Onaylıyorum tradutor Inglês
389 parallel translation
Seni onaylıyorum...
I hereby grant you...
Sevgili Bayım, emeklilik vakti gelen hakim Morel yerine Saint Calais Bölge Hakimliğine atamanızı onaylıyorum. Yeni göreviniz ayın 20'sinde başlayacak.
We are confirming your nomination for the office of Examining Judge at Saint-Calais ( Sarthe ) in place of Mr.Judge Morel, now in retirement.
Bu adamların asılmasını kastediyorsan, evet onaylıyorum.
You mean, do I want to see them two fellas hung? I do.
- Tamamen onaylıyorum.
- I thoroughly approve.
Evet. Tamamen onaylıyorum.
Yes, I fully agree.
Onaylıyorum.
I approve.
Söylemeliyim canım, tercihini kesinlikle onaylıyorum.
And I must say, my dear, I approve very highly of your choice.
Peder, tüm planlarınızı onaylıyorum.
Father, I approve of all your ideas.
Evet, onaylıyorum.
Yes, I confirm that.
Ben 10 haftalık gösteriyi onaylıyorum sonrasında Sarasota'ya dönülecek.
My vote is 10 weeks and back to Sarasota.
Öyle ve bu meydan okumayı da şu anda çek defterimle onaylıyorum.
I am, and I'm prepared to back my conviction by posting my check now.
Ben içtenlikle onaylıyorum.
I approve heartily.
Onaylıyorum.
You are great.
Şimdi onaylıyorum.
Now I approve!
Bu yüzük ile, evliliğimi onaylıyorum.
With this ring, I thee wed.
Çünkü ben onu onaylıyorum.
Because I approve of him.
Önceki çağırımı onaylıyorum 27.
I confirm my previous request.
Madem Gestapo karargahı buna çok sevinecek, onaylıyorum.
As Gestapo Headquarters will no doubt be delighted to confirm.
- Ben onaylıyorum.
- I approve of that.
Kaptan Kirk, konuşuyor Onaylıyorum.
You have confirmation.
Emrimle okuduğunuzu onaylıyorum.
I'm certifying I ordered you to read it.
'Davetini onaylıyorum'
'I accept your invitation.'
Çünkü bir Fransız olarak onun yaptıklarını onaylıyorum.
Because as a Frenchman, I approve, in a way, of what he's doing.
İki rezervasyonu da onaylıyorum.
Confirm both reservations.
Ben, bilmemkim, bu senedin doğruluğunu onaylıyorum.
I, so and so, confirm the accuracy of this I.
Elbette onaylıyorum.
Of course.
Bunu onaylıyorum.
I approve of this.
Boşanmamızı onaylıyorum.
I give you... our divorce.
Hayır, yani devrime hizmet eden hemen her şeyi terördür, kundaktır, cinayettir, onaylıyorum tabii de...
No, I quite approve of terror, arson, murder. Any tool that serves the revolution.
- Ben de onaylıyorum.
- I second the motion.
Gözlerime bakın, içlerinde sadece bir gerçek var. Bunu da huzurlarınızda onaylıyorum.
Watch my eyes, there is only one truth in them, which I confirm in front of you, however,
Rahat bir şekilde onaylıyorum.
I grant it freely.
Majestelerinin hareket tarzını onaylıyorum, ama Kabine karar vermiş.
I approve Your Majesty's action, but the Council of State has made that declaration.
Ve ben... Ve ben onaylıyorum kayıtsız şartsız.
I approve it, unconditionally.
Yine de, erteleme talebinizi onaylıyorum.
However, I will grant a continuance as you have requested.
- Onaylıyorum.
I approve.
- Çok güzel, onaylıyorum! Bir işadamının gazetesi olmalıdır
Very good, I approve, every man of affairs should own a newspaper.
Bu, yaptığını onaylıyorum demek değil. Hatta anlamıyorum bile.
That doesn't mean I like what you've done, or what I've done, or even understand it.
# Ben, Amsterdam noteri Barchman, ifadeyi onaylıyorum, 05 Haziran 1642.
To this I testify, Pieter Barchman, notary in Amsterdam, on 5 June 1642.
Ve onaylıyorum.
And I approve.
Kesinlikle onaylıyorum. Senin gibi insanlarla IFB'de röportaj yapmalıyız.
We should be interviewing people like you on IFB.
Onaylıyorum.
I confirm the identification.
Söylenenleri onaylıyorum ve destekliyorum.
I confirm and stand by that which was said.
Şey tabi, onaylıyorum.
Well, sure, I'd favour that.
Bir kez daha, ikimizin ayrılmasının ne kadar hayırlı bir iş olduğu onaylıyorum.
I was just confirming what a fortunate thing it was that you and I split up.
" Gerçekten de iki erkeğin çözülmüş olduğunu onaylıyorum.
" I wish to confirm hereby that indeed, both males have been dehibernated.
sahili olmasa da, ben de onaylıyorum.
EVEN THOUGH THAT'S NOT THE COAST, I APPROVE.
Tamam. Bunu onaylıyorum.
okay. I'll give that to you.
Ben onaylıyorum.
I approve.
Acil duruma geçildiğini onaylıyorum.
I'm declaring a state of emergency.
- Onaylıyorum.
Acknowledge.