Saygısızlık etmek istemem tradutor Inglês
988 parallel translation
Saygısızlık etmek istemem ama neler yaşadığımı bilmiyorsun.
All due respect, you have no idea what I'm going through.
Saygısızlık etmek istemem ama bir daha onun adını özellikle onun önündeyken duymak istemiyorum.
And I don't want - with all due respect - to hear her spoken of - especially in front of -
Michiko'ya saygısızlık etmek istemem, ama ihtiyar adam gerçekten inatçı biri.
No disrespect to Michiko, but the old man is really stubborn.
Ben bir ölünün arkasından saygısızlık etmek istemem ama... Nanny çok içten pazarlıklı bir kızdı.
I certainly don't want to speak disrespectfully of the dead... but that Nanny was strictly a purpose girl.
Saygısızlık etmek istemem ama düşümü gerçekleştirmek uğruna hayatımı vermeye razıyım.
With all due respect... this is something I must do, no matter what the cost.
- Saygısızlık etmek istemem ama TV departmanımız...
- With all due respect to our TV department.
Fransa bayrağına saygısızlık etmek istemem.
I meant nothing disrespectful to the flag of France, sir.
Size saygısızlık etmek istemem. Buradan hemen uzaklaşmayı düşünüyorum.
With all due respect, I'm going to get the hell out of here.
George'a saygısızlık etmek istemem, ama geleneksel bir balo bu.
It's not that I'm unfeeling about George, but we always have it.
- Efendim, saygısızlık etmek istemem ama...
- Sir, I most respectfully object to...
Mösyö, saygısızlık etmek istemem, ama zaman insanları geliştirir mi?
Monsieur, I hope I don't offend you. Do people improve with age?
Saygısızlık etmek istemem efendim, ama albay saçmaladı efendim.
Meanin'no disrespect to him, sir, I'd say the colonel ought to muck off, sir.
Kaptan, saygısızlık etmek istemem ama mürettebata söyleyemezsiniz.
They deserve to know. Captain, no disrespect intended, but you must surely realise you can't announce the full truth to the crew.
Saygısızlık etmek istemem ama insan tabii merak ediyor.
I hope you won't think I'm prying, but, naturally, one is curious.
Saygısızlık etmek istemem ama, kiliseye gitmek için bula bula bu zamanı mı...
I don't mean any disrespect, but of all the times to go to church...
Saygısızlık etmek istemem ama rahmetli artık yumuşamaya başlamıştı.
Let's face it, with all due respect, the Don - rest in peace - was slipping.
Saygısızlık etmek istemem ama, efendim destek almak bu kurumun tek şansı.
With all due respect, sir... backing us up is the only hope that the Police Department has got.
Saygısızlık etmek istemem, matmazel ama tüm magazin haberlerinde varsınız.
No disrespect, mademoiselle. But you are in all the papers :
Saygısızlık etmek istemem ama ortalık sizi rahatsız edebilecek it kopukla dolu.
With all due respect, but there are all kinds of pricks who insist.
Komutan, saygısızlık etmek istemem ama Mavi Filo, tankerler patladığında yakınında bile değildi!
Commander, with respect, Blue Squadron was nowhere near when the tankers blew up!
Yaratıcı baba, saygısızlık etmek istemem ama lazere yaklaşanlar kırbaçlanıyorlar.
With all reverence, they are whipped if they come near the pulsar.
Saygısızlık etmek istemem ama Konsey sorgulamanın bitirilmesini emretti.
With all due respect, the Council has ordered the interrogation terminated.
Hayır, saygısızlık etmek istemem Bayan Van Helsing...
No, with your permission and all due respect to Miss Van Helsing...
Saygısızlık etmek istemem efendim ama Bayan Braun'un alanımızda kesinlikle hiçbir tecrübesi yok.
With all respect, sir, Mrs. Braun has absolutely no experience in our field.
Everett, saygısızlık etmek istemem ama... bu sağlıklı bir yaklaşım değil bence.
Everett, with all due respect... I don't think that's a very healthy attitude.
Saygısızlık etmek istemem, efendim, ama cam yapımı hakkında en ufak bir bilgim yok.
With all due respect, sir, I know nothing at all of glass-making.
Saygısızlık etmek istemem, ama dediklerinizden bir şey anlamadım.
I don't want to be rude, but I don't understand what you're telling me.
Eğer o binadaki herhangi bir objeye bir zarar gelirse... saygısızlık etmek istemem ama, bunun çok ciddi sonuçları olur.
And if any harm comes to any object in that building... with all due respect, there'll be grave consequences.
Saygısızlık etmek istemem ama onun iyi bir rahip olduğunu düşünüyorum.
I don't mean to be disrespectful, but I think that he's a good priest.
Saygısızlık etmek istemem... Asla. Aksine ama muzun olduğumda, sizin yaptığınızı... yapabilecek kadar cüretli olmak isterdim.
I mean you no disrespect... not at all, to the contrary... but I wish when I had graduated,
Saygısızlık etmek istemem efendim ama
With all due respect, sir,
Üstlerinize saygısızlık etmek istemem ama onu en az sizin kadar ben de istiyorum.
I hate to pull rank on you, but I want Grove Industries as bad as you.
Saygısızlık etmek istemem ama Binbaşı, duyduklarıma göre onları elde tutmak kolay değil.
But with all due respect, Major, from what I hear, it'll be no easy trick holding'onto'em.
Saygısızlık etmek istemem ama efendim, Albay Smith'in sıra dışı stratejilerinin mahkemeye karşı çok etkili olacağını düşünmüyorum.
With all due respect, sir, I don't think Colonel Smith's unorthodox strategies will be very effective in the face of a court-martial.
Ama Ekselanasları saygısızlık etmek istemem ama insanlar anlayacaklardır.
But with all due respect, Your Excellency, the people will understand.
Saygısızlık etmek istemem ama bana ne zaman soru sorsanız, cevabınız da hazır oluyor sanki.
Well, with all due respect it seems that whenever you ask me a question, you already have the answer.
Saygısızlık etmek istemem, efendim...
With all due respect, sir...
Saygısızlık etmek istemem ama, kimliğinizi gösterebilir misiniz? İşte...
I don't want to appear impolite, but do you have any I. D.
Saygısızlık etmek istemem, ama bunun için biraz geç kaldık.
With all due respect, Mrs. Timkin, it's a little late for that.
Baştan çıkarmak gibi sıradan bir şeyle... senin zekana saygısızlık etmek istemem.
I wouldn't insult your intelligence with anything as trivial as seduction.
- Saygısızlık etmek istemem, ama, zamanımızı buna ayıracak lükse sahip değiliz.
No disrespect, sir, but we cannot afford the time.
Kaptan, saygısızlık etmek istemem, ama bu sizi ilgilendirmez.
Captain, with all due respect, that's not your concern.
Saygısızlık etmek istemem, ama belirtmek isterim ki, hiç kimse Karnas'ın taleplerini duymuş değil.
With respect, admiral, I would point out that no one else has heard or considered Karnas'demands.
Saygısızlık etmek istemem ama hurafelere inanmam
With all due respect, I don't really believe in superstition.
Saygısızlık etmek istemem ama, Baba, onu çok seviyorum.
With all due respect, Godfather, I love her so much it hurts.
- Saygısızlık etmek istemem ama burada salaklıkla suçlanan ben miyim, anlayamadım.
- Then, with all due respect, I hardly see that I should be the one accused of being silly.
- Saygısızlık etmek istemem ama Atılgan bir fecaat.
- The Enterprise is a disaster.
Saygısızlık etmek istemem, efendim, takımımı oraya tekrar geri gönderin.
With due respect, sir, let me take my team back in there.
Morgan Freeman veya Denzel Washington'a saygısızlık etmek istemem..... ama kardeşim, dalga içiyormuşsun diye duydum.
No disrespect to Morgan Freeman or Denzel Washington... but, brother, I hear you are smoking.
Saygısızlık etmek istemem ama... Şey... köklü bir ailen yoktu diyelim nazikçe.
Now, no disrespect intended, but, um... you were spawned by a couple of brier-hoppers.
Saygısızlık etmek istemem ama ben olsam Harpoon'la başlardım.
With all due respect, I'd run this past Harpoon first.
saygısızlık etmek istemem ama 16
istemem 270
saygılarımla 186
saygı 58
saygılar 76
saygısız 19
saygıdeğer 16
saygı mı 17
saygıdeğer efendim 18
istemem 270
saygılarımla 186
saygı 58
saygılar 76
saygısız 19
saygıdeğer 16
saygı mı 17
saygıdeğer efendim 18