Teorik olarak tradutor Inglês
960 parallel translation
Teorik olarak, ciğerlerindeki suyla karşılaştırarak nerede boğulduğunu saptamak olası.
In theory, it's possible to confirm the drowning site by finding a match with the water in his lungs.
Ama yalnız teorik olarak?
But only in theory?
Ama, sevgili Bayan Elizabeth, ne kadar güzel ve sevimli olursanız olun... teorik olarak meteliksiz... olduğunuzu unutmayın.
But, my dear Miss Elizabeth, I think you ought to take into consideration that in spite of your loveliness and amiable qualifications, you are practically penniless.
Teorik olarak bakış açını anlıyorum.
I see your point of view, theoretically.
- İşte bundan dolayı, teorik olarak annem aracılığıyla, benim de dük olmam, mümkündü.
It was therefore theoretically possible that via Mama I might inherit the dukedom.
Teorik olarak mümkün.
It is theoretically possible.
Teorik olarak çok daha iyi bir etkisi olması gerek.
Theoretically, it should have a much greater effect.
Teorik olarak ilk tepki ne olabilir doktor?
- What might be the first reaction?
Teorik olarak.
Theoretically.
Nasıl? Tamamen teorik olarak elbette.
Uh, purely theoretical, of course.
Teorik olarak kanıtlandı.
It's proved in theory.
- Teorik olarak işe yaramalı.
- Theoretically, it should work.
- Teorik olarak, işe yaramazsa işimiz biter.
- Theoretically, we'll be dead if it doesn't.
Teorik olarak soygun bölgesel bir suç.
Technically, I suppose it is a territorial offence.
- Doktor, bu teorik olarak mümkün mü?
Is it theoretically possible, doctor?
Teorik olarak mümkün.
Well, it is theoretically possible.
Teorik olarak evet.
Theoretically.
Teorik olarak evet.
Theoretically yes.
- Nazilere katılan hiç komünist var mıydı? - Teorik olarak yoktu. Ama onlara soracak değildim.
– Or members of the S.S. – Nazis or members of the S.S.
Teorik olarak garantili çiftçi fiyatlarına son vermeye inanıyor olsak da tüketici fiyatlarını gerçekçi bir düzeyde tutmak için ona mukabil ithalat vergisinin koyma gereğine de inanıyoruz.
Now although we believe, theoretically, in ending guaranteed farm prices, we also believe in the need for a corresponding import levy to maintain consumer prices at a realistic level.
Bu sekans pratik ve teorik olarak pratikte ve teoride filmin ne konuda olacağıyla ilgilidir.
This sequence introduces, practically and theoretically... in practice and in theory, what the film is going to be.
Şey, teorik olarak... evet.
Well, in a theoretical sense,... yes.
Teorik olarak, haklısınız... ama bu onların umurunda değil.
In theory, you're right but they won't listen to reason.
Şimdi teorik olarak, Waterlow, Eğer küçük miktarda kötülük serumunu kişinin kan dolaşımına verirsek bu kişi hayatının geri kalanında onu yoldan çıkaracak bu dünyadaki tüm kötülüklere karşı dayanıklı olabilecek.
Now, theoretically, Waterlow, if a minute quantity of evil serum... were introduced into the bloodstream of an individual... that individual should be proof against contamination... by the evils of this world for the rest of his or her life.
Sizler artık suça karşı verilen savaşa katılmaya ve teorik olarak öğrendiğinizi caddelerde pratiğe dökmeye hazırsınız.
You men are now prepared to join the war against crime and put the theory you have learned into practice in the streets.
Teorik olarak, tam şu an, ama her zaman geç kalırlar...
Theoretically, right now, but they are always late...
Teorinin ihtiyaç duydugu buydu fakat bu ihtiyaç teorik olarak biçimlendirilmemistir.
They are a requirement of theory, but had not been formulated theoretically.
- Teorik olarak uyuyakalmışlardır.
Asleep, theoretically.
- Teorik olarak olamaz...
Well, it can't be, theoretically.
Bunun teorik olarak mümkün olduğuna eminim.
I am theoretically certain it is possible.
Kendisinin çocuğu olsun istemiyordu, çünkü hiçbir oğlun öyle tanrısal bir babanın gölgesinde gelişemeyeceğini biliyordu ama ondan sonra teorik olarak neyin mümkün olduğunu duydu.
He had denied himself children because he knew that no son could flourish in the shadow of so God-like a father!
Teorik olarak evet ama bu binlerce yıl sürer.
Theoretically, yes, but it would take thousands of yahrens.
Teorik olarak evet, ama bu binlerce yıl sürer.
Theoretically, yes, but it would take thousands of yahrens.
Teorik olarak, ateşin amacı ısıtmaktır, değil mi?
Theoretically, a fire is meant to warm, eh?
Eriyerek teorik olarak Çin'e kadar gidebilir.
It melts through the ground, theoretically to China.
Işık hızına ulaşmanın yüzde 99.9'u teorik olarak mümkün.
99.9 percent the speed of light is just fine.
Teorik olarak, April'ın senin için tasarlamış olduğu volkanik tabakalar seni 800 derece sıcaklıkta bile bir salatalık kadar serin tutacak.
In theory, the pyroclastic lamination that April's designed for you should keep you as cool as a cucumber up to 800 degrees.
Teorik olarak.
In theory.
Teorik olarak mı?
In theory?
- Teorik olarak.
Theoretically.
- Ne demek, teorik olarak?
What do you mean, "Theoretically"?
Teorik olarak biz zaten ölmeliydik.
Theoretically, we should already be dead.
Teorik olarak, kocanızın bütün hastaları... bir tanığı ortadan kaldırmak istemiş olabilir.
Theoretically, all your husband's patients... could've had an interest in getting rid of a witness.
Sadece teorik olarak, ya bakir ise?
Just hypothetically, what if he was a virgin?
Teorik olarak, bu fotonları dilithium odasına enjekte etmek suretiyle kristallerin yeniden yapılanmalarını sağlayabiliriz.
These photons could then be injected into the dilithium chamber causing crystalline restructure, theoretically.
Bu reaktörlerden nerede bulabiliriz? teorik olarak?
Where would we find these reactors, theoretically?
Bize hem teorik hem de pratik olarak nasıl enayi olacağımızı öğrettin.
You've given us a fine course in the theory and practice of being a sucker.
Teorik olarak.
In theory. on some engineers.
Yalnızca teorik olarak.
In theory.
Günümüzde, Pearl Harbor'a teorik saldırı amaçlı savaş oyunları, saldırı kuvveti olarak altı uçak gemisinin gerekliliğini açık bir biçimde göstermektedir.
Today's war games of a theoretical attack on Pearl Harbor clearly show the need for six carriers in the attack force.
Raporda belirtilen olayları tam olarak anlamak için Dr. Carol ve David Marcus tarafından üretilen Yaradılış cihazı hakkındaki teorik verilerin incelenmesi gerekir.
To fully understand the events on which I report, it is necessary to review the theoretical data on the Genesis device, as developed by Doctors Carol and David Marcus.