Oluyorsun tradutor Inglês
6,806 parallel translation
Açıkçası bazen sen çok güzel oluyorsun.
The truth is... sometimes... you're too... beautiful.
Bu işte daha iyi oluyorsun.
You're getting pretty good at that.
Sen kim oluyorsun?
And who are you?
Bu insanlara kar katmanını kaldırarak mı yardımcı oluyorsun?
You think you've helped these people by removing a layer of the snow?
Peki sen kim oluyorsun güzelim?
And who are you when you're at home, love?
Niye hep unutan sen oluyorsun?
How come you're always the one who forgets?
Sen sevgilisi oluyorsun galiba.
So I'm guessing you're the boyfriend.
- Akşamları burada oluyorsun.
- You're here at night.
Beni öldürmeye çalışmadığın zamanlarda acayip ürkünç oluyorsun.
You are so creepy when you're not trying to kill me.
- Sen nasıl yetkili bir kullanıcı oluyorsun?
How are you an authorized user?
Bir acelenin, bir olayın içinde oluyorsun.
In a state.
- Bu yüzle sen kendin oluyorsun!
This face will become your reality.
Çünkü aileden biri ayrıyken aya baktığında aynı aya bakmış oluyorsun.
'Cause chances were somebody else in the family was staring at that same moon.
Güldüğünde sen de çok sevimli oluyorsun Ami-chan.
Well, Ami-chan, you look prettier when you smile.
Bunun içinde bir dünya var ve oraya bir şey yazdığında sen de onun parçası oluyorsun.
There's a world in here, and when you type on it, you become part of that world.
Sen de bulaşıkları yıkamadan atladığında benim kadar mutlu oluyorsun.
I know you're just as happy to skip the dishes as I am.
Sen kim oluyorsun da bana işimi nasıl yapacağımı söylüyorsun?
Who the hell do you think you are... telling me how to do my job?
Tam rahata ermişken babalığı geride bırakmışsın, yine bir nevi baba oluyorsun.
Just as you've got the snip, put fatherhood behind you, you sort of become a father again.
Sinirlenince çok güzel oluyorsun.
You're beautiful when you're angry.
Hayatım, şaşkınken çok tatlı oluyorsun.
Oh, honey, you are so cute when you're confused.
- Şuna da bak, geç yaşında artist oluyorsun.
- I'm having writer's block. Look at you, getting all artsy in your old age.
Bana yardım etmiş oluyorsun.
You're only helping me.
Adapte oluyorsun.
One adapts.
Bu tuhaf bir şeydir. Bir insanken sonra birden iki insan oluyorsun.
It's a weird thing where you are one person, and then suddenly...
Neden ben seyirci oluyorum da sen hırsız oluyorsun?
Why am I playing audience and you're burglar?
Burada esas güvenen kişi sen oluyorsun.
Pretty sure you're the one trusting me.
Yüce Tanrım, büyük oluyorsun.
God almighty, you're getting big.
Dinlenip kendine vakit ayırdıktan sonra, işinde üç kat daha verimli oluyorsun.
You are three times more productive at work tasks after periods of rest or leisure.
Kimsenin istemediği bir adamı katmakla çok bencil bir karar vermiş oluyorsun.
You're making a lot of unilateral decisions to include a guy no one else wants.
Ve şimdi sadece bana engel oluyorsun.
And now you only baffle me.
Hayır, yardım ederek yardımcı oluyorsun.
No, you're helping by helping.
- Nasıl bu kadar emin oluyorsun?
What makes you so sure?
Reşit olunca bir çırak olacak kadar yaşlı oluyorsun.
When you become of age, you're old enough to become an apprentice.
Ne yani birileri için iyi bir şey yapınca ödlek mi oluyorsun?
Oh, so doing something nice for someone makes you a pussy?
- Böyle mi yardımcı oluyorsun?
This is you helping?
Korktuğunda çok güzel oluyorsun.
You are gorgeous when you're being a chicken.
Böyle yaparak kıçımın büyümesine sebep oluyorsun.
Now you're just putting pounds on my ass.
Bu yüzden bana kötü davrandığında Sweets'e de kötü davranmış oluyorsun.
So when you treat me like crap, you're treating Sweets like crap, too.
Zar zor kendine hâkim oluyorsun.
You're barely holding it together.
Hala tedavi oluyorsun.
You still getting your treatments?
Güç belâ kendine hâkim oluyorsun.
You need to be honest with yourself.
Aşık oluyorsun, sonra da evlilik gözüküyor.
You fall in love. Then marriage.
İğnelerken çok tatlı oluyorsun.
You know, you're really cute when you're sarcastic.
Oluyorsun zaten.
You are getting good at it.
- Bu konuda gittikçe iyi oluyorsun, çaylak.
You're getting good at this, probie. Hmm.
- Sen kim oluyorsun?
And you are...?
Bu yanaklarla çok tehlikeli bir şirin oluyorsun.
Dangerously cute with those cheeks.
Bu sen oluyorsun bu arada.
That's you by the way.
Soruna sen mi sebep oluyorsun? Nasıl?
You're causing the trouble.
Nasıl her zaman üstte oluyorsun?
How come you always get to be on top?
- Bütün bu insanlara seni mi göz kulak oluyorsun?
- Do you take care of all