English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ S ] / Satıldı

Satıldı tradutor Inglês

2,340 parallel translation
Jeffrey McGuigan adında... bir internet milyonerine $ 26.000'a satıldı.
It was sold for $ 26,000 to an Internet millionaire named Jeffrey McGuigan.
Arazi satıldıktan kısa süre sonra annem öldü. Birkaç yıl sonra peşinden babam öldü.
My mother died shortly after the sale of the property, my father followed a couple of years later.
Onun satıldığı yaştan biraz daha büyüktüm.
A little older than she was when she was sold.
Geçmişte de kadavralar pek çok kez alınıp satıldı.
Not for a man of means. Cadavers have been bought and sold in the past.
Bugün iki tablo satıldı.
Sold two paintings today.
Elimde dün gece size satıldığı hakkında deliller var.
I have evidence that you purchased it last night.
Satıldı.
Sold.
Bu yüzük çoktan satıldı.
This ring has already been sold.
- Çanta satıldı.
The... the bag sold out.
Satıldı.
Last night.
Ailen beni bekliyor. Pazartesi sabahı buraya gelip personelin karşısına çıkıp onlara şirketin satıldığını söyleyeceğim çünkü biliyorum ki sen bunu beceremeyeceksin.
Well, Monday morning, I'm gonna have to come here and face our staff and let them know the company's been sold, because I know you're not gonna handle that.
Hepsi satıldı.
all gone.
Süpermarketlerde silah satıldığını biliyor muydun?
Did you know you could buy a gun at a superstore?
CDO'lar müşterilere "güvenli" yatırımlar olarak satıldı.
THE CDOs WERE SOLD TO CUSTOMERS AS "SAFE" INVESTMENTS.
Wall Street'in payandalarından olan... Mart 2008'de, yatırım bankası Bear Stearns'un nakdi bitti ve hisse başına iki dolara JP Morgan Chase'e satıldı.
In March of 2008, the investment bank Bear Stearns ran out of cash, and was acquired for two dollars a share by JP Morgan Chase.
Ama aldığım kredi parçalara bölünerek bankalara, serbest yatırım fonlarına ve dünyanın dört bir yanındaki yerel yönetimlere satıldı bile!
But my loan has already been sold in pieces to banks, hedge funds and municipalities across the globe.
- Bütün yerler satıldı.
A full house!
- Satıldı!
- Sold.
Türünü devam ettirmen için uygun çevre. Satıldı!
To replicate your native marshy environments.
Hepsine ABD Avukatlık Bürosu tarafından el konuldu ve federal açık artırmada satıldı.
All seized by the u.S. Attorney, all sold at federal auction.
Adam, FBI tarafından yakalanıp Ruslara satıldı.
He was picked up by the FBI then he was traded to the Russians.
Kime satıldı?
Sold to who?
Ne kadar "New York'u seviyorum" anahtarlığı satıldığı umurunda değil.
You don't care how many "I heart New York" keychains sold.
Yada onu satanı bulmak için bir şeyi olmalı. Onu yapanı bulursak, Nerede satıldığını bulabiliriz.
Let's find out who makes it, where they sell it.
Doğu Amerika Birleşik Devletleri'nde nerede satıldığını bilmemiz gerekiyor?
I need to know where it's sold in the Eastern United States.
Çin seramik heykel 400,000'e satıldı.
Chinese ceramic statue sold for £ 400,000.
Adeta bir sansasyon yaratan kitabın onbinlerce kopyası satıldı ve kraliçeden aşağıya doğru nüfuz sahibi herkes tarafından okundu.
It was a literary sensation selling tens of thousands of copies and it was read by everyone of influence from the Queen downwards.
Köle olarak satıldı,
He was sold as a slave
Sen tükürme resimdir birini ben çiçek satıldı yıl önce.
You are the spitting image of someone I sold flowers to years ago.
Satıldı. 5.75 milyon.
Sold for $ 5.75 million.
Pekala. Son uyarı, ve... Satıldı. 10 milyon dolar.
Fair warning, and... sold for $ 10 million.
Ve parça değerinde çok daha fazlaya satıldı.
And the piece sold for way more than it was worth.
Zughaan denen bir bitkinin el altından satıldığına dair söylentiler var.
There are rumors that a plant called Zughaan is circulating on the black market.
73. sokaktaki evin eşyalarının neredeyse hepsinin bir çırpıda satıldığını söylemekten mutluluk duyuyorum.
I'm happy to tell you that nearly all of the furniture from the 73rd Street residence sold just like that.
- Hepsi satıldı. - Lütfen.
Completely sold out of those.
Her şey satıldı ya da postalandı.
Everything was sold off or shipped out.
"Kayıt 442-1 Ryu Mok-hyeong tarafından satıldı"
Majeri 442-1 Sold by RYU Mok-hyeong
Onlar da özel bir açık arttırmada satıldı.
They ended up for sale at a private auction.
Onların bir lokantada mı yoksa, bir hayvan dükkanında mı satıldığını da bilmiyorum.
I don't know if you get them in a food shop or pet shop.
Beş yıl evvel Mei kaçırıldı ve buraya satıldı.
Five years ago Mei was abducted and sold to this place.
Cole'un kitabının bulunup satılığa çıkarıldığı haberini yayabiliriz.
What if we put word out that Cole's book had been found and it's for sale?
En saygın ve büyük yatırım bankalarından Lehman Brothers iflasını ilan etmek mecburiyetinde bırakıldı. Merrill Lynch, bugün satılmaya mecbur bırakıldı.
Over the weekend, Lehman Brothers, one of the most venerable and biggest investment banks, was forced to declare itself bankrupt ; another, Merrill Lynch, was forced to sell itself today.
Bu durum CDO'ları emeklilik fonları için çekici kıldı çünkü fonlar sadece yüksek dereceli menkul kıymetler satın alıyordu. MORTGAGE YENİDEN YAPILANDIRMASI
This made CDOs popular with retirement funds, which could only purchase highly rated securities.
Bu alıştığımız pazarlığın yapıldığı bahçe satışlarından değil mi?
No. Isn't it traditional to haggle at a yard sale?
Leo, Oksana'yı buldu ve satıcısının Aston Martin'ini çalarak oradan ayrıldılar.
Leo tracked Oksana down and left with her, stealing her pimp's Aston Martin as a getaway.
Hırsız ölmeden önce koleksiyondaki parçanın satışının çoktan yapıldığını söyledi.
The thief, before he died, said there was already a buy for something in the collection.
Bu yıldız ve içinde bulunduğu nebula neredeyse 1 milyon ışık yılı uzaktaydı. Mümkün olduğunu düşündüğümüzden çok daha uzaktı.
His star, and the nebula in which it sat, were almost a million light years away, far further than had been thought possible.
Eğer şefi bir yıldır görmüyorsan üç ay önce satın aldığı cipi biliyor olduğunu nasıl açıklayacaksın?
If you haven't seen the chief in over a year, How do you explain knowing about an s.U.V. He bought three months ago?
Chad Taylor bundan satın alıyordu ve neredeyse bir yıldır çalışmıyor.
Chad Taylor was buying it, And he's been out of work for almost a year.
Dwight Schrute, yıldız satışçı, pancar yetiştiricisi. Oda-kahvaltı işletmecisi.
Dwight Schrute, star salesman, beet farmer.
- Üniversitedeyken,... kendini önemli bir uyuşturucu satıcısı olarak gören bir adama takıldım.
At University, I fell in with a guy that fancied himself as a big-time drugs dealer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]