouldn t it be great if all their weapons jammed at the same time?
Ne kadar harika, değil mi? Çok iyi anlaşıyoruz.
We're in total agreement.
Herkesin Teksas'ın ne kadar harika bir eyalet olduğunu söylemesini duymadan da yaşayabilirim.
And I can definitely do without everybody going on and on about the great state of Texas.
Ne kadar da harika.
How wonderful!
- Baksana ne kadar da harika!
- Look at how awesome it is!
Harika olduğunu değil, bazen de ne kadar çok harika olduğunu.
Not that you were great, but also, sometimes, not so great.
Bar mitzvah'ı evinde yapma fikri ne kadar da harika.
What a terrific idea to have the bar mitzvah at your house.
Çünkü, ben sana bir babaya sahip olmanın ne kadar iyi bir şey olduğunu göstereceğim ve sen de bana baba olmanın ne harika bir şey olduğunu göstereceksin.
Because I'm gonna show you how great it is to have a dad and you're gonna show me how great it is to be a dad.
John Suji'yi seviyor, Bay ve Bayan Smith birbiri için... 2 insanın birbirini sevmesi ne kadar da harika bir şey.
John loves SuJi, Mr. And Mrs. Smith, for the one I love... It feels good when the names of two people in love are written.
Öyle harika bir törende bulunmasaydınız ne kadar yazık olurdu.
It would be terrible if you weren't there for such a wonderful ceremony.
Harika. Ne kadar içtin?
How much were you drinking?
Ne kadar da harika görünüyor.
You look adorable.
Her ne kadar yazı harika olsa da.
Although the lettering is darling.
Bayat gelebilir ama önemli bir işte çalışmanın ne kadar harika olduğunu hiç anlamamıştım.
-... to have a job that really matters.
Bu harika. Ne kadar müteşekkir olduğumu anlayamazsınız!
I want to tank you.
Bu kadar harika eğlence güçleriyle röportaj yapmak ne kadar aşagılayıcı olsada... nbsp bir gazetecilik görevi olarak belirli şeylerin... nbsp
I nonetheless have a journalistic duty to uncover certain...
ne kadar güzelsin 38
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar kalacaksınız 33
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar kalacaksınız 33