Pişman olmayacaksınız tradutor Inglês
233 parallel translation
Pişman olmayacaksınız.
You'll never be sorry for this.
Pişman olmayacaksınız.
You won't regret it.
Asla pişman olmayacaksınız.
You'll never regret this move.
Pişman olmayacaksınız Sir Guy. Her ne kadar şöhreti küçümseseniz de.
You won't regret it, Sir Guy, however much you scorn fame.
Buna hiç pişman olmayacaksınız Bayan Nolan.
And you'll never regret it, Mrs. Nolan.
Verdiğiniz paraya pişman olmayacaksınız beyler!
You won't regret your money, gentlemen!
sabah pişman olmayacaksınız.
Stay away from whiskey, you will no regrets in the morning.
Pişman olmayacaksınız.
You won't be sorry.
Asla pişman olmayacaksınız. Oxytone diş macunu, dişlerinizin aşınmasını önler.
You'll never regret, you'll never fret, if you use OXYTONE Toothpaste.
Pişman olmayacaksınız.
You'll never regret it.
- Pişman olmayacaksınız. İyiler, evet.
Sure.
Bu iyiliğinize pişman olmayacaksınız.
You won't regret this kindness.
-... pişman olmayacaksınız.
- in the Banco Zurich Swiss.
Söz veriyorum, pişman olmayacaksınız.
I promise you, you won't be sorry.
Beni aldığına pişman olmayacaksınız, Bay Rumson, size iyi bir eş olacağım.
You'll not regret taking me in, Mr Rumson. I'll make you a good wife.
Emin olun pişman olmayacaksınız.
You won't regret it, I guarantee you.
Tevye Efendi, pişman olmayacaksınız!
Reb Tevye, you won't be sorry!
Pişman olmayacaksınız, söz veriyorum.
Oh! You won't be sorry, I promise.
Merak etmeyin, pişman olmayacaksınız.
Don't worry, you won't regret it.
Pişman olmayacaksınız.
You won't regret this.
Anneniz de siz de hiç pişman olmayacaksınız.
You nor your mother will regret it.
Buna pişman olmayacaksınız.
You won't regret it.
Pişman olmayacaksınız.
You will not regret this.
- Pişman olmayacaksınız.
You won't be sorry. - Good.
Siz asla pişman olmayacaksınız.
You know you'll never regret it.
Pişman olmayacaksınız.
Oh, gee, you won't regret this.
Çok muhteşem bir iş çıkartacağım, pişman olmayacaksınız.
I'm going to do a realy great job, you won't be sorry.
Pişman olmayacaksınız. Whoo!
You won't regret this.
Bunun için pişman olmayacaksınız.
You shan't regret this.
Pişman olmayacaksınız, yarım saat daha.
You won't be sorry. One half hour more, okay? Please.
Bana güvenin, kararınızdan pişman olmayacaksınız.
Believe me. You won't regret your decision.
Sizden sadece beş dakikanızı istiyorum. Pişman olmayacaksınız.
If I could have five minutes of your time to show them to you you won't be disappointed.
İnanın, pişman olmayacaksınız.
Trust me, you won't be sorry.
Pişman olmayacaksınız, Bayan Benes.
You won't regret this, Ms. Benes.
Pişman olmayacaksınız efendim.
You won't regret this, sir.
Buna pişman olmayacaksınız, Teğmen.
You won't regret this, Lieutenant.
Bay Palmieri, pişman olmayacaksınız efendim.
Mr. Palmieri, you will not be sorry, sir.
- Pişman olmayacaksınız.
You won't regret it.
Pişman olmayacaksınız.
Yay. Okay, you're not gonna regret it.
Söz veriyorum pişman olmayacaksınız.
You guys will not regret this, I promise.
Pişman olmayacaksınız.
I promise you won't regret it.
Söz veriyorum pişman olmayacaksınız.
I promise you won't regret it.
- Pişman olmayacaksınız.
- You won't be sorry.
pişman olmayacaksınız.
You won't be disappointed.
Pişman olmayacaksınız.
You will be glad you did.
Ve buna pişman da olmayacaksınız.
And you won't regret your decision.
Telefonda buna pişman olmayacağınızı söylemiştim, ve olmayacaksınız.
I told you on the phone that you wouldn't regret it, and you won't.
Bay Bedeker, asla pişman olmayacaksınız.
YOU'LL NEVER REGRET THIS, NOT TO YOUR DYING DAY.
Pişman olmayacaksınız, efendim.
Sir, you won't regret it.
Pişman olmayacaksınız.
Thank you for the chance.
Bundan pişman olmayacaksınız Bay Malt.
- You won't regret this, Mr. Malt.