Nefret ederim tradutor Inglês
5,651 parallel translation
Muzdan nefret ederim.
I think bananas are disgusting.
Ve yanımdaki adam kadar ben de ırkçı klişelerden nefret ederim ama.. .. adam sarhoş yerlinin tekiymiş.
And I hate racial stereotypes as much as the next guy but looks like he was one drunk Indian.
Morfin keşlerinden nefret ederim.
I hate morphine addicts.
Ama kokainden nefret ederim!
But I hate cocaine.
Nefret ederim.
I hate those things.
Disney çizgi filmlerinden nefret ederim.
I hate Disney cartoons.
Salak sürtüklerden nefret ederim.
Oh, I hate stupid bitches.
Farelerden nefret ederim.
I hate rats.
- Çocuklardan nefret ederim.
- I hate children.
Örümceklerden nefret ederim.
I hate spiders.
Aptal buz yapıcısı, şayet duymadıysan yine söylüyorum, soğuktan nefret ederim
Stupid ice maker, in case you haven't heard, I hate the cold!
-... anlatmasından nefret ederim.
- about their own accomplishments.
O tiplerden nefret ederim.
I hate that type.
Bana uyar, çocuklardan nefret ederim.
Fine with me, I hate kids.
Otopsilerden nefret ederim.
I hate autopsies.
- Davetsiz misafirlerden nefret ederim.
Oh, I hate a party crasher.
Kirli bulaşıklardan nefret ederim. Biliyorum.
I hate dirty dishes.
Fancie'den nefret ederim.
No. I hate Fancie's.
Bundan nefret ederim
I hated that.
Bundan nefret ederim Bu iğrenç
I hated that. That was disgusting.
Onu cidden kovduysan senden sonsuza dek nefret ederim.
If you seriously kicked him out, I fucking hate you forever.
Canavarlar dışında ve ben canavarlardan nefret ederim.
Except for monsters, and I hate monsters.
Yeni tomurcuklanan bir aşkın yoluna çıkmaktan nefret ederim.
But I'd hate for that to get in the way of budding romance.
Metaforlardan nefret ederim.
I hate metaphors.
Hastanelerden nefret ederim.
I hate hospitals.
Bilgisayarlardan nefret ederim, her zaman da ettim.
I hate computers, always have.
Ayrıca onu uyandırmaktan nefret ederim.
Besides, I hate having to wake her.
- Evet, nefret ederim.
No, I hate it.
Mızmızlardan nefret ederim.
I just hate a goddamn whiner.
Bir şeylerin bitmesinden nefret ederim.
I hate when things end.
Klişelerden nefret ederim.
i hate cliches.
Küçük sohbetten nefret ederim
i hate small talk.
Karanlıktan nefret ederim.
I hate the dark.
Aslında yogadan nefret ederim.
I actually hate yoga.
Ve tahıllı gevrekten nefret ederim.
And I hate granola.
"Ben de yapmacık ve çıtkırıldım yumurcaklardan nefret ederim."
'I hate affected, niminy-piminy chits! "'
Ve araştırmaktan nefret ederim.
And I hate fish.
Zeytinden nefret ederim.
I hate olives.
Etki altında kalıp yanlış karar vermekten nefret ederim.
I would hate to think we'd made a mistake under the wrong influence.
Kolej futbolundan nefret ederim.
I hate college football!
Tüm Futbol tülerinden nefret ederim!
I hate all football!
Sorun olmaktan nefret ederim.
I do hate to be a bother.
Eğlenceyi bozmaktan nefret ederim ama nakit sıkıntım var. Bize, mültecilerden biraz eroin bulmalısın.
I hate to beak up the party but I got a cash flow problem you got to find us some dope from the refugees
Sana bir şey olursa yemin ederim, sonsuza kadar senden nefret ederim.
Anything happens to you, I swear, I'll hate you forever.
Ben yalnız içme nefret ederim.
I hate drinking alone.
Sulugözlülerden ve hamamböceklerinden nefret ederim.
I hate crybabies as much as I hate cockroaches.
- Sen de mi koştun yoksa? - Hayır ama kanserden nefret ederim.
Okay, listen, Tom, if you insist on bringing in outside food, you got to at least just hide it in one of these flax seed tortillas.
İğnelerden nefret ederim.
- Oh, I hate needles.
Ben hastanelerden nefret ederim.
Me, I hate hospitals.
Hayvanlara karşı şiddetten nefret ederim.
bup, bup, bup, bup.
Bu şarkıdan nefret ederim.
♪ And I would walk 500 more... I hate this song.