Nın yardımıyla tradutor Inglês
1,393 parallel translation
Evet tıpkı sizin John F. Kennedy'nin babasının yardımıyla hileli seçim kazanması gibi.
Yeah, which is not so very different from when your John F. Kennedy won a rigged election with the help of his father.
Yine tuzağıma düştünüz, tanrının yardımıyla.
My trick again, by god.
Tanrının yardımıyla bunu hak ettim.
God help me, I've earned it.
Ve zalimce sarsılan ailelerin Tanrı'nın yardımıyla teselliyi bulmalarını diliyorum.
That the victims'family suffered from such great strike To find the consolation under the help of the God
Işık istiyorlar ve Tanrı'nın yardımıyla bunu alacaklar.
- They want light... - Unh. ... by God, they'll get light.
Kapıyı çaldığında, Sykes cevap vermiş bunu sadece bir suç ortağının yardımıyla yapabilir.
When she knocked, Sykes answered... which he would only have done for an accomplice.
Qui Gong krallığının yardımıyla.
An alliance with the kingdom of Qui Gong.
Tanrının yardımıyla, evet, büyükbaba ile kalacağız.
God help us, yes, we're staying with Pop.
Şeytanın yardımıyla.
With the help of devils!
Tanrı ve Davidson motorlarının yardımıyla.
"Sent by the grace of God and Davidson motors."
Çabalarımız ve Tanrı'nın yardımıyla başaracağız. % 99 tamamlama ve yüksek verimle.
With our efforts, and god's help, we'll be able to show a 99 % fulfillment... and a very high efficiency level.
Tanrı'nın yardımıyla burada hızla öğrenirsin.
With Jesus's help, you'll learn fast here.
İnancımıza göre, kumar ve para aklama faaliyetlerini, Varlıklı dostları ve iş ortaklarının yardımıyla genişletmiş.
We believe he expanded his gambling and money laundering with the help of his wealthy friends and business associates.
İsa'nın yardımıyla, o bir ayaklanma planladı krala, zenginlere ve Piskopos'a karşı.
With the help of Jesus, he planned a rebellion against the king, the country and the bishop.
Tanrı'nın yardımıyla, indirimli fiyatlarla 1500'e yapmayı becerebilirler.
God helping... All right.
Kurbanın boğazına doluyor ve muhtemelen küçük bir sopanın yardımıyla, çorabı tıpkı bir turnike gibi yavaş yavaş çevirip sıkılaştırıyor.
He then takes the second stocking, puts it around the throat. Possibly he uses a short length of wood, twisting it to tighten the ligature like a tourniquet.
Şey, Sunshine Square anlaşmasını dün başarıyla bitirdim, ve şimdi sınav için onlara yardım ediyorum, kendi takımımı kurmama izin verirsen memnun olacağım, bir şey yapmaya çalıştığımda önümü kesmeye kalkma.
Well, I locked the Sunshine Square deal yesterday, so now I have them helping with the arbitration, and I'd appreciate it if you let me handle my own team, and don't get on my ass every time I'm trying to do something.
Bunun için ilk kararım, tek bir kadın için fazlasıyla geniş olan Buckingham Sarayı'nı yıkmak ve devlete yardım etmek.
My first irrevocable measure is to demolish Buckingham Palace, which is far too large for one lady, and build state subsidised,
İleride evde oturup, aynı zamanda, video konferans yardımıyla, iş arkadaşlarınızla çalışabilmek mümkün olacak.
It will be possible to stay at home and work just video-conferencing with your fellow workers.
Ve tanrının ünü onun yardımıyla geliyor... Sonra Tanrı insanlığın oğluna kendi güzelliğinden verecek.
And if God's glory is revealed through him... then God will reveal the glory of the Son of Man in himself.
Hatırladığım kadarıyla bir oda dolusu teyp vardı... çünkü bilgisayar yardımı olmadan herşeyi manuel yapmak zorundaydınız.
My memory of it is just this room full of tapes rolling around, because it was without any sort of computer help, everything had to be done manually.
Cuvee'nin girdiği kapıyı bulup kilitlersek Marshall'ın yardımıyla bile Echelon'a giremez.
If we can find the door Cuvee went through and lock it, he won't get on, not even with Marshall's help.
- Muska yardımıyla Cehennem Ağzı'nı... -... yok etmek Spike'ı bir...
- Using the amulet to destroy the Hellmouth turned Spike into...
Garajın tavanına ip ve makara yardımıyla asmayı düşündüm.
So I was thinking maybe I could suspend it from the ceiling in the garage
Bu yazılımın yardımıyla.
With the help of this software.
Bir yetişkinin mahkeme kararıyla psikolojik yardım almasını sağlamak için kendine zarar vermesi gerekiyor.
The... ( sighs ) The-the only way to get an adult committed for psychological help is if they hurt themselves.
Kancanın yardımıyla.
you and your hook.
- Kocanızın varlığı güvende mi diye öğrenmek için. Hırsızlar bunun yardımıyla söz konusu varlığı almak isteyebilirlerdi.
And we wouldn't want that to happen, would we, Mrs Tyrell?
Acını gizlemene yardım edeceği yerde Megan O'Hara'yla ilişkin acını daha da arttırdı.
Instead of helping to mask your pain... the affair with Megan O'Hara only made it worse.
Söylediğim gibi rahibe, artık daha iyi hissediyorum senin ve Rahip Meehan'ın da yardımıyla...
Well like I said, Sister, I'm feeling better about myself with you and Father Meehan's help...
Tanrı'nın yardımıyla tekrar buldum yolumu.
But with the help of God, I'm now on the right path.
Allah'ın yardımıyla.
With God's help.
Bizim haciz olayını duydun ve bebek fuarıyla ilgili yalan söylediğimi bildiğinden taşımaya yardım etmeye geldin.
You heard about the foreclosure... and you knew I lied about the doll expo, so you came up here to help me move my stuff.
Wesmar'ın yardımıyla.
With Wesmar's help.
Yardımınızın karşılığında ise, ödülün hepsini on katı fazlasıyla vereceğim!
In return for your help, I will pay you the sum of the bounty... plus tenfold!
İnsanların özgürlük savaşçısı olarak adlandırdığı bizim karşı devrimci olarak gördüğümüz kişilere yardım yapılmaması şartıyla oradan çıkabileceğimize inanıyorum.
I believe that we can get out, provided that indeed no more aid is given to what people here call freedom fighters, and we call counterrevolutionaries.
Bayan Jamison'ın 3 milyon dolarlık... şato ile ödüllendirilmeyi haketmediğini öne sürüyorum... çünkü birilerinin yardımıyla popüler oldu.
I'm suggesting that Mrs. Jamison doesn't deserve to be awarded a $ 3 million castle simply because she hung some curtains and was popular with the help.
Ben yaptım, birkaç hemşire arkadaşımın yardımıyla.
I did, with a little help from my friends on the nursing staff. Oh... I've never seen anything so beautiful.
Yardımcılarımın ilgilendiği kadarıyla Jessie vitro'da risk oranı yüksek bir tedavi gördü.
Jessie's being treated as a high-risk in vitro.
Öte yandan halkın öfkesini de anlayabiliyorduk. FBI'ın yardımıyla onları ülkeden çıkardık.
On the other hand, we understood the high emotions so, with coordination with the FBI, we got them out.
Sizin gibi insanların yardımı ve çalışmasıyla bunu kazanabiliriz.
Ooh! And with the help of hard workin'people like you, we can win this thing.
Bu insanların yardımıyla onun yeraltı şebekesi çalışır.
Tomorrow, he will send lawyers and get them released.
Belki FBI'ın yardımıyla şansımız rast gider.
Well, maybe with the help of the FBI we'll get lucky.
Umarım bu sergi, Almanya'nın da katılımıyla halklarımız arasındaki bağları güçlendirmeye yardımcı olur.
I hope this exhibition, with germany's participation, will help to strengthen the ties between our peoples.
- Hayır, bu yüzden yardımınıza ihtiyacım var, özellikle saflık kısmıyla... ve dua, muhtemelen.
That's why I need your help... especially with the purity part... and prayer probably.
Ama Sabena'nın başkanıyla son görüşmemde bana, Belçika mülkünü korumaya yardım eden her kim olursa, onun ödüllendirileceğini söylemişti.
But when I last spoke to the president of Sabena, he assured me that anyone who helped protect Belgian property would be well rewarded.
Yozlaşmış doktorların yardımıyla kocaları tarafından atılmış.
Put away by their husbands with the help of corrupt doctors.
Yeni dostlarımızın yardımıyla...
With the help of our new friends...
Biraz da şansın yardımıyla, Bayan Doyle kontrolü ele alıncaya kadar durumu düzeltirim diye umuyordum.
I was hoping that, with a little bit of luck, I would have straightened everything up by the time she would take control.
Maalesef, toplanan bazı yardım paralarının kötüye kullanılmasıyla ilgili bir hikaye duyduk.
Now I'm afraid that we've heard a story concerning the mishandling of some collection money.
Başka bir galaksideki başka bir gezegene gidiyorum yıldızgeçidi dediğimiz bir cihazın yardımıyla.
I'm going to another planet in another galaxy by means of a device called a stargate.