Parada tradutor Inglês
223 parallel translation
Peşin parada anlaşmıştık.
We had agreed a cash deposit.
Bu parada da aynı numara var.
And on his bill the same thing.
Aklın parada olduğu sürece...
As long as you can keep your mind on the dough...
Parada senin de payın var, tabii istersen.
The money is for you, too, if you want it.
Parada hakkın yok.
You got no call on it.
Bana bak Cassius, senin için de bana gözü parada diyorlar. Devlet işlerini para karşılığı değersiz kişilere veriyormuşsun.
Let me tell you, Cassius, you yourself are much condemned to have an itching palm, to sell and mart your offices for gold to undeservers.
Benim gözüm parada ha!
I an itching palm!
Galiba parada var.
Looks like money, too.
Parada anlaşmadan önce bunun memnuniyet verici olduğundan emin olmalıyım.
I'll have to make certain it's satisfactory before we settle on a price.
Bu parada olabilir, viski ve kızlarda
That goes for money, whisky and gals
"Bu parada olabilir, viski ve kızlar da"
That goes for money, whisky and gals
Olay faaliyette değil parada.
Don't give him a discount, make him pay.
Parada da ortak olurduk.
That'd mean half the money.
Akılları sadece alacakları parada.
Only things they're worried about is earning their pay.
Aklınız hep parada.
It's always money with you.
İstediğin parada indirim konusunu düşündün mü?
Change your mind about splitting payment?
Kesinlikle. Ama benim de bu parada 25 %'lik bir komisyon payım var.
True, but I'll get 25 % of the sum
İşimde ya da kazandığım parada... ya da benden daha güçlü olan... birçok şey konusunda... tevazu gösteririm.
I have humility in my work... or in respect of the money I earn... or the many things... that are stronger than myself.
Çalınan parada da bir miktar olabilir.
There might be some on the stolen money.
Sana tekne satabilecek birilerini tanıyormuş tabi parada anlaşabilirseniz.
He's got somebody on the outside who can sell you a boat if the price is right.
Elbette onu tanıyorum! Madeni parada görmüştür.
Well, the Cap's got his work cut out, then.
Madeni parada görmüştür.
She's seen me on a coin.
Parada da gözü yoktu.
He hadn't an itching palm.
Takılmak istemediğinden soyunup parada yuvarlanmak istemediğinden emin misin?
You're sure you don't want to hang around, get naked and roll around in all my money?
Sana biraz parada veririz.
Could be worth some money.
O parada hak iddia etmekte hiç gecikmedin değil mi?
Well, you certainly were quick to lay claim to that money, now, weren't you?
Ve para parayı çeker, para çeken şey parada yapar
But what makes money make money?
Ve nakit parada aslında değerli taştı şimdi senin iç çamaşırların.
And the cash that used to be the jewels is now your underwear.
Ve parada.
And the money.
O parada bizim de hakkımız var.
Some of that money is ours.
Bir kazık yetmiyor, bir de parada kazıklanıyorsun! Bekle lütfen.
You don't wanna get screwed and then screwed!
- Parada sistemine varış süresi?
- Time to Parada system?
- Parada'da mı?
- The Paradas?
Bilgisayar, Parada sistemine ne kadar kaldı?
How long to Parada system?
Parada kamaraları için erişim şifresini istiyorum.
I'd like the access codes to the Parada quarters.
Parada'dan gelen iletiler hakkında, Sisko tarafından girilmiş kayıtlar vardı, ama ne hakkında olduklarına dair bir şey yoktu.
There were entries by Sisko about messages from the Parada system, but no indication what they were about.
Odo, Sisko'nun kayıtları, gizli iletilerin, Parada sisteminden geldiğini gösteriyor.
Sisko's logs indicate that messages are coming from the Parada system.
- Parada sistemine varış zamanı?
- Time to Paradas system, computer?
Bilgisayar, Parada sistemindeki en büyük gezegeni belirle.
Identify the largest planet in the Parada system.
Parada IV.
Parada iv.
- Rotayı Parada IV'e ayarla.
- Adjust course to approach Parada iv.
- Parada IV'ün kaç uydusu var?
- How many moons around Parada iv?
- Parada sistemine yaklaşılıyor.
- Approaching the Parada system.
- Parada ll.
- Parada ll.
- Parada ll'de ne var ki?
- What's on Parada ll?
- Parada ll'ye bir rota çiz.
- Set a course for Parada ll.
Televizyon ve yabancı haklar çoktan ayarlandı parada anlaşıldı ve mekân ücretleri ödendi.
The cable and foreign rights have already been set up the purses negotiated and the site fees paid.
Bir madeni parada önemli olan şey ne durumda olduğu.
- What's important, what condition it's in.
Parada almıyorum zaten.
It's not like I'm getting paid.
Devika'nın gözü parada pulda değil. O beni seviyor.
All girls are not the same.
Böylece parada kazanırsın.
Now that's the way to earn some money.