Yaparım tradutor Inglês
35,271 parallel translation
Siz olmadan ne yaparım hayal bile edemiyorum.
I really can't imagine being here without you.
Elimden geleni yaparım.
I'll do my best.
Bunu seve seve yaparım.
I'd love to figure it out.
Ben yaparım.
Let me do it.
Evet, Vestron'a vardığımda da aynısını yaparım.
Yeah, I'll do the same when I get to Vestron.
- Evet, yaparım sadece!
- Yeah, I just might!
Eğer babamla beni yemene engel olacaksa pizza için her şeyi yaparım.
If it keeps you from eating me and Dad, I'm all for it.
Boynuna ilmeğin geçmesi için her şeyi yaparım.
Anything to put that rope round his neck.
Ben yaparım.
I'll do it.
Kabuk yaparım sana bir araba.
I'll give you a car.
Ben yaparım.
I do.
Temiz iş yaparım.
Those guys are out.
- Senin için her şeyi yaparım.
- Anything for you.
Tamam, ben yaparım.
Fine. I'll do it.
Tamam bunu senin için yaparım.
Yes, yes, I'll do this for you.
Bana bir kaç bin dolar ve kamera ver, daha iyisini yaparım.
Give me a few thousand dollars and a camera, and I can do better than this.
Ben bir arkadaş için yaparım.
For a friend, I can.
En iyi tartiflettei ben yaparım.
I make the best tartiflette.
- Yaparım çünkü hata ediyorsun.
- I can because you're wrong.
Bunu nasıl yaparım?
How do I work this?
Bunu yaparım.
I'll do it.
Ne istersen yaparım.
I will do whatever you want.
Ben kendimle barıştım. Mecbur kalırsam tekrar yaparım.
I've made my peace, and I'd do it again if I have to.
Yaparım.
I'll do it.
- Ailemiz için her şeyi yaparım.
Anything for our family.
- Jessica ben yaparım diye düşünmüştüm.
- Jessica, I thought I'd be the one to do it.
İstediğini söyle ama o pisliği orada tutmak için ne gerekirse yaparım.
- You tell yourself whatever you want, but I'm gonna do whatever I need to do to keep that bastard behind bars.
Seninle olmak başkasının çocuğunu büyütmek demekse o zaman öyle yaparım.
And if being with you means raising another man's child, then I'll raise another man's child.
İnsanların önüme geçmesine izin verme pratiği yaparım ben de.
I can practice letting people cut in front of me.
Tarayıcımı tamir eder ve birkaç ayarlama yaparım, tamam mı?
I'll fix my scanner and make a few adjustments, okay?
Tamam Mike yaparım.
Okay, Mike. I'll make it happen.
Tallahassee yakınlarında birini öldürmüştüm, yine yaparım.
I killed a man outside Tallahassee. I'll do it again.
Ben yaparım!
Give it to me. I'll do it. I will!
Gidip dinlen, ben yaparım.
Go rest! I'll do it.
Düşünüyordum da... Lambrinin olduğu yeri alçıpan yaparım. Belki duvarı yıkar böylece direkt mutfağa açarım.
I've been thinking about... dry walling where the paneling is maybe take out that wall, so that it opens into the kitchen.
Çocukları okuldan alır, Aptal Pazar Gününü yaparım. Ama sadece bugünlük, tamam mı?
I'll take the kids to school, I'll do Sunday Dumb Day, but just for today.
- Bunu yapar mısın?
- Oh, you could?
En iyi yaptığımız şeyi yaparız.
We do what we do best.
Belediye meclisi üyesi Hawthorne-Price, polisin GZK'nin DNA'sını ailenizden biriyle ilişkilendirmesi hakkında yorum yapar mısınız?
Councilor Hawthorne-Price, would you care to comment on the fact the police have just linked the DNA of the Silver Bells Killer to a member of your immediate family?
- Bunu yapar mısın?
You'd do that? Yes.
Dana yapar sanmıştım.
I thought that was Dana.
Benim için bunu yapar mısın?
You'd do that for me?
Sence böyle bir şey yapar mıydım?
Does that sound realistic?
Şimdiye kadar ikinci tesisi yaparız diye umuyorduk ama yolun her adımında sorunlarla karşılaşıyoruz.
We had hoped to have the second facility up by now, but we've been running into trouble every step of the way.
Yapar mısın?
Could you do that?
Yapar mıyım?
Dare I?
Yatırım yapar adaletsizliğe, korkuya Ve uzun acılara
♪ Investing in injustice, fear And long suffering ♪
Bana ver, ben yaparım.
Give it to me. I'll do it. I will!
- Evet, yapar mısın?
Yes, would you?
Bu beni ayda yürümeye hak sahibi yapar mı?
Does that qualify me to walk on the moon?
Yaparım ve yapacağım.
I can and I will.