Olmadïgïmï tradutor Inglês
55 parallel translation
O konulara dahil olmadïgïmï da, en azïndan senin için.
I also surmise I'm not one of them, as far as you're concerned.
Ve su andakine minnettar olmadïgïmï sanmayïn.
And don't think I don't appreciate the one I've just been having.
Farz edin ki, ben zannettiginiz... ... doktor olmadigimi söyledim.
Suppose I were to tell you that I'm not the doctor you think I am.
- Farkinda olmadigimi mi saniyorsun?
- Don't you think I know that?
Senin dedigin gibi beceriksiz olmadigimi kanitlayacagim.
I'll show you who's clumsy.
Belki de benim iyi biri olmadigimi düsünüyorsun, degil mi?
You probably don't think I'm a very nice guy. Do you?
Sarkici bir tip olmadigimi biliyorsun.
You know I'm not much of a singer.
Bendini-Lambert'in en degerli musterisi olmadigimi biliyorum, ancak hakli bir sikayetim var.
I know I'm not Bendini-Lambert's most valuable client, but I've got a legitimate complaint.
O zaman hirsizlik yapmaya Basladim, iyi olmadigimi kanitlamak için,
And that's when I started to rob, to prove that I was no good.
Ona yari kötü olmadigimi söyle. Tanya.
Tell her I'm not half bad, Tanya.
Senin sevgine layik olmadigimi biliyorum.
I know I'm not worthy of you.
Hayatta olup olmadigimi kontrole geldin sen
You came to see if I was dead!
Asiri iffetli davranacak durumda olmadigimi da biliyorum.
And i'm not in any position to get prudish,
Nasil bes dakika izleyip hâlâ onun ben olmadigimi fark etmezsin?
How could you have watched this For five whole minutes And failed to notice that it's not me?
Benim olmadigimi fark etmeyecekler sanip kaseti izletmeye karar verdin.
So you just thought you'd show the tape anyway, And no one would notice it wasn't me.
İkimiz de benim sovalye olmadigimi biliyoruz.
You and I both know I'm no knight.
Telefonu al ve benim burada olmadigimi söyle.
- Mac! Call for you, sir.
Eger benim ona deli olmadigimi ogrenirse, bu Onu oldurur.
You know, if he finds out that I'm not that into him, it's just gonna kill him.
Hayir, hayir, ciktigim butun kizlari ariyorum Ve onlarin musait olmadigimi bilmelerini sagliyorum.
No, no, I'm calling all the girls I used to go out with and letting them know that I am now unavailable.
Oh, guverteyi temizliyorum- - Onlarin piyasada olmadigimi bilmelerini sagliyorum.
Oh, I'm clearing the decks- - letting them all know that I am off the market.
- Sanirim ikimizde buraya ait olmadigimi biliyoruz.
I think we both know I don't belong here.
Kulübeye gitti, aradi ve bir kaç dakika sonra geri geldi ve bana onaylananlar listesinde olmadigimi söyledi.
So he goes in the booth, calls, comes back a minute later, and he says, I'm not on the approved list.
Hazir olup olmadigimi ögrenmeye çalisiyordu.
He's * * *, and he's trying to figure out if I'm ready.
Yaratik olmadigimi size nasil kanitlayabilirim?
How can I... prove to you... that I'm not an alien?
İse de yarayacakti. Tabii sayende, insanlar mezarda olmadigimi ogrenmeselerdi.
And it would have worked, except that people found out I wasn't in the tomb.
benim Nicholas Marc Randall olmadigimi mi?
What I am Nicholas Marc Randall?
benim Nicholas olmadigimi hep biliyorlardi.
They always knew that I was not Nicholas.
Daha biraz önce yabanci olmadigimi söylüyordun.
Just now you were saying that I am not a stranger.
- Köstebegi öldürdügümü sandigindan artik âsik oldugu adam olmadigimi düsünüyor.
Because she thinks I killed the mole, she believes I'm no longer the guy she fell in love with.
Benim Buy More'da tanistigin o eski ben olmadigimi düsündügünü biliyorum.
I know that you think I'm not that same guy that you met the first day at the Buy More.
Öyle birisi olmadigimi biliyorsun.
You know I'm not like that. You know that.
Sana emin olmadigimi söyledim. Gerçekten bilmiyorum bu duygunun ne oldugunu...
I tell you I'm not sure... I really do not know...
- Ona fare olmadigimi soyle.
- Tell her I'm not a rat.
Orada olup olmadigimi soruyorsaniz, hayir.
If you're asking if I was there, no.
Bir dakika... Benim sey olmadigimi biliyorsun, degil mi?
You know that I'm not like a...
En azindan stüdyoya gelip bana deli olmadigimi söyler misiniz?
Would you guys at least come down to the studio
Evlenmeye hazir olmadigimi biliyorsun.
You know I'm not ready to get married.
Nerde olmadigimi soyleyeyim.
Tell you where I'm not.
- Çekici olmadigimi mi söylüyorsun?
- Are you saying I'm not hot?
Her gün çok kez yaptigim gibi ; fakat bu kez haksiz olmadigimi ikimiz de biliyoruz.
Many times each day. Yet in this, we both know I do not.
Annem artik kucuk bir cocuk olmadigimi soyluyor.
Mom says I'm not a little boy anymore.
... ve hayatimda mutlu olup olmadigimi sorarsa?
What if a man came from the future and said you'd have a happy life?
Mahkeme celbi yollayip kürsüye çikarttigimda gerçekleri fitil fitil çikarinca iste o anda, hos biri olmadigimi fark edersin.
Once I subpoena you, get you on the stand... and extract the truth from your ass... then you'll realize in that moment, correct, I'm not a pleasant person.
Ya sana bir kumarbaz olmadigimi söylesem?
What if I told you that I'm not a gambler?
Ya beni kolumda siringayla görsen ve sana kes olmadigimi söylesem?
What if you saw me with a needle in my arm and I told you that I'm not a junkie?
Yapmak zorunda olmadigimi biliyorsun?
Hardness I do not need to do.
Öyleyse, cadi olmadigimi biliyorsun.
Then you know I'm no witch.
Neden benim de digerleri gibi disarida olmadigimi ögrenebilir miyim? Yani diger hosgörülü ögretmenle.
Tell me again why I don't get to be outside with everybody else, you know, with the nice teacher.
O hos davranacak ama oraya gittigim an herkes oraya ait olmadigimi bilecek.
- Mm. - He'll be nice about it, but the moment I get there, everybody will know I don't belong there.
Babam olmadigimi hatirlatmak icin!
That I'm not my father!
Bir canavar olmadigimi hatirlatmak icin.
That I'm not a monster!