Uyuşturucudan tradutor Inglês
850 parallel translation
Uyuşturucudan zehirlenmiştiniz.
You've been suffering from narcotic poisoning.
Kardeşini uyuşturucudan yakalamıştınız.
You nabbed his brother on a narcotics rap.
Uyuşturucudan hiç söz etmedi.
Mr Tomato never mentioned narcotics to me.
Alkol veya uyuşturucudan daha az ölümcül bir bağımlılık diye avunuyorum.
I'm just relieved that it's less lethal than drink or drugs.
1950.. Uyuşturucudan 12 ay.
1950 : 1 2 months for drug trafficking.
Uyuşturucudan.
Drugs.
Bu uyuşturucudan değil, o hasta.
It's not the drugs making her sick.
İyi de oldu, fazla doz uyuşturucudan hastanede şimdi.
Anyway, it's just as well, because he's in the hospital with the dose.
Ben uyuşturucudan içerideydim.
I don't know. I was in for dope, see?
Uyuşturucudan beyni sulanmış 25 yaşındaki bir yeniyetmenin beni andropoz konusunda aydınlatması eksik kalmıştı!
Some cockamamie 25-year-old acidhead... is gonna reassure me about the menopause now!
- Uyuşturucudan ölüyorum.
I'm dying from the dope, Esther.
"... takmışın serumu koluna, uyuşturucudan öleceksin! "
Lying there almost dead On a drip in that bed
Ben de uyuşturucudan yana değilim.
I also don't believe in drugs.
- Uyuşturucudan.
- Narcotics.
Kızımın uyuşturucudan kurtulmasına yardım etmişti.
He helped get my daughter off drugs.
Uyuşturucudan tutukladık.
We arrest for drugs.
Uyuşturucudan uzak dur, ve çok başarılı ol.
Stay off the junk, and you'II go far.
Bu uyuşturucudan kurtulmam lazım.
I gotta get rid of this dope.
"Uyuşturucudan, ardına kadar açılmış müzik sesinden, televizyondan, suçlardan,..... çöplerden dolayı duyarsızlaşmış bu kentte varlığını sürdürmek ne kadar zor."
"How hard it was to exist in a society desensitised by drugs, loud music, television, crime, garbage..."
Uyuşturucu kaçakçıları, uyuşturucudan beyni bulanmış kaçakçılar.
Drug runners, spaced-out drug runners.
Biliyormusun bir keresinde uyuşturucudan ölen Endonezyalı birisi için beni buraya çağırmışlardı.
You know I once caught the pox off some Indonesian bird here,
Uyuşturucudan kurtardı.
He got me clean.
Uyuşturucudan uzak durabilseydi... bir şansı olabilirdi
If he could stay off the drugs, he might have a chance.
Kim uyuşturucudan zevk almaz.
Nobody even got to enjoy the stuff.
Bazen uyuşturucudan şüpheleniyorum.
Sometimes I think it's drugs.
Kesinlikle uyuşturucudan. Temiz hava alan insanlar, böyle şeyleri takmazlar kafalarına.
It's got to be drugs,'cause people on pure air don't worry about things like that.
Hayatımda ilk kez hem içkiden, hem uyuşturucudan uzak duruyorum.
And this is the first time, I think, in my life I feel like this... being sober and then being off drugs too.
Uyuşturucudan beyninin yok olduğunu bilmiyordum.
I didn't know he had shot his brains out.
- Uyuşturucudan nasıl eminsin?
- How can you be sure it'll be drugs?
Muhteşem bir çocuk o. Ünlü olmak İçin her şeyi var ama uyuşturucudan vazgeçemiyor.
He's got everything you need to make it big, but he's a dope addict.
Uyuşturucudan öylesine zom olmuşşsun ki, onu bile tanıyamamışsın.
So doped up you didn't even recognize him.
Albert 10 dakika içinde polisi arayacak ve onlara bir eroin hikayesi anlatacak. Uyuşturucudan sabıkalı tenis oyuncusunun Mustang'inde.
In 10 minutes, Albert will call the police and tell them a tale of heroin, 1970 Mustangs aging tennis pros with drug records.
Evet, bahçede herkes uyuşturucudan bahsediyor.
Yeah, well, word on the yard is, you deal drugs.
- Uyuşturucudan.
- Drugs
Uyuşturucudan uzak duruyorum.
I haven't done drugs in a year.
- Uyuşturucudan ölmüş birini görmek istiyorsunuz sanırım,
- You want to see the drug-related ones, right?
Pezevenklikten, çocuk pornosundan, uyuşturucudan cinayetten sayısız kere tutuklanmıştır.
Numerous arrests for pimping, child pornography, drug dealing, murder.
Polis ve uyuşturucudan haberim yok.
I don't know anything about any drugs or any police.
Neden sürekli uyuşturucudan zencilerden, eşcinsellerden Yahudilerden söz ediyorsun duruyorsun?
Why are you always talkin about the drugs and niggers... and homos and Jews? - Isn't there anything else to talk about? - You know what I hate?
Uyuşturucudan elde ettiğimiz geliri Latin Amerika'daki ayaklanmaları desteklemek için kullanıyoruz. Böylece ülkemiz en güçlü ülke olarak varlığını sürdürebilir.
We only sell drugs to raise money to support Latin American rebel forces so that our country's power is strengthened.
Uyuşturucudan dolara, sonra Kruger altınına.
Now drugs to dollars to Krugerrands.
Bu çocukları uyuşturucudan uzak tutmak için çok uğraşıyoruz.
We ´ re trying so hard to keep these kids off drugs.
Uyuşturucudan uzak dur. - Tamam.
Stay Away From That Dope.
Beni uyuşturucudan o kurtardı.
He found me and he got me off dope.
Ve uyuşturucudan dolayı kontrolünü kaybetmişti.
And he was out of control on narcotics.
Ramon Cota, Seni uyuşturucudan tutukluyorum...
Ramon Cota, you're under arrest for drug...
Onları avluya soktuk ve yüksek bir doz o uyuşturucudan verdik.
And... we put them in this courtyard, And we fed them huge doses of the stuff.
Belki de bir süre uyuşturucudan uzak durmalısın.
I'm thinkin'maybe you oughta leave off the stuff for a while.
Demek ki aşırı alkol ve uyuşturucudan sızdı.
So there it is. He's falling over drunk and drugged up... and you help him to the van?
Bayan Pigot uyuşturucudan arındı ve Baudrillard Enstitüsü'ne geri döndü.
She's OK
Daha önce uyuşturucudan ve kavgadan dolayı tutuklanmış.
- Arrests for drugs, brawling. - Terrific.