Patladı tradutor Inglês
4,717 parallel translation
O sadece patladı. O iyi.
It's good, it goes well / i
Elimizde patladı.
Exploded right in our face
Ev patladıktan sonra, onu sahilden aldım.
I picked him up on the beach after the boat house exploded.
- Beraberce patladık, değil mi?
We had a blast together, right? - Yes.
Nelly orada bomba patladı.
Nelly, it was bombed out.
Kabak benim başıma mı patladı?
Is that the nigga whose room exploded?
Selam, tekerimiz patladı.
DANIELLE : Hey, we have a flat tire. ANTHONY :
Lastik patladı.
We got a flat tire.
- ve kimbilir, belki de çoktan patlamıştır ne de olsa onu, yıldızı 7.500 yıl önce terk eden ışık sayesinde görüyoruz -... patladığında, eşi benzeri görülmemiş bir afet olacak.
after all, we're looking at it by light that left the star 7,500 years ago- - it will be a cataclysm unlike anything we've seen before.
Galiba kafasının patladığını gördüm.
I think I saw his head explode.
Bana 8000 dolardan pahalıya patladı.
It cost me over 8,000 new.
Büyük patlama olduğunda evrendeki bir araya gelip sıkışmış bütün atomlar tek noktadan dışarıya doğru patladı.
When the big bang happened, all the atoms in the universe, they were all smashed together into one little dot that exploded outward.
Bu olay patladıktan sonra yani.
After this thing blows.
Telefonumun lastiği patladı..
My mobile had a flat tire..
Bombaların patladığı zaman, 12 devletin çalışır halde uzay istasyonları vardı.
12 nations had operational space stations at the time of the bombs.
"Vanguard sınıfı İHA'nın füze saldırısı sonucunda hedef alanın patladığını uydu onaylıyor."
"Satellite confirmed target site explosion " was result of missile strike from Vanguard-class drone. "
Leon'un ölüsü, yaşamasından daha pahalıya patladı.
- Fuckin'Leon's gonna cost me more dead than alive.
Tamamen "patladı"
Totally blown over.
Patladığında bu caddede olmak istemem.
I mean I wouldn't want to be within a street of this place when it goes up.
Benim başıma patladı zaten.
It all... backfired on me, anyway.
Vezüv patladığında ses çıkmış.
When Vesuvius erupted, it just went bang!
Volkanın patladığını görebiliyorum ve taşlaştım.
I can see the volcano erupting, and I am petrified.
Kafasının içinde bir şey patladı.
Something inside her head just blew.
Herhalde ana hat yine patladı.
Main line must have burst again.
Sonra silah patladı.
Then the bullet was fired.
Sadece bir saniyeliğine. Fotoğraf makinasının flâşının patladığı anda.
Just for a second, when the camera light flashed.
Flâş tekrar patladığında kimse yoktu.
And when the light flashed again, there was no one there.
Hey, sana patladığım için özür dilerim, çocuk.
Hey, sorry I blew up at you, kid.
Teksas hukukçularından sizi fidye ile kurtarmak çok pahalıya patladı Bay Ryland.
You were very expensive to ransom from the Texas lawmen, Mr. Ryland.
Üzgünüm bir anda patladı.
I am sorry He flew right out.
Patladı.
Exploded.
Kıskanç bir amcanın öyküsü. Tahtı meşru kraldan alma çabaları Yedi Krallık'a pahalıya patladı. Bir sürü kan ve altın.
A story about a jealous uncle whose attempts to usurp the throne from the rightful king cost the Seven Kingdoms dearly in blood and gold.
- Bodrumda su borusu patladı.
Oh, a water pipe burst in the basement.
Ödümün patladığını kabul etmekten gocunmuyorum.
I don't mind admitting I was terrified.
Tıpkı bu boncuklar patladığıında ve insanların suratına vurduğunda etrafında olmak istemiyorum gibi.
Like I don't wanna be anywhere near you when those beads pop off and shoot people in the face.
Evet, savaş patladığında orada orkestramla turdaydım.
Yes, I was touring there with my orchestra when war broke out.
Tam skandal patladığında.
Just as the scandal breaks out.
Sonra da balonun patladığını gördüm.
And then I saw the bubble burst.
Bir süpernova patladığı zaman parlaklığı tüm bir galaksinin parlaklığına eşit olur
When a supernova explodes, its brightness rivals that of its entire galaxy.
Albüm patladığında "Blackbird" eklenmiş halini yayınlarız.
When the album blows up, we'll do a special re-release, and drop "Blackbird" on it.
- Evet. 200 dolara patladı.
Yeah- - boy charged me two hundred bucks for it.
Kafası niye patladı?
Boy, why'd his head explode?
Patladığında kağıt yanmaz mı?
Won't the paper burn when it explodes?
- Şöyle yapalım, sen boyamasını bitir ardından ben de sana nasıl patladığını göstereyim, olur mu?
I tell you what, how about you paint it, and then later I can show you how to make it explode?
- Ve patladı.
And it blew up.
İşte şimdi patladı.
Mm. Now, that blows.
Elinde büyük bıçağı ile patladı.
Big knife. Kablooey.
Elektron voltları hesaplanamaz hale geldi, altımızdaki halka patladı ve o patlamadan ortaya çıkan enerji gökyüzüne fırladı.
The EV became incommensurable and flew. Energy that detonation he went to heaven, and became a storm cloud...
- Pencereler patladı kasırga gibiydi. - Yakalayın şunları.
Catch these guys.
Ödüm patladı.
And I was so scared.
Bir gün nihayet patladığında...
When it finally does blow up- - and who knows, maybe it already has ;