Rasputia tradutor Inglês
55 parallel translation
- Rasputia.
- Rasputia.
Rasputia kızarkadaşım olunca herşey değişmişti.
Everything changed once I had Rasputia as my girlfriend.
Ve Rasputia'dan dolayı hayatımda ilk kez... gerçek bir ailem olmuştu.
And because of Rasputia, for the first time in my life, I had a real family.
Rasputia'nın üç kardeşi vardı.
Rasputia had three brothers.
Zaman ilerledikçe Rasputia ve ben giderek daha da yakınlaştık... hem lisede hemde birer yetişkin olarak.
As time passed, Rasputia and I got closer and closer, in high school and as adults.
Elbette Rasputia ile aramızdaki ilişki içinde... bir sonraki aşamaya geçmemiz gayet doğaldı.
Of course, it was only natural that Rasputia and I would take the next step in our relationship.
Haydi, Rasputia!
Go, Rasputia!
Norbit ve Rasputia'ya.
To Norbit and Rasputia.
Rasputia, ikimizde biraz gerginiz biliyorum ama bunu daha önce hiç yapmadık ki. Fakat acele etmeyelim sevgilim.
Rasputia, I know we're both nervous because we've never done this before, but we can take our time, darling.
Rasputia delice aşıktı.
Rasputia was so full of love.
Günaydın, Rasputia.
Morning, Rasputia.
"Günaydın, Rasputia," kıçımın kenarı.
"Morning, Rasputia," my ass.
Gidebildiği kadar geride zaten, Rasputia.
It looks like it's back as far as it goes, Rasputia.
Rasputia beni her zamanki şeyi almak için gönderdi.
Rasputia sent me down here to get the usual.
Rasputia'nın bu kadar erken evde ne işi var?
What's Rasputia doing home so early?
- Sen Rasputia'nın tap-dans öğretmenisin.
- You're Rasputia's tap dance teacher.
Rasputia, beni aldattın!
Rasputia, you cheated on me!
Rasputia, yemin etmiştik.
Rasputia, we took vows.
Rasputia, yemin etmiştik ve beni aldattın!
Rasputia, we took vows, and you cheated on me!
Bak, Rasputia, son günlerde oldukça fazla yiyorsun... o yüzden büyük bir ihtimalle...
Well, you know, Rasputia, you've been eating so much lately there's a very strong possibility that...
Rasputia, ne yapıyorsun?
Rasputia, what are you doing?
Rasputia, yapma, hayır!
Rasputia, don't! No! No!
Rasputia, sen alçak, bencil, soğuk, kalpsiz bir kadınsın. Seni terkediyorum!
Rasputia, you are a mean, selfish, cold, heartless woman, and I am leaving you!
Kate, bu benim eşim, Rasputia Latimore, ve Rasputia, bu da Kate.
Kate, this is my wife, Rasputia Latimore, and, Rasputia, this is Kate.
- Ne var, Rasputia?
- What, Rasputia?
- Rasputia, şarap içemezsin.
- Rasputia, you can't drink wine.
Rasputia beni bekliyor.
Rasputia's waiting for me.
Selam, günaydın, Rasputia.
Hey. Good morning, Rasputia.
Sen Su Parkını sevmezsin ki.
You don't like water parks, Rasputia. No.
Rasputia. Hayır. Sen Su Parkını sevmezsin ki.
You don't like water parks, Rasputia.
Kate, ben Rasputia'yı da getrirdim, umarım mahsuru yoktur.
Kate, I hope you don't mind. I asked Rasputia to join us.
Rasputia.
It's Rasputia.
Rasputia, boğazıma kadar işe gömülmüş durumdayım.
Rasputia, I'm just loaded up with paperwork up to my ear.
Rasputia, Crestview şantiyesindeki boyacılar gıdadan zehirlenmiş.
Rasputia, the painters from the Crestview site got food poisoning.
Rasputia?
Rasputia?
Selam, Rasputia.
Hello, Rasputia.
Bu şehirde herkes Rasputia Latimore'un güzel olduğunu bilir.
Everybody in this town know that Rasputia Latimore is fine.
Rasputia.
Rasputia.
Çocuklar, Rasputia'ya tuvaletin tamir edilmesi lazım dedim. O da benim halletmem gerektiğini söyledi. O yüzden gidip bu işi halledeceğim.
Guys, I told Rasputia the toilet needed to be reinforced and she said that I should take care of it, so I'm gonna go take care of that.
Sanırım sen ve Rasputia buraya sık sık geliyorsunuz. Hayır.
I guess you and Rasputia come here a lot, huh?
Bir keresinde Sam açık büfe yemek almıştı... Rasputia da bunu kişisel bir yarışma gibi algıladı ve işin rezaleti çıktı.
We used to, but she got banned for life because Sam had an all-you-can-eat buffet once and she took it as a personal challenge, and it got pretty ugly.
Biliyor musun... bazen Rasputia ile hiç evlenmemeliymişim diye düşünüyorum.
I tell you, you know, sometimes I think I should've never married Rasputia.
Benim sevdiğim ve önemsediğim tek bir kadın var. O da canım karım, Rasputia!
The only woman I have ever, ever loved and ever cared about was my darling wife, Rasputia!
Tek istediğim kıymetli karım, Rasputia!
All I need is my beautiful, precious wife Rasputia!
- Hadi, Rasputia!
- Come on, Rasputia!
Kendi kahrolası işine bak, Rasputia!
None of your GD beeswax, Rasputia!
Seninle geçirdiğim şu son iki hafta var ya.... Rasputia ile yaşadığım tüm rezil hayatımdan çok daha kıymetli.
And the last two weeks I spent with you have meant more to me than my whole entire miserable life with you, Rasputia!
Rasputia!
Rasputia!
Rasputia ve Latimore'lardan... bir daha haber alamadık.
As for Rasputia and the rest of the Latimores, we never heard from them again.
Rasputia.
No.
Eskiden gelirdik ama Rasputia artık ömür boyu yasaklı.
Oh, no.